HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 15 OCAK 2025, ÇARŞAMBA

DÜNYA NEDEN BÖYLE?

06.12.2024 00:00
İnsanlık tarihi, sanki bir savaşlar tarihi gibi. Hangi tarih kitabını okusak, savaşlar kataloğunu
andırıyor. Ekmeğe, suya muhtaç insanların çaresizliği…Kadınların, çocukların ve yaşlıların
çığlığı…Yıkılan şehirler, mabetler…Yakılan okullar, kütüphaneler, hastaneler…
Sorsan kimse savaş istemiyor. Herkes barışçı. Sürekli barışa övgüler düzerler. Her fırsatta savaşa
karşı olduklarını söylerler. ''Savaş isterim'' diyen yok. Çünkü savaş, kan, gözyaşı, acı demektir. Bu
nedenle hiçbir toplumda savaş, insani ve ahlaki bulunmaz.
Öyle ise savaşlar neden oluyor?
Yer altı/yer üstü zenginlik kaynaklarının paylaşımı, sömürüsü savaşı. Toprak paylaşımı, pazar
paylaşımı savaşı…Tarih boyunca böyle olmuş. Kazançlar, savaşlar üzerine kurgulanıyor. Küresel güçler
kendi kaynaklarıyla yetinmiyor.
Savaşı emperyalist baronlar çıkartır. Kendi sermayelerini çoğaltmak için. Nasıl olsa savaşta ölen
kendi çocukları değil. Yoksul, kimsesiz, garipler, emekçiler savaş yapar. Zenginlerin malını, mülkünü
korumak, güvende tutmak için…
Yıllarca fakirin-fukaranın, yoksulun hakkını kullanarak, kimyasal, nükleer silahlanma yarışları
yaparlar. Sonra da psikopatın biri çıkar, çeşitli gerekçeler uydurarak, bunu yine masum-çocuklar,
kadınlar üzerine boca eder/boşaltır… Dünyayı ateşe atar. Belki de kahraman olmak için…

Oysa savaş, toplumların refah ve mutluluğu üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Binlerce insanın
yaralanmasına, sakat kalmasına ölümüne neden olur. Aileleri yok eder. Milletlerin ekonomik, sosyal
gelişmesini durdurur. Kısaca savaş, yıkım, kan, gözyaşı, acı, yoksulluk ve vatanından sürgün olmak
demektir.
Savaşta coğrafya/vatan toprağı ölüm cehennemine döner. İnsanlar, çoluk çocuk, kadın, yaşlı
savaşın zulmünden kurtulamaz. Savaş ortamından kaçmak, uzaklaşmak isteyen mazlumlar yollara
düşerler. Sınırları geçmek, dağları, denizleri aşmak için. Yurtlarını terk etmek zorunda kalırlar. Ve çoğu
zamanda ölümle sonuçlanır bu yolculuk…
Etkili ve yetkili dünya egemenleri, toplumların karşı karşıya olduğu yokluğu, yoksulluğu ortadan
kaldırmak için çaba göstermek yerine, kendilerini büyük göstermek için, gösterişli binalar yaparlar…
Silahlanma yarışına girip, dünyayı savaşa sürüklerler. Görece zayıf toplumları tehdit ederler.

Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri insanları yaşatmak için kullanmak varken, insanları, canlıları
öldürmek, yok etmek için kullanırlar. Çoğu zamanda ölen masum insanlar üzerinden ırk, din ve
mezhep farklılıklarına dayalı, ayrımcı, ırkçı yaklaşımlar sergilerler…
Hangi akıl-mantık, vicdan ve ahlaka sığar bu?
İnsanlar birbirlerini kendi icat ettikleri silahlarla öldürürken, uluslararası sahte insan hakları, barış
ve kardeşlik kuruluşları sadece seyrediyor. Evrensel hukuk kuralları, toplumların özgürlüğü masalları
nerde kalıyor? Hatta en çok da barış türküleri söyleyen bunlar kurşun sıkıyor, bomba atıyor
masumların üzerine…

Öyle ise, insanları öldürmek için harcadığımız çabayı, parayı, onları insanca yaşatmak için
harcasak…Dünyadaki yokluğu, yoksulluğu, insani felaketleri, vicdansızlıkları önlesek diyorum.
Toplumları huzur ve refah içerisinde yaşatsak…
Gerçek kahramanlık bu olsa gerek…
Dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşanan savaş, ekonomik, sosyal, siyasal sorunlar, gelişmiş
bölgelerindeki toplumları huzurlu, mutlu kılmaz. Mutlaka bir gün bu sorunlar, her bölgeye yayılarak
onları da bulacaktır. Covid-19 salgınında yaşananları hep beraber gördük. Ortadoğu'da, Filistin'de,
Gazze'de, Suriye'de yaşananları halen görüyoruz…

O halde, insanlar arasındaki gelir ve tüketim dengesizliklerini asgari düzeye indirip, refahın tüm
topluma yayılması için gerekli çaba gösterilmelidir. En yakın komşularımızdan başlayarak, tüm
insanlığın barış, huzur içinde yaşaması için bu gereklidir. Yoksa hiç kimse bulunduğu bölgede, ülkede,
güven ortamında olamayacaktır. Çevremizdeki toplumsal yangınlar, savaşlar mutlaka bir gün bize de
sıçrayacaktır.
Dünyanın barışa, huzura ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Çevremiz, ateş çemberi
içinde…Harabeye dönmüş Halep görüntülerini izleyince, savaşın ölüm kokan o çirkin yüzünü bir kere
daha hissediyor insan…Toplumların sorun ve anlaşmazlıklarını, barışçıl yollardan çözüme
kavuşturmalarının ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlıyorsunuz.
Çünkü savaş ve gerginliklerden sonuç itibariyle, hiç kimsenin, hiçbir ülkenin fayda görmesi
mümkün değildir…
Dileğimiz savaşlar olmasın, insanlar ölmesin!
Herkes evinde, yuvasında, yurdunda huzur, mutluluk ve refah içerisinde yaşasın!
Evet, vatanın ve milletin savunması için zorunlu değilse, savaş bir cinayettir.
Behçet UYANIK / diğer yazıları
•ÖRNEK KARAKTER MEHMET AKİF 27 00:00:00.12.2024
•DÜNYA NEDEN BÖYLE? 06 00:00:00.12.2024
•DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ 24 00:00:00.11.2024
•KAÇMAZ FIRSATLAR SİZİ BEKLİYOR! 07 00:00:00.11.2024
•İNSANLAR DA MEVSİMLER GİBİ 14 00:00:00.10.2024
•NEREYE GİDİYORUZ 03 00:00:00.10.2024
•EĞTİM Mİ ÖNEMLİ KARAKTER Mİ? 09 00:00:00.09.2024
•AR DAMARI ÇATLAMIŞ 25 00:00:00.08.2024
•KALİTELİ İNSAN 26 00:00:00.04.2024
•HER GÜNÜNÜZ BAHAR OLSUN 20 00:00:00.03.2024
•KALBİN ORUCU 14 00:00:00.03.2024
•VİCDANINI YİTİRMİŞ DÜNYA 27 00:00:00.02.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr