HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 13 MART 2025, PERŞEMBE

İNANÇ YAPIMIZDA ÇÖKÜŞ MÜ VAR?

11.03.2025 00:00
Türkiye'nin İnanç yapısı incelendiği zaman insanın aklına ilk, ülkemizin %99'unun Müslüman olduğu gelir.  Bu durumun son zamanlarda değiştiği yönünde derin tartışmalar yapılmış ve çeşitli araştırma şirketleri bu konuyu derinlemesine incelemişlerdir.
Optimar Araştırma Şirketi tarafından 7-14 Mayıs tarihleri arasında, 26 şehirde, 3 bin 500 kişi üzerinde yapılmış geniş bir araştırma sonuçlarına göre Türkiye'nin artık %99'u Müslüman değil...
İslam'ın şartı kaç denildiği zaman tartışmasız cevap veririz. İslam'ın şartı 5 diye. Merak ediyorum, acaba ülkemizde İslam'ın 5 şartını yerine getiren insan sayısı kaçtır. Geçenlerde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Bursa İl Kongresi'ni televizyondan izliyorum. Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Akbudak bu konuya değiniyor ve İslam'ın şartının 5'ten 3'e nasıl indirildiğini anlatıyordu.
Ekonomik olarak zor şartlar altında kalan nüfusun büyük çoğunluğunun  Hacca Gitmek ve Zekat Vermek gibi İslam'ın 2 şartını yerine getiremediğini anlatıyor, 5 şartı yerine getirebilenlerin  sayısının çok az olduğunu anlatarak, nasıl bu hale düştüğümüzü sorguluyordu. 
Peki bize ne oldu Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken yaşadığımız ekonomik sorunlar ortaya çıktı?
 Yine bize ne oldu %99'u Müslüman olan halkımız dininden uzaklaştı?
Bu sorunun cevaplarını sizlerin düşünce yapısına bırakıyor ve 2 önemli açıklamayı hatırlatmak istiyorum.
___"Ebû Abdullah'a (Ca'fer Sadık aleyhisselâm), Allah azze ve Celle'nin Allah'a itaat edin, Resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin...' (Nisa, 59) ayetinden sordum. Buyurdu ki: 'Bu ayet, Ali b. Ebû Tâlib, Hasan ve Hüseyin hakkında inmiştir.' Dedim ki: 'İnsanlar diyorlar ki: Niçin Ali'nin ve Ehl-i Beyt'inin adı Allah azze ve celle'nin kitabında geçmez?' Buyurdu ki: 'Onlara deyiniz ki: Resûlullah'a (s.a.a.) namaz kılmaya ilişkin emir de inmiştir; ancak Allah, bu namazların üç rekât mı, dört rekât mı olacağını belirtmemiştir. Namazların rekât sayısını, Peygamberimiz açıklamıştır. Ona Zekât vermeye ilişkin emir de inmiştir; fakat insanlara bunun miktarının kırk dirhemde bir dirhem vermek olduğunu belirtmemiştir. Ta Ki bunu Peygamberimiz açıklamıştır. Hac ile ilgili emri de indirmiştir; ama Kâbe'nin etrafında yedi kere tavaf edin şeklinde bir açıklama getirmemiştir. Bu açıklamayı Resûlullah yapmıştır. 'Allah'a itaat edin,
Resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin...' (Nisa, 59) ayeti de Ali, Hasan ve Hüseyin (aleyhimusselâm) hakkında inmiştir. Peygamberimiz (s.a.a.) Ali (a.s.) ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: 'Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.' Bir keresinde de şöyle buyurmuştur: 'Size Allah'ın Kitabı'nı ve Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum.
Çünkü ben Allah azze ve celle'den, havuz başında bana dönünceye kadar bu ikisini birbirinden ayırmamasını istedim, O'da bu isteğimi kabul etti.'
Bir keresinde de şöyle buyurmuştur: 'Ehl-i Beyt'ime bir şey Öğretmeye kalkışmayın, onlar sizden daha çok bilirler.' Bir seferinde: 'Onlar sizi hidâyet kapısından çıkarmazlar ve sizi sapıklık kapısından içeri sokmazlar.' Buyurmuştur. Eğer Resûlullah (s.a.a.) bu açıklamayı yapmamış olsaydı, falanca oğulları ve feşmekan oğulları, emir Sahibi yetkisine sahip olduklarını iddia edeceklerdi. Fakat Allah azze Ve celle, Peygamberi (s.a.a.) tasdik etmek maksadıyla kitabında şöyle Buyurmuştur:
'Ancak ve ancak Allah, Ey! Ehl-i Beyt, sizden her çeşit Pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler.' (Ahzâb, 33)
Ali, Hasan, Hüseyin ve Fâtıma'yı, Resûlullah, Ümmü Seleme'nin evinde bir örtünün altına koydu. Sonra şöyle buyurdu: 'Allah'ım! Her peygamberin bir ailesi ve yakınları vardır. Benim yakınlarım ve ailem de bunlardır.' Ümmü Seleme: 'Ben senin ehlin değil miyim?' dedi. Buyurdu ki: 'Sen mutlaka hayırlı bir makama Sahipsin; fakat benim ehlim ve yakınlarım bunlardır.'" (1)
___ İmam Ali (a.s) bazı sahabeye doğru yolu şöyle göstermiş.
"Siz bilmiyor musunuz? 'Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin, sizden olan ülü'l-emre de. Eğer bir hususta Anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız Onu, Allah'a ve Peygamber'e götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.' 'Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılıp rükû halinde zekât (sadaka) Veren müminlerdir.' 'Yoksa Allah sizden cihat edenleri ve Allah'tan, Peygamber'inden ve müminlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yapıp ettiklerinizden haberdardır.' Ayetleri indiği zaman insanlar Peygamber'e gelerek: 'Ya Resûlullah âyette kastedilen özel bir zümre mi yoksa müminlerin geneli mi?' diye sorduklarında Allah (c.c.) ona Namazı, zekâtı ve haccı açıkladığı gibi, insanların ve velilerinin kimler olduğunu açıklamasını emretmiş, o da Gadîr-i Hum'da insanlara Şöyle hitap etmiştir:
'Ey insanlar Allah bana size ulaştırmam için bir Mesaj verdi; fakat bu mesaj, beni yalanlarsınız diye benim göğsümü daralttı. Sonra Allah bana, bunu ulaştırmamı ve beni koruyacağını bildirdi. Bilin ki, Allah benim velim, ben de tüm müminlerin velisiyim, ve onlara onların nefsinden daha evlayım.' -İnsanlar bunu tasdik edince- Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdu: 'Kalk ey Ali! Her kim Beni velisi kabul ediyorsa, sen de onun velisisin.'" (2)
 
 
  1. - El-Küleynî, a.g.e., c. 1, s. 286, h. 1. Keza bkz: el-Hâkim el-Haskânî, a.g.e., c. 1, s. 191, h. 203; Ayyâşî, a.g.e., 1, s. 249, h. 169.
(2)-          Cüveynî, a.g.e., c. 1, s. 313, bab 58, h. 250. Cüveynî bu hadisi Ebi Bekr
b. Ebi Ayyâşî tarikiyle Süleym b. Kays'tan nakleder. Müslim b. Haccâc, Sahîh'inin mukaddimesinde Ebû Bekir b. Ayyâşî'den bu hadisi aktrır. Ahmed'in Müsned'inin muhakkikleri onu "sadûk haseni'l-hadis" olara Tanıtır. Bkz: İbn Hanbel, Müsned, c. 28, s. 89, 16876. Hadisin zeyli. HaTırlatmak gerekir ki, Şeyh Sadûk da Ebû Bekir b. Ayyâşî'nin tarikiyle bu Hadisi nakletmiştir. Bkz: Kemâlü'd-dîn ve temâmü'n ni'me, el-babu'r-râbi' Ve 'l-işrûn, s. 274, h. 25.




 
Mustafa ÇOBANOĞLU / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--






logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr