HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 02 ŞUBAT 2025, PAZAR

"HASTAYA GÖNÜL DOKUNUŞU: DİNİMİZİN IŞIĞINDA ZİYARETİN ÖNEMİ"

18.01.2025 00:00
Değerli okurlar, toplum olarak örf ve adetlerimizi mi unuttuk, yoksa insanlığımızı mı yitirdik? Bilemiyorum. Bildiğim ve gözlemlediğim tek şey, iyice bencilleştiğimizdir. Özellikle içinde bulunduğumuz kış aylarında, hastalıkların yayıldığı ve hastaların çoğaldığı şu günlerde, günlerce hatta aylarca evinde yatan hastalarımız var. Ne yazık ki bir Allah'ın kulu, kimse kimsenin kapısını çalmıyor. Bir hasta gönlünü bile alamaz hale geldik.

Hasta yatan kişinin bir bakanı vardır ya da yoktur. Eğer hastanın bakanı yoksa, ona yardımcı olmak zaten dinen bizim görevimizdir. Hastanın bakanı olsa bile yine de ziyaret etmemiz gerekir. Önemli olan, gönül almaktır. Hastanın kötü gününde yanında olduğunu hissettirmek, güzel bir davranıştır.

Bir yakınımızın veya komşumuzun hasta olduğunu duyduğumuzda eğer ziyaret etmeyi düşünüyorsak, elbette acele etmeliyiz. Çünkü şeytan insana sürekli vesvese verir: "Bugün gitmeyeyim, yarın giderim," deriz ve bir bakarız, hasta ölmüş olabilir, sevaba girmemize engel olmuştur. Şeytan'ı sevindirmek yerine Allah'ın rızasını kazanmak, elbette her Müslüman için daha hayırlıdır.

Hasta ziyaret edeceğimiz zaman, "O benim ziyaretime gelmedi," ya da "O bana hiç iyilikte bulunmadı, ben de ona gitmeyeyim," gibi bir düşünceye kapılmamalıyız. Çünkü herkesin yaptığı iyi veya kötü davranışlar, kendi amel defterine yazılır. Onlar yapmasa bile biz onlara örnek olmalıyız. Zengin-fakir ayrımı yapmadan, hatta komşumuz ya da arkadaşımız gayrimüslim bile olsa, biz yine de görevlerimizi yerine getirmeliyiz.

Bir hadis-i şerifte rivayet olunur ki; her gün Peygamber Efendimizin eşiğine çöplerini döken gayrimüslim bir komşusunun eziyetlerine büyük bir sabırla katlanan Peygamber Efendimiz, bir gün çöpün dökülmediğini görünce komşusunu merak eder ve kapısını çalar, hatırını sorar. Komşusu şaşırarak, "Ben size bu kadar kötülük yaptım, buna rağmen hatırımı mı soruyorsunuz?" der. Peygamber Efendimiz de, "Bugün çöpleri dökülmemiş görünce, yoksa bu komşumuz hasta mı diye merak ettim," der. Bunun üzerine gayrimüslim komşusu, "Eğer İslam bu kadar güzel bir din ise, o zaman ben de Müslüman olmak istiyorum," diyerek şehadet getirir ve Müslüman olur. Bizler de, iki cihan güneşi Peygamberimizin ümmeti isek, her zaman örnek davranışlarda bulunmalıyız. Bir Müslüman'a yakışan budur zaten.

Küçük bir apartman dairesinde yaşayan ve birbirinden haberi olmayan komşuların içler acısı durumundan bahsetmek istiyorum. Komşunun birisi amansız bir hastalığa yakalanır ve aylarca yatağa bağlı kalır. Diğer komşular bir ara duyarlar, ama hasta olduğunu önemsemezler. Sonra hasta vefat eder, cenazesi kaldırılır ve komşular yine duymazlar. Aradan iki ay geçtikten sonra, bir muhabbet arasında komşularının öldüğünü duyarlar ve bunu normal bir havadis gibi birbirlerine anlatırlar.

Bu olayı duyduğum zaman çok üzüldüm, vicdanen de huzursuz oldum. Kim bilir, o vefat eden komşu kaç kere beklemiştir bir komşusunun kapısını çalmasını? Kim bilir, kaç kere gözü yollarda kalmıştır bir yakınının, bir arkadaşının ya da bir komşusunun arayıp hatırını sorması için? Daha ne kadar hasta vardır kimbilir gözü yollarda  bekleyen...

Değerli okurlar, hepimizin de bildiği gibi gönül bir Kabe'dir. Kabe ise Allah'ın evidir. Bizim de dönüp dolaşıp gideceğimiz tek kapı Allah'ın kapısıdır. Demek ki biz hasta ziyareti yapmakla sadece hastanın gönlünü almıyoruz; aynı zamanda Allah'ın rızasını da kazanmış oluyoruz.

Bu gün bir din kardeşimizin başına gelen bir musibet, yarın bizim başımıza da gelebilir. Hiçbir şeyin hiçbir zaman hiçbirimizin garantisi yoktur. Aynı duruma düştüğümüzde mutlaka hatalarımızı anlarız, ama iş işten geçmiş olur. Son pişmanlık fayda etmez.

Bilindiği gibi. Yüce dinimizin gereği hasta ziyareti sünnettir. Bir Müslüman'ın din kardeşi üzerinde beş hakkı vardır; bunlardan biri de hasta ziyaretidir. Bir hadis-i şerifte rivayet edildiğine göre hasta ziyareti, Allah'ın en çok razı olduğu, büyük mükâfatlar vaat ettiği bir amel-i salihtir.

Bu hususta birçok hadis-i şerif vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

Allah Teâlâ kıyamet gününde şöyle buyurur: "Ey Âdemoğlu, hastalandım, beni ziyaret etmedin." Kul der ki: "Sen Âlemlerin Rabbi iken, ben seni nasıl ziyaret edeyim?" Allah Teâlâ: "Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyarete gitseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun?" (Müslim, Bir, 43).

"Sırf Allah rızası için bir hastayı ziyaret eden kişi için Allah Teâlâ buyurur ki: Ne güzel ettin; cennette kendine bir köşk hazırlamış oldun." (Buhari)

"Hastaları ziyaret ediniz, hem onlara dua ediniz hem de onlardan kendinize dua etmesini isteyiniz. Şüphesiz hastaların duası makbuldür, günahları da affedilmiştir." (Deylemi)

Hastanın iyileşmesi için yüzde seksen morale ihtiyacı vardır. Hastaya moral vermek, bir poşet ilaçtan daha hayırlıdır. Doktorlarımız bilim insanlarıdır; onlara saygımız büyüktür. Doktorlarımız ve alınan ilaçlar iyileşmemiz için birer vesiledir. Ancak asıl şifa verici Allah'tır.

**"Hasta ziyareti hemen yapılmaz; en az üç gün geçmelidir. Aradan sonra hasta ziyareti kısa olmalıdır. Hastaya bol bol moral verilmelidir. Hastanın yüzüne hiç bakmamanın doğru olmadığı gibi, sürekli yüzüne de bakmak doğru değildir. Hastaya bol bol iyileşmesi için dua edilmelidir.

Değerli okurlar, toplumumuzun bu kadar duyarsız hale gelmesinde elbette bizim de sorumluluklarımız vardır. Bizler oturduğumuz yerden sürekli gençlerimizi kötülemekten vazgeçmeliyiz. O gençleri bizler yetiştirmedik mi? Evlatlarımızı doğru yetiştirmediğimiz sürece, insana verilen değer git gide daha da azalacaktır. "Çocuklar ailenin aynasıdır." Aileler de toplumun aynasıdır. Bir toplumun bozulmasından, duyarsızlaşmasından bütün toplum sorumludur. Biz büyükler olarak, çocuklarımıza hem anlatarak hem de görsel olarak güzel örneklerde bulunursak, elbette onlar da büyüklerinden gördüklerini devam ettireceklerdir. Hepimiz üzerimize düşen görevleri hakkıyla yerine getirdiğimizde yeniden duyarlı bir toplum haline gelebiliriz."**
Sevgi ve saygılarımla...
Şerife GÜNDOĞDU / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr