Değerli okurlar.
Ağlamak, çoğu zaman zayıflıkla ilişkilendirilir, oysa ki aslında bir güç gösterisidir. Toplumda çoğunlukla gözyaşları bir zayıflık belirtisi gibi görülse de, ruhsal açıdan bakıldığında ağlamak bir iyileşme ve yenilenme sürecidir. Hem bedensel hem de duygusal anlamda bir temizliktir. İçimizde biriken öfke, acı, korku ve hüsran… Tüm bu duygular, bedene bir yük gibi çöker. Ve işte bu noktada ağlamak, ruhun bu yükten arınması için en doğal çıkış yoludur.
Ağlamak Bir İhtiyaçtır
Her insanın içsel bir dengeye ihtiyacı vardır. Duygularımızı bastırmak, bu dengeyi bozar. Zamanla içimizde biriken duygular, biz fark etmeden ruhumuzu taşınması imkansız yüklerle doldurur. Ağlamak, bu yoğun duygusal yükü hafifletmenin bir yoludur. Bir anda kalbimizdeki ağrıyı dışarıya, gözyaşlarıyla bırakırız. O an, bir nebze olsun rahatlarız. Ağlamak, yalnızca gözyaşlarını dökmek değildir; bu, bir çeşit kendini temizlemektir.
Ruhsal Temizlik
Ağladığımızda, sadece gözyaşlarını dökmekle kalmayız, aynı zamanda içsel dünyamızda da bir temizlik yaparız. Ağlamak, tıpkı bir fırtına gibi, içimizdeki karanlıkları ve kasveti dışarıya atmamıza yardımcı olur. Bazen kelimeler yetersiz kalır, hissettiklerimizi ifade edemez ve biriktiririz. O an ağlamak, kendimizi dışa vurmanın en doğal yoludur. Bu da ruhsal bir detox süreci gibidir. Ağladıkça, acı hafifler, nefes almak kolaylaşır, yüreğimiz rahatlar.
Ağlamak ve İyileşmek
Ağlamak, insanın iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar. Fiziksel bir yaralanmada olduğu gibi, duygusal yaralanmalar da iyileşmeye ihtiyaç duyar. Ağlamak, bir nevi duygusal yaraların iyileşmesidir. Gözyaşları, bedenin bir "iyileşme" mekanizmasıdır. Zihinsel ve duygusal anlamda sağlıklı olmak, duygularımızı serbest bırakabilmekle mümkündür. Bu, ağlamanın sadece bir duygu ifadesi olmadığını, aynı zamanda bir iyileşme yöntemi olduğunu gösterir.
Ağlamak, Yeni bir Başlangıçtır
Her bir gözyaşı, aslında bir adım daha atmamıza yardımcı olur. Bir acıyı geride bırakmak, bir kaybı kabullenmek, bir hayal kırıklığını iyileştirmek için ağlamak gereklidir. Çünkü ağlamak, başlangıçların en safıdır. Her gözyaşı, bir arınma ve bir yenilenme sürecidir. Kendini temizlemek, yeniden doğmak gibidir. Ağlamak, bizleri geçmişin zincirlerinden kurtarır, duygusal bağları çözmemize yardımcı olur. Bir ağlamadan sonra, yüreğimiz biraz daha hafif, biraz daha sağlıklıdır.
Sonuç olarak, ağlamak, zayıflık değil, bir güçtür. Ruhumuzu temizler, bedenimize rahatlık verir, acıyı dışarıya atarak huzura ulaşmamıza yardımcı olur. Bazen ağlamak, yeniden başlamak için atılacak ilk adımdır. Gözyaşlarının ardında, bir sonraki güçlü adımın, yeni bir başlangıcın, hayatın yeniden içimize dolmasının habercisi vardır. Ağlamak, geride bırakıp ilerlemek için bir adımdır; içsel dünyamızda temizlenmiş bir sayfa açmamıza yardımcı olur.
Sevgi ve saygılarımla...
Şerife Gündoğdu
13.04.2025
GÖZYAŞIM
Bir cevhersin, ateşten kaynayan, alev alev!
Özün bir su olsa da, gönlümde yangın olur.
İkbal saraylarını sensin yerle bir eden,
Gözlerimden gönlüme çağlayıp akıp giden.
Günahlara batırır nefis, şeytanı bir dev;
Yıkayıp arıtırsın, dupduru rengin olur.
Tomur tomur dökülen, sanki inci mercansın;
Susuz kalan ruhuma hayat veren bir cansın.
Bazen aşk, bazen sevgi damıtırsın derinden;
Dostluğun sayesinde yüksekler engin olur.
Zikir zikir dökülür, gidersin akın akın!
Canımı verdiğimsin; hem uzak, hem de yakın.
Tövbemin kanadında kutlu bir heyecansın;
Sen Allah'a gidince, bu gönül zengin olur.
Gün oldu dolup taştın, boşa döktün yaşını;
Gün oldu, hasret kaldım, naza çektin başını.
Ey gözyaşım, boşal da ama tekrar geri dol!
Seninle temizlenir, sevgiliye giden yol.
Şerife GÜNDOĞDU