DÜNYADA BARIŞ

08.10.2024 00:00

Sevgi ve barış üzerine söylenmiş sözlerden bazılarını hatırlayacak olursak,
- Lev Tolstoy; "Anladım ki Allah insanların birbirinden ayrı ayrı değil, tek vücut halinde yaşamalarını istediğinden, her birine kendi ihtiyaçlarını değil; hepsi için gerekli olan şeyleri ilham ediyor. Anladım ki insanlar, kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de gerçekte onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim severse, Allah'a yaklaşır; Allah da ona yaklaşır, çünkü o, sevgiyi yaratandır."
- Bakara Suresi 208.Ayet; "Ey iman edenler, topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın; çünkü o, sizin aranızı açan belli bir düşmandır."
- Şura Suresi 23. Ayet; "İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, Biz ondaki iyiliği artırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir."
- François Fénelon; "Tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir."
- Aram Tigran; "Dünyaya bir daha gelirsem: Ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım."
- Martin Luther King; "Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı."
- Sebuhi Quluzade; "Dünyada barış ve mutluluğun sağlanması için birbirimizi affetmek ve sevmek zorundayız. İntikam peşinden koşan toplum mutlu ve barışçıl olamaz."
- John F.Kennedy; "Savaş insanı mahveden kötülüklerin en önemlisidir. Savaş milletlerin varlığını yok eder; en güzel ülkelerin ziyan olmasına sebep olur; en iyi insanları yok eder ve kötülükleri yüceltir; bir ülkeye her türlü karışıklığı, anarşiyi ve yozlaşmayı getirir."
- Mustafa Kemal Atatürk de net bir şekilde; "Yurtta sulh, cihanda sulh." diyerek, barışın tüm dünyada olması gerektiğini söylemiştir.

Dünyada barışı için dünya vatandaşlığı düşüncesi; yeryüzünde yaşayan insanların ırk, renk, dil ve inanç ayrımı olmaksızın dünyanın vatandaşları olduğu fikri veya bundan doğan kimlik olarak bilinmekte olup, tarihte bilinen ilk dünya vatandaşları arasında da Sinoplu Diyojen olduğu söylenmektedir. Siyasi filozof Thomas Paine de "dünya vatanım, tüm insanlar kardeşim ve iyilik yapmak dinimdir." diyerek kendini dünya vatandaşı ilan etmiş olduğunu ve Albert Einstein ile Albert Camus gibi ünlü kişiler de hayatları boyunca dünya vatandaşlığı fikrini desteklemiş olduklarını kaynaklardan okumaktayız.

Birleşmiş Milletler 1945 yılında; tüm insanların insan hakları, eğitim, teknoloji, beslenme, sağlık gibi temel haklardan yararlanması görüşü ile insanların savaş değil, diplomasi yoluyla anlaşmasını amaçlayarak kurulmuş 193 üye ülkenin olduğu bir kurumdur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni oluşturan 5 daimi üye olan ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere savaş veya savaş beyanları olmadan anlaşmazlıkları çözmek için çalışmak durumunda olmasına rağmen yöneticilerinin tam tersi bir anlayışla hareket etmekte olduğunu görüyoruz. Dünya barışına hizmet edecek önemli kararlar maalesef alınmamakta ve bireysel çıkarlar hep ön planda yer almaktadır. Barış konusunda Bahai kaynaklarında; "Birlik çadırı kuruldu, birbirinize yabancı gözüyle bakmayınız. Ey dünyanın çatışan ulusları ve soydaşları yüzünüzü birliğe çeviriniz, bırakınız onun ışığı üzerimizde parlasın. Bir araya geliniz ve Tanrının hatırı için aranızdaki anlaşmazlığın kaynağı ne ise söküp atınız. Bütün insanlar daima gelişen bir uygarlığı ileri götürmek için yaratılmışlardır. Yaban hayvanları gibi davranmak insana yakışmaz…" diye tüm insanlara çağrıda bulunulmuş olduğunu görmekteyiz…

İnsanların dünya denilen aynı toprak üzerinde yaşamlarını sürdürdüklerini, bu topraklara aynı biçimde geldiklerini, aynı havayı soluyarak yaşamlarını devam ettirdiklerini, aynı suyu içtiklerini, dünyanın kendimize göre en uzak yerinde olan herhangi bir olumsuzluğun tüm insanları etkilediğini, var olan nimetlerde tüm insanların hakkı olduğunu artık ne zaman idrak edeceğiz..? Savaşın kazananı kaybedeni olmamıştır hiçbir zaman. Savaşın tek sonucu vardır; o da insanın kaybetmesidir. Dünyada eziyet çeken ve savaş mağduru olan insanların çektiği eziyetler yetmez mi..? Bu eziyetlerin sorumluluğu, vebali hepimizde değil mi..? Dünyanın kaynakları tüm insanlık için var olmuştur, bunların kavga ile değil adilane paylaşılması en doğru ve ahlaki olan değil midir..? Kin yerine sevgi büyütelim kalbimizde, çünkü yüreğinde sevgi dolu olan bir insan paylaşımcı ve barış ehli olur.

Son zamanlarda ülkemiz etrafında başlamış olan ve gelişerek geniş alanları kapsama ihtimali olan savaşlara son verelim ve artık dünyada genel barışı konuşalım. Unutmayalım ki; hepimiz bu dünyanın vatandaşı ve bir ağacın meyveleri, bir dalın yapraklarıyız.

Sevgiyle kalın…
Neyyir ARIBAŞ