MİSAFİR BEREKET'TİR GÜLER YÜZ ANAH'TARDIR
Değerli okurlar, İslam ahlakının en önemli özelliklerinden birisi misafirperverliktir. Bu da çok önemlidir. İyilik yapmak, cömertlik, paylaşma, hayırseverlik duygularını insanın içinde yaşatır. Ben de bu vesileyle bir Müslüman olarak misafir ağırlamayı ibadet sayıyor, bu güzel hasleti ifa ederken de çok ihlasla davranmaya çalışıyorum. Misafirin kalbi kıldan incedir, gönül bir Kâbe'dir, Kâbe ise Allah'ın evidir. Bu yüzden gönül kırmak Kâbe'yi yıkmak gibidir. Hele de bu gönül misafir gönlü ise daha da önemlidir. Misafire yapılan ikramların azlığı çokluğu önemli değildir. Önemli olan güler yüz, tatlı dildir. Bunlar olmadıktan sonra saray sofrası da kursanız hiçbir önemi yoktur. Hani derler ya: "Kaldır kaşını da yiyeyim aşını."
Misafire ikram yaparken yalnız Allah rızası için, fakir-zengin ayrımı yapmadan, hiçbir menfaat gözetmeksizin yapılmalıdır. Ben şahsen böyle yapıyor ve böyle düşünüyorum. Misafir ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyor, hasta da olsam yorgun da olsam yaptığım hizmetleri hiç yüksünmüyorum.
Hazret-i İbrahim bir gün kendisine misafir olarak gelen bir Mecûsiye: "Eğer Müslüman olursan sana ikram eder, seni ağırlarım." deyince Mecûsi darılıp gider. Cenâb-ı Hak, ona: "Neden onu misafir etmek için dinini değiştirmesini istedin? O beni tanımadığı hâlde ben ona yetmiş yıldır rızkını veriyorum." diye uyarınca Hazret-i İbrahim koşup Mecûsi'yi arar, bulur, yalvarıp yakarır, olup biteni ona anlatır ve ikramda bulunur. Mecûsi: "Demek ki Allah Teâlâ bana karşılıksız olarak nimet veriyor. O hâlde bana İslâmiyet'i öğret, Müslüman olayım." der.
Değerli okurlar, yine "Misafir girmeyen eve melek girmez." denilmiştir. Cimrilik duygusuyla misafir ağırlamaktan kaçınmamak gerekir. Zira misafir, kendi rızkıyla gelir. Unutulmamalıdır ki, misafir eve bereket getirir. "Misafir rızkını getirir ve evdeki topluluğun günahını (bağışlatıp) götürür." (Feyzü'l-Kadir, IV, s: 261)
Misafir bizlere Allah'ın bir emanetidir, değerli okurlar. Teberânî'de "Sofra misafirin önünde olduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istiğfar ederler." diye geçer. Misafir darıltılmamalıdır. Misafiri gücendiren, Allah'ı gücendirmiş olur.
Değerli okurlar, benim rahmetli annem misafire tıpkı anlattığım gibi davranır, biz evlatlarını da güzel ve hayırlı öğütlerle süslerdi. Ben de o annenin evladı olarak okudum, inceledim ve annemin bize öğrettiklerini Allah'ın rızasının içinde buldum. Nurlar içinde cennet hatunu olmasını istediğim annemin yolundan giderek misafire çok önem veriyor ve misafir geldiğinde çok mutlu oluyorum.
Ve şimdi, değerli okurlarım…
GÜLER YÜZ VE TATLI DİLİN ÖNEMİ
İşte tam da şu an kapı açılmak üzere... Burada sizlere değinmek istediğim konu bana göre çok önemli: Ziyaret ettiğimiz insanlar kim olursa olsun — oğlumuz, kızımız, arkadaşımız ya da bir dostumuz olabilir — burada önemli olan nasıl karşılanacağımızdır. O kapı açıldığında ilk karşılanma çok önemlidir. Güler yüz, tatlı dil olmadıktan sonra yapılan hiçbir hizmetin ve ikramın değeri yoktur. İnsanı sevdiren yüzdür.
Değerli okurlar, dinimizde güler yüzlü ve tatlı dilli olmanın öneminden kısaca bahsetmek istiyorum.
"Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:"
Müslüman güler yüzlü, münafık asık suratlı olur.
Tebessüm bedavadır; alanı mutlu eder, vereni üzmez.
Huzurun anahtarı tebessümdür.
Tebessüm edemeyen zavallıdır.
Gülümsemesini bilmek, iki cihan saadetine sebep olur.
Bizim dinimiz; sevgi, hoşgörü, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve iyilik dinidir. Dostlarınıza doğruyu söyleyin, düşmanları ise güler yüz ve tatlı dille idare edin. Atalarımız ne güzel demiş: "İyiliğe iyilik her kişinin
[
MUHABBET
Her halimiz Hakk'a ayan bilelim,
Düşküne uzanan eldir muhabbet.
Üç günlük dünyada hep dost olalım,
Gönüllerde açan güldür muhabbet.
Gecenin sehere kavuştuğu an,
Gaflet uykusuna aldanma uyan,
Yeter ki gönülden Allah'a dayan,
Rahman'a uzanan yoldur muhabbet.
Okşuyorsan bir yetimin başını,
Zehir etmiyorsan tatlı aşını,
Misafire çatmıyorsan kaşını,
Allah'ın sevdiği kuldur muhabbet.
Düşenin elinden tutarsan eğer,
Ol senin hanene rahmetler yağar,
Sevenin kalbine dünyalar sığar,
İki cihanda da boldur muhabbet.
Muhabbettir gönülleri hoş eder,
Muhabbet Rabb'imin hoşuna gider,
Muhabbetsiz hayat boşuna gider,
Gıptayla bakılan haldir muhabbet.
Erenlerin dergahında buluşan,
Yüzünde belirir nurdan bir nişan,
Dostlukların arasında dolaşan,
Ilgıt ılgıt esen yeldir muhabbet.
Anaya babaya eyle merhamet,
Seher vakti gözyaşıyla tövbe et,
Her damla göz yaşı olsa nedamet,
Gönüllerden taşan seldir muhabbet.
Şerif-eyim ömür denen her günün,
Hakkını vermeli bu yüce dinin,
Eseri kalmasın nefretin kinin,
Yaradan isterse oldur muhabbet.
Şerife Gündoğdu