Değerli okurlar.
Bir yanda "Ev benim, kira hakkım" diyen ev sahipleri, diğer yanda "Bu rakamla nasıl geçineyim?" diyen kiracılar… Bu kavga değil, bir çöküşün hikâyesi. Çünkü konu yalnızca kira değil; geçim, insaf ve vicdan meselesidir.
Ev sahipleri yıllarca biriktirip yatırım yapmış, çoğu emeklilik güvencesini o evle sağlamış insanlar. Onlar da haklı olarak, enflasyonla birlikte kira gelirlerinin eridiğini, hayat pahalılığının ev sahiplerini de mağdur ettiğini söylüyorlar. Gerçek bu. Ama bir diğer gerçek de şu: Asgari ücretle geçinmeye çalışan kiracılar için bu fahiş zamlar artık barınma krizine dönüşmüş durumda.
Ev sahipliği bir haksa, barınmak da bir insan hakkıdır. Kimse çocuğuyla sokakta kalmak istemez, kimse evini durduk yere boşaltmak istemez. Ama bazı ev sahipleri, "daha yüksek kira alırım" hırsıyla kiracılarını yıldırma yollarına başvuruyor; bazı kiracılar ise, "Nasıl olsa çıkaramaz" rahatlığıyla kötü niyetli bir tavır sergiliyor.
Oysa bu ülkede komşuluk vardı bir zamanlar. Emanet bırakılırdı, anahtar teslim edilirdi. Şimdi ise dava dosyaları, mahkeme koridorları, noter ihtarnameleri var. Güven, saygı ve vicdan sanki göç etti bu şehirlerden.
Sorun ev sahibi ya da kiracı olmak değil, sorun düzenin adaleti sağlayamaması. Kiralara sınır koymakla sorun çözülmüyor, çünkü maliyetler artıyor. Ancak vicdanla ve karşılıklı anlayışla çözüm bulunabilir. Devlet, hem ev sahibini hem kiracıyı koruyacak kalıcı ve gerçekçi politikalar geliştirmedikçe bu kriz derinleşmeye devam edecektir.
Sonuç olarak;
Ev sahipleri ve kiracılar arasında yaşanan bu gerilim, aslında toplumun tüm kesimlerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıların bir aynasıdır. Bizler birbirimizi düşman görmeyi bırakıp, insani değerlerimizi hatırlamalı; dayanışma ve empati ile çözüme odaklanmalıyız. Aksi halde, barınma hakkı, hayat pahalılığı karşısında en savunmasızlarımız için büyük bir felakete dönüşecektir.
Sevgi ve saygılarımla.
ÇOK MU SEVDİ GURBET SENİ SALMAZ MI
Demiştin ya, "Bu baharda ordayım,"
Sizin orda kış, bahara varmaz mı?
Tez gel canım, çabuk yetiş, dardayım,
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Bir kızıl goncadır sevdanın rengi,
Gönüllerde saklı aşkın ahengi.
Senden başka yoktur gönlümün dengi,
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Bahar dedin, yaza döndü, gelmedin…
Garip gönlüm köze döndü, gelmedin…
Ömrüm geçti, güze döndü, gelmedin…
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Gönül, küstüğüne seslenmez olur,
Yârden başkasına hislenmez olur,
Deli gönül asla uslanmaz olur,
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Dertli dertli yazar durur kalemim,
Çekerim, çekerim, bitmez elemim…
Yüreğimden taşar dolar özlemim,
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Gurbet elin yolu uzar da gider,
Gönül, abdal olur, tozar da gider…
Kader, oyunları bozar da gider…
Çok mu sevdi gurbet seni, salmaz mı?
Şerife Gündoğdu