HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 02 ŞUBAT 2025, PAZAR

MERHÂMET YÂ HÛ !

02.02.2025 00:00
Merhaba değerli okurlar!
Bugün ,gerçekte yaşanmış, olayın kahramanlarının hayatta olmadığı bir öykü anlatacağım sizlere.
Büyük halamın eşi görev icâbı İstanbul'a gider. Orada kendi meslaktaşı olan bir kadınla halamı aldatır. Bu arada hiçbir şeyden habersiz olan halam iki kızıyla birlikte hayatını iyi kötü sürdürmeye çalışır . İşi iyice ilerletmiş olan kocası bir ara İstanbul'dan gelir ve halama durumu anlatır. Amacı boşanmak değildir. Fakat gururu kırılan halam olanı biteni ağabeylerine anlatır. Ağabeylerin cevapları kesindir:
- Derhal boşanacaksın.
Olayı duyan kocasının , ikisi de üst düzey bürakrat olan kardeşleri ( birisi o dönem çalışma bakanıydı) ne kadar yalvardılarsa da babamları ikna edemezler.
Sonuç olarak halam boşanır. Biri 4 ,diğeri 6 yaşında olan iki  kuzenimin velayetleri babaya verilir. Babaları o kadınla evlenen kuzenlerimin çilesi de böylece başlamış olur.
Bir roman niteliğinde olan, hayatlarından sadece küçük bir anekdot paylaşacağım.     Babalarının evlenmesiyle birlikte  annelerinden ayrılan kuzular ,hain kurdun pençelerine düşer. (Haksızlık etmeyeyim de, kurt bile o kadar zâlim, o kadar merhametsiz olamazdı.)
Hergün işkence, hergün dayak üvey anne için olağandı. 
Korkularından babalarına bir şey söyleyemezlerdi. Sofraya birlikte otururlar ve yemeleri için ısrar ederdi. Eğer yemek yerlerse ,babaları gittiği zaman vücutları morarıncaya kadar dayak yerlerdi. Tok yattıkları geceler sayılıydı. Açlıktan uyuyamazlardı.
Yine böyle aç oldukları birgün, üvey annelerinin dışarı çıkmasını fırsat bilip mutfağa girerler ve birer dilim ekmek alırlar. Olacak ya ! Üvey anneleri onları mutfakta ellerinde birer dilim ekmekle yakalar. Sonucunu söylememe gerek yok sanırım. Hırsını alamayan insan kılığındaki iblis , biri 7 diğeri 9 yaşında olan iki masum yavruyu anadan üryan soyar. Dışarıda diz boyu kar vardır. Saçaklardan sarkan mızrak boyundaki buzlardan soğuğun derecesini tahmin etmek zor değildir. Çırılçıplak soyduğu iki kız çocuğunu dışarı atar. İçeri girmiştir ama henüz icraatı bitmemiştir. Elinde ispirto bidonu ve çakmakla tekrar dışarı çıkar. İspirtoyu üzerlerine döker. O sırada tek katlı evlerinin pencerelerinden bu vahşeti izleyen komşular ,bu iblisin ne yapmak istediğini anlamışlardır. Koşarak dışarı çıkarak iki yavruyu kurtarırlar. Bütün bu işkence niçin ?Sadece bir dilim ekmek için. Merhâmet yâ hû !
Filmlerde bile eşine az rastlanır türden olan , merhamet rüzgârı semtine hiç uğramamış bu üvey anne modelinin yaptıkları , başta da söylediğim gibi acı ve hiç hatırlamak istemediğim bir anı. Hayatlarına dair anlatılacak o kadar çok şey var ki. Tabii ki her üvey anne böyle değildir. Öz annesini aratmayan nice anneler vardır.
Sonra ne mi oldu? Çok kısa anlatayım. Büyük kuzenim  daha âsiydi bir şekilde kurtuldu elinden. Küçük kuzenim ortaokula giderken ,annem dayanamayıp babasının karşısına dikildi ve onu o cehennemden kurtarıp bize getirdi. Üç kız kardeştik, dört olduk. Liseyi bitirdi ve hayırlı bir kısmet çıkınca da annem evlendirdi.  Annemin o kadınla yaşadıkları  ise başka bir hikâye.
Ha bu arada bunlar olurken babam (yani dayısı )Almanya'daydı.
Bir sene önce amansız hastalıktan kaybettiğim kuzenime ,hayatını yazacağımın sözünü vermiştim. İnşallah bu sözümü tutabilirim.
Rabbim kimseyi, hele de çocukları annesiz bırakmasın.  Annemin,babamın,halamın kuzenimin ve cümle ölmüşlerimizin mekanı cennet ruhları şâd olsun.
Sevgi ve saygılarımla.

ANNEM

Karanlık gecemde sensin tek ışık
Aydınlığın dolar özüme annem
Var mıdır dünyada sen gibi âşık
Bakmaya doymazsın yüzüme annem

Barınmaz gönlünde ne nefret ne kin
Gönül tarlasında olursun ekin
Evlâdım ciğerim canımdır lâkin
Senin gibi bakmaz gözüme annem

Yeşiller kuruyor ömür yarılar
Buğdaylar biçildi kaldı darılar
Baharda peteği sunan arılar
Şimdi bal yapmıyor güzüme annem

Derdimle dertlenir umut olurken
Çâre nerde ise arar bulurken
Benimle üzülüp hüzün dolarken
Herkes odun taşır közüme annem

Çakalın kurnazı koyun güderken
Doğruyu bırakıp eğri giderken
Dürüst yaşayanın devri biterken 
Adın kefil olur sözüme annem.


 
Necibe ÇETİNKAYA / diğer yazıları
•MERHÂMET YÂ HÛ ! 02 00:00:00.02.2025
•HUZUR MU DEDİNİZ? 22 00:00:00.01.2025
•VARZAHAN YAYLASI 11 00:00:00.01.2025
•KIŞ VE KAR 02 00:00:00.12.2024
•BU GÜN 24 KASIM 24 00:00:00.11.2024
•ATAM 09 00:00:00.11.2024
•CUMHURİYET 01 00:00:00.11.2024
•GURBET 05 00:00:00.10.2024
•ÖZGÜR MÜYÜZ ? 02 00:00:00.09.2024
•AYASOFYA'M 26 00:00:00.07.2024
•AHÎLER VE BUGÜNKÜ ESNAFLAR 02 00:00:00.07.2024
•YOLLAR 13 00:00:00.06.2024
•ÇIKIP GELSEN 04 00:00:00.06.2024
•BİR BAYBURT MACERASI 31 00:00:00.05.2024
•İSTANBUL'UN FETHİ 29 00:00:00.05.2024
•KÖYE GİDELİM 22 00:00:00.05.2024
•ESKİYE ÖZLEM 16 00:00:00.05.2024
•TEŞEKKÜR EDİYORUM 13 00:00:00.05.2024
•SEN YUNUS OLAMAZSIN  12 00:00:00.05.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr