Merhaba değerli okurlar!
Bugün sizlere mucize bir gençten bahsetmek istiyorum. 27 yaşında, adı Uğur Durmuş.
İstanbul Beylikdüzü' nde yaşıyor. Kardeşimin karşı komşusunun oğlu.Kurban Bayramının ikinci günü İstanbul'a kardeşimin yanına gittiğimde hoş geldine geldi bize. Çok kibar, sevecen , merhametli ,sabırlı ve şükür abidesi bir delikanlı. Yaşadıklarını az çok biliyordum ama , kendi ağzından dinleyince , meğerse hiç birşey bilmiyormuşum. Çok ibret alınası bir hayat hikayesinin bu baş kahramanını sizlerle tanıştırmak için yazmaya karar verdim.
Uğur henüz 10 yaşındayken bacaklarında oluşan kas gerilmesinden dolayı ameliyat olur. Ameliyat sonrası iki yıl tekerlekli sandalyeye bağlı kalır. Bir felçli gibi yürüyemez. Daha sonra egzersizler ve kendi olağanüstü gayretleri sonucu yürümeyi başarır. Hikaye bitti mi ? Hayır. Asıl hikaye bundan sonra başlar. Uğur daha sonra " skolyoz" ( omurganın bir yana eğrilmesi ) hastası olduğunu öğrenir. Ailesi tedavi ettirmek için yıllarca uğraş verir. Tek çare ameliyattır. Riskli ve ağır bir ameliyat geçireceğinin farkındadır. Bu durum 16-17 yaşlarında bir delikanlı için hem psikolojik hem de fiziksel olarak hiç de kolay değildir. Ama o bulunduğu yaştan çok daha olgun bir görüş alanına sahip olduğu için, bu süreci azmi , inancı ve kararlılığı sayesinde atlatacağından hiç şüphesi yoktur.
Ameliyat için en iyi doktorlar ayarlanır. Gün yaklaştığında, tahlil için hastaneye giderler. Babası bir akciğer röntgeni ister. Daha önce çekilmiştir ama, bir haftadır öksürük nöbetleri geçirmekte olduğu için içinin rahat olmasını ister.
Röntgen çekilir. Sonucu almak için doktorun odasına girerler. Doktor aileyle yalnız görüşmek ister. Uğur dışarıda kalmıştır. Doktorun söyledikleri karşısında anne baba donar kalır. Çünkü sağ akciğerde portakal büyüklüğünde bir tümör vardır. Doktor bu durumda skolyoz operasyonu yapamayacaklarını ,önce acil olarak akciğer ameliyatı olması gerektiğini söyler. Bu beklenmeyen durum karşısında anne baba şaşkın ve çaresiz kalmıştır. Bu da hayatî risk taşıyan bir ameliyattır. Karar vermek çok zordur. İzin vermeseler, çocukları bu tümörle ne kadar daha yaşayabilir? Verseler ,çocuklarını kaybetme olasılığı yüksek. Nasıl çıkmaz bir sokakta olduklarını düşünebiliyor musunuz?
Nihayetinde istemeyerek de olsa " denize düşen yılana sarılır" misali , ameliyata karar verirler ve önlerine uzatılan, çocuklarının kaderini belirleyecek olan kağıda imzayı atarlar. Uğur hastaneye yatar ama olanlardan haberi yoktur. O ,skolyoz ameliyatı için yattığını zanneder.
Ameliyat sırasında kalbi durur, yeniden çalıştırırlar. Sağ akciğer lobu tamamen alınır. Sol akciğerinde yarısı. Bu arada kalp zarar görmesin diye sağ tarafa alınır. Başarılı geçen bir operasyon sonrasında genç delikanlı kurtulur . Fakat diyet olarak da akciğerinin dörtte üçünü feda etmek zorunda kalır. Şimdi onun kalbi sağlıklı insanlar gibi solda değil, bazen sağda bazende solda atıyor. Yani kalbi bir sağa bir sola geçerek yer değiştiriyor. Uğur akciğerinde tümör olduğunu ve bu operasyonun bir akciğer ameliyatı olduğunu hastane odasının açık kalan kapısı önünde doktoruyla ailesinin konuşmalarından öğrenir.
Akciğer ameliyatından sonra sıra ikinci büyük operasyon olan skolyoz ameliyatındadır. Ama bir sorun vardır. Operasyon sırasında yüzükoyun yatması gerekmektedir. Fakat normal hastalar gibi yüzükoyun yatamaz. Çünkü dörtte bir akciğerle nefes alması mümkün değildir. Tek çare ayakta ameliyattır. Genç delikanlıyı çarmıha gerer gibi ayakta iki ellerini yana açıp bağlarlar. Ayaklarını da bağlarlar. Ve 57 doktorun katılımıyla 22 saat süren bir operasyon başlar. 22 tane metal destek ve 77 tane implant çivisiyle ,omurgayı baştan kuyruk sokumuna kadar olması gereken duruma getirirler. Ameliyat yine başarılı geçmiştir. Uyanıp gözlerini açtığında ilk işi Rabbine şükretmek ve gözleriyle namaz kılmak olur. İki ayı hastanede geçiren mucize delikanlı ,bu süreçte davranışlarıyla ,metaneti ve sabrıyla doktorların gözdesi olur. İyileşme sürecine giren Uğur taburcu olarak evine döner. İyileşmesi yıllarını alır. Bu dönemde kendini eve kapatır. Çünkü insanların ona acıyarak bakmasını istemez. Zamanı geçirmesi için bir uğraşının olması lazımdır. Kendini toparlar ve bununda üstesinden gelecek bir yol bulur. "Sosyal Sorumluluk Projesi". Bu sabır ve tevekkül âbidesi genç neler yapmadı ki ? Hâlen de yapmaya devam ediyor.
Kanser tedavisi gören çocuklarımızın hayallerini gerçekleştirir. (Tablet, oyuncak, laptop, kıyafet, bisiklet vb.) Kurban ve ramazan bayramında erzak ve alışveriş kartı verir. Köy okullarında öğrenim gören en az 50 öğrencimize kitap, kırtasiye, atkı, bere, kıyafet, ayakkabı ve bot yardımında öncü olur . Kan ihtiyacı olan hastaların kan ilanlarını sayfasında paylaşarak ihtiyaçlarını giderir. Organ, nakli ve kan ihtiyaçları konusunda paylaşımlar yaparak insanları bilinçlendirip farkındalık yaratır. El emeği oyuncak bebek projesi başlatarak İstanbul'da kanser tedavisi gören çocuklarımıza oyuncak bebek dağıtımı yapar. İzmir ve İstanbul'da kanser ve alzheimer tedavisi gören kişilerin evlerini yeniler. Türkiye'nin bütün şehirlerinde üniversite sınavına giren kişilere verilen kalem ve kalem kutusunu toplayıp köy okullarına verir.
2020 Yılının En İyi Kan İhtiyaçlarını Gideren Sayfası,
2007 yılında da yılın" En İyi Sosyal Sorumluluk Sayfası" ödülünü alır.
Elbetteki bunları tek başına yapmaz. Kurduğu sayfada ona destek olan yüzlerce kişiyle birlikte yapar. Bu sosyal yardımlarını halen devam ettirmektedir.
Okul dönemleri sağlık problemleri nedeniyle aksamış olsada, uğur okumayı yarım bırakmaz. Liseyi bitirir, ardından üniversite sınavlarına girer. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fizik Tedavi bölümünü tam burslu olarak kazanır. Üniversiteden fizyoterapist bir doktor olarak mezun olur. Ama ne yazık ki çok istemesine rağmen, fiziki durumu bu mesleği yapmasına uygun değildir. Hekimlik mesleğine başlamadan bitirmek zorunda kalır.
Şimdi ne mi yapıyor? O şimdi Kuveyt Türk Katılım Bankasının dürüst, çalışkan , başarılı ve çok sevilen bir personeli.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ödül töreninde ,Bölge Müdürü Abdullah Öztürk Bey'in elinden ,Türkiye'de sadece 10 kişiye verilen 2024 yılının Bireysel Yıldızlar Ödülünü alma şerefine nail oldu.
Yolun açık, başarıların bitimsiz olsun pırlanta yürekli mucize çocuk.
Değerli okurlar! Bütün arzum böyle gençlerimizin çoğalması. En içten sevgi ve saygılarımla.