İKLİMİN DEĞİŞMESİ

04.03.2025 00:00

Eskiden olduğu gibi, standartlaşmış mevsim karakteristiği ve geçişleri son yıllarda hepimizin de hissettiği gibi olmamaktadır. Yağışların olmaması veya aşırı olması sellere yol açmakta, afetler artmakta, artan sıcaklıklar ve kuraklıklar canlı yaşamı olumsuz etkileyerek tehdit etmektedir. İklimin değişmesi yeryüzünde su transferinin değişmesine neden olduğundan ve su, canlı yaşamanın dolayısıyla insanların temel yaşam kaynağı olduğundan dolayı hayati öneme sahiptir.

Yaşam alanlarımızda su dengesinin sağlanamaması durumunda; içme ve kullanma suyunda yetersizliklerin yaşanması ile tarımın ve hayvancılığın olumsuz etkilenmesi, orman yangınlarının artması, bulaşıcı hastalıkların olması, deniz seviyesinin yükselmesi gibi sorunlarla karşılaşılacaktır.

İnsanlarımızın birçoğu yağmur yağdığı zaman rahmet yağıyor ifadesini kullanırdı. Gerçekten de rahmet idi, Tanrının insanlara olan yardımı idi. Çünkü yağmur; mevsiminde kararlı bir şekilde yağarak yolları temizler, tarlalara ekilmiş olan tarım bitkilerinin su ihtiyacını karşılayarak randımanlı bir gelişim sağlar, ormanların su ihtiyacına cevap vererek ekolojik sistemin devamını sağlar ve barajları doldurarak canlı yaşamın devamını sağlamaktadır.

Ülkemizde bu konularda çalışmalar yapmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bulunmakta ve bakanlığa bağlı da İklim Değişikliği Başkanlığı bulunmaktadır. Başkanlığın internet sitesine bakıldığında 2011-2023 tarihli bir eylem planının olduğu görülmektedir. Eylem planı dahilinde devletimizin kurumları gerekli takipleri yaparak, önlemlere ait çalışmaları yaptığını düşünüyoruz. Ayrıca; söz konusu eylem planının 2023 sonuna kadar olması nedeni ile de bir sonuç değerlendirme raporunun olması gerektiğini de düşünüyoruz.

Su kullanımında tasarruf ile ilgili; bilgilendirme ve yöntemler konusunda insanlarımızın eğitilmesi, bilinçlendirilmesi gerektiğini ve sonuçlarının iyi takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hangi tarım alanlarının ne şekilde ve hangi periyotta sulanması gerektiği belirlenerek sulamanın ona göre yapılması sağlanmalıdır. Çevresel etkileri de düşünülerek akarsularımız üzerinde yer yer su depolama (baraj) bölgeleri oluşturulmalıdır.

Büyük şehirlerde su tasarrufu ile ilgili eğitim ve etkinliklere önem verilmelidir. Yine büyük şehirlerden başlamak üzere yağmur sularının depolandığı sistemler düşünülmelidir. Su konusunda malum söz olan "Su Akar Türk Bakar" sözünü artık bir daha hatırlamamak üzere unutmak istiyoruz.

Yeryüzünde su dengesinin bozulması ve kuraklığın başlaması insan yaşamı için büyük bir felakettir. Bu nedenle, gözle görülür ve hissedilir önlemlerin yürütüldüğünü, insanların bilinçli olduğunu görmek istiyoruz.

Unutmayalım ki; hepimiz bu dünyanın vatandaşı ve bir ağacın meyveleri, bir dalın yapraklarıyız.