Merhaba değerli okurlar!
Bugün ,huzur evlerine gönderilen yaşlılarımızdan bahsetmek istiyorum. Son günlerde, tanıdığım komşumuz olan iki ayrı ailedeki yaşlıların huzur evine yatırılması beni derinden etkiledi. Atalarımızın büyükleri baştâcı ettiği günler çookk eskilerde kaldı mâlesef. Şimdilerde moda; "huzur evleri". Biz nasıl bu kadar duyarsız bir toplum olduk ? Bizi kimler bu hâle getirdi ? Empati yoksunu ,merhamet fukarâsı, vicdânını şetanın esir aldığı bir toplumda ,Türk töresinden,islâm ahlâkından bahsedebilir miyiz?
Ana babaların yıllarca gözünden bile sakındıkları evlatları ,elden ayaktan düşünce onlara ;" biz artık size bakamıyoruz" deme hakkları var mı?
Yüce kitâbımızda ana baba ile ilgili bir çok âyetler var. Bunlardan biri de İsrâ süresi 23. âyet;
"Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilik yapmanızı kesin olarak emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık çağına erişirlerse sakın onlara "Öf!" bile deme, onları azarlama, onlara gönül alıcı tatlı ve güzel söz söyle"
İsra Suresi'nin 24. Ayetinde de yüce Rabb'imiz şöyle buyurur:
"Merhamet duygusuyla onlara karşı mütevazı ol. Onları sevgi ve merhamet kanatlarının altına al ve de ki: -Rabbim! Beni büyütüp yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et."
Değerli okurlar! Eğer Kur'anı gerçek mânada okuyup anlayabilseydik, onları huzur evlerine gönderirken bir kere değil bin kere düşünmemiz gerekirdi. Adı "huzur evleri olan bu mekanlar yaşlılar için malesef ki huzurlu bir ortam olmuyor. Çoğu yaşlılar üzüntüsünden, kısa zamanda hayatlarını kaybediyorlar. Ne tevafuk ki bu yazıyı hazırladığımın ertesi günü ,huzur evine gönderilen komşumuzun biri üzüntüsünden vefat etti. Bugün ikindi namazından sonra defnedilecek. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Yaşlılarımız için huzur, evlatlarıyla ve torunlarıyla birlikte geçirdikleri zamanlarda saklı. Onlardan bu mutluluğu esirgemeyelim. İstedikleri ne para ne pul ,ne de yiyecek.İstedikleri tek şey sevgi ve merhamet. Yazacak o kadar çok şey var ki. Ama sayfalarımız sınırlı olduğu için kısaca özetlemeye çalıştım.
Değerli genç okurlar, lütfen evimizde beslediğimiz kedilerimize,köpeklerimize gösterdiğimiz sevgi ve ilginin hiç olmazsa yarısını ,bizi büyütüp yetiştiren anne babalarımızdan esirgemeyelim. Huzur evleri,ölüm evleri olmasın. Bizde bir gün onların yerinde olacağız. Empati lütfen! Empati. Atalarımız ne güzel söylemişler; " Ne katarsan aşına,o gelir kaşığına."
Yazımı peygamber efendimizin şu sözleriyle bitirmek istiyorum;
"Anne-baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak kapılardan birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmıştır."
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dileğiyle ,hoşça bakın zâtınıza , ana ve babanıza.
YAŞLILIK
Koskoca bir ömür bu dile kolay
Geçmişe dalarız zordur yaşlılık.
Mümkün mü geçmesi olmadan olay,
Gözyaşı sileriz zordur yaşlılık.
Babam doksan oldu, anam seksen beş.
Birlikte yetmiş yıl birbirine eş,
Acı tatlı geçti anlamadan yaş,
Sonunu biliriz zordur yaşlılık.
Bazen kavga çıkar anlamsız sözden
İkiside destek umarlar bizden
Hakemlik yaparsan düşersin gözden
Arada kalırız zordur yaşlılık.
Biri söylenirken diğeri kızar
Tarafsız olanlar işitir azar
Anam göz ucuyla babamı süzer
Usulca güleriz zordur yaşlılık.
Anam der ki; "Hacı soğuk var ayaz "
Babam duymaz anlar; tavuklar beyaz
Rabbim sağlık versin ederiz niyaz
Huzurlar dileriz zordur yaşlılık.
Varlıkları bize en büyük nimet
Rabbimin lütfuyla kutsal emanet
Severek bakarız olmaz eziyet
Dualar alırız zordur yaşlılık.
NECİBE TAŞKIN ÇETİNKAYA
NOT: Bu şiiri annem babam hayattayken yazmıştım. Anneme,babama ve tüm geçmişlerimize Allah rahmet eylesin.(amin)