6 Şubat 2023, Depremi Türk halkı için tarihlerde unutulmaz bir yer edindi. Kahramanmaraş'ta meydana gelen büyük deprem, sadece o şehri değil, çevresindeki illeri de derinden etkiledi. Bir anda her şey değişti. Evler, işyerleri, hastaneler; kısacası yaşam alanları saniyeler içinde yerle bir oldu. O an, birçoğumuz için yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatan bir dönüm noktasıydı.
O kara günde binlerce insan, sevdiklerinden, evlerinden, geçmişlerinden ve hayallerinden bir anda koparak toprağa gömüldü. Birçok aile, saatler sonra kaybolan yakınlarının acısıyla sarsıldı. İnanılmaz bir hızla, yıkıntılar altında kalan insanların kurtarılması için başlatılan yardım çalışmalarına tüm ülke kenetlendi. Gönüllüler, kurtarma ekipleri, sağlık çalışanları ve devletin tüm imkanları seferber edildi.
Ancak o korkunç günün acısı bir anda geçmedi. O anki şaşkınlık ve dehşet, uzun süre hafızalarımızdan silinmeyecek izler bırakacak şekilde derinleşti. İnsanlar, kaybettikleri yakınlarının acısıyla sarsıldı. Evlerini, işlerini kaybeden insanlar, bir anda hayatta kalma mücadelesi verirken bir yandan da yas tutmak zorunda kaldılar.
Ve bu acı günler, aynı zamanda Türk milletinin birbirine kenetlendiği, dayanışma ruhunun zirveye ulaştığı günlerdi. Arama-kurtarma ekipleri, hayatını kaybedenlerin yakınlarını bulmaya çalışırken, birçok gönüllü de yardım göndermek için seferber oldu. Gıda, giysi, ilaç ve temel ihtiyaçlar hızla bölgelere ulaştırıldı. Depremin ardından hızla inşa edilen barınma alanları, geçici barınaklar ve yardım çabaları, insanın ne kadar güçlü bir varlık olduğunu, zorluklar karşısında dayanışmanın nasıl bir güç oluşturduğunu gösterdi.
Bu deprem, sadece fiziksel anlamda değil, ruhsal anlamda da büyük bir sınav verdi. Acının ve kaybın yanı sıra, yaşamın ne kadar değerli olduğunu, hayatta kalanın bir sorumluluğu olduğunu anlamamıza yol açtı. Bu felaketten sonra, dayanışmanın, sevginin, fedakarlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettik. Acı, hepimizi ortak bir paydada buluşturdu; kaybettiğimiz canları ve onları anarken, geleceğe dair daha umutlu olmamız gerektiğini de hatırlattı.
Her deprem, bir anı olarak kalmayacak. Depremin verdiği acılar, kayıplar ve izler çok derin; ama aynı zamanda geleceğe dair umutlarımızı beslememize de yardımcı oluyor. Bugün, arama-kurtarma çalışmalarının hızla tamamlanmasının ardından yeniden inşa süreci de hızlandı. Yıkıntılar arasından yeniden doğan şehirler, kaybolan hayatları bir anlamda yaşatıyor. Bu süreç, hem bireysel hem de toplumsal olarak iyileşme ve yeniden ayağa kalkma sürecidir.
O acı günde kaybettiklerimize Allah'tan rahmetler, geride kalanlara büyük sabırlar diliyoruz. Her birinin ayrı ayrı mekanları cennet olsun. Her ne kadar zaman geçse de, o günün etkisi yüreklerimizde derin izler olarak kalacak; ama bir yandan da depremden alınacak dersler, bizi daha hazırlıklı ve güçlü kılacak. Unutmayalım ki, en karanlık anlarda bile, yeniden doğmak mümkündür.
Sevgi ve saygılarımla.
CAN ÇİÇEKLERİ
Nice canlar verdik kara toprağa,
Hazan vurdu, döndük kuru yaprağa.
Mahşeri andıran bu kara çağa,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Karardı dünyamız, yüzümüz gülmez,
Boynumuz büküktür, gidenler gelmez.
Elemler içinde acımız dinmez,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Bir asra bedeldi kısacık an'ı,
Elbette Allah'tan aldı fermanı.
Kara toprak yuttu binlerce canı,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Alev alev yandı, yok oldu canlar,
Enkaza karıştı o asil kanlar.
Gafletten uyansın bütün insanlar,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Kara günlerimiz tez gelip geçsin,
Ya Rabb, derdimize sen tek ilaçsın,
Lütfûnla kahrınla başlara taçsın,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Şerife'yim, sinemi deldi bu acı,
Dermansız dertlerin yoktur ilacı.
Yan yana can verdi kardeşle bacı,
Bahar gelsin, açsın can çiçekleri.
Şerife Gündoğdu
06.02.2023