Bir yıl daha bitti. Ömrümüzden bir yaprak daha düşerken neden sevinir eğlenir ki insan ? Geçen bir yılın muhasebesini yaptım kendi kendime.
Geçen yılın en büyük hatası belki de aceleydi. Her şeye yetişmeye çalışırken kendime geç kaldım. Bazı sözleri erken söyledim, Bazen söylemem gereken yerde sustum. Kırıldım, belki de kırdım. Farkına vardıklarım oldu, varamadıklarım da. Ama bilmeden kırdıklarım daha çok. İnsanın en zor öğrendiği şey, her şeyi düzeltemeyeceği gerçeğiymiş. Bunu geç de olsa bu yıl biraz daha anladım.
Geçen yılın en ağır yükü, fark etmeden yaptığım ihmallerdi. Bazı anları ciddiye almadım. Bazı insanları da "nasıl olsa varlar" diye erteledim. Zamanın, geri dönmeyen bir misafir olduğunu geç anladım. Söylenmeyen güzel sözler içimde kaldı. Söylenmemesi gereken bazı sözler de iz bıraktı. Keşke kelimelerimi daha düzgün seçseydim. Keşke kırılmadan önce durmayı bilseydim. İnsan bazen en çok da kendine haksızlık ediyor.
Pişmanlıklarım var, inkâr etmiyorum. Daha cesur olabileceğim anlarda geri durduğum, susmam gereken yerde konuştuğum, konuşmam gereken yerde sustuğum zamanlar. Bazı duyguları zamanında sahiplenemedim, bazı vedaları olması gerektiği gibi yapamadım. İçimde yarım kalmış cümleler, kapanmamış kapılar var.
Eksiklerim var. Ertelenmiş hayaller, yarım bırakılmış dualar, "yarın yaparım" deyip yarına bırakılan iyilikler. Hepsi içimdeki bir çekmeceye kaldırılmış gibi duruyor. Zaman zaman içini boşaltmak için açıyorum . Gereksizleri atıyorum,geri kalanları toplayıp yerine koyuyorum ama çekmecem hâlâ dolu.
Yeni yıldan beklentim mucize değil. Büyük değişimler, istemiyorum artık.
Bu yıl kendime karşı daha adil olmak istiyorum. Yorulduğumu inkâr etmeden dinlenmek, üzülmem gerekirken güçlü görünmeye çalışmamak, mutlu anları "nasıl olsa geçer" diye küçümsememek…
Küçük sevinçleri fark etmeyi, büyük acıları ise zamanla yumuşatmayı diliyorum.
Yeni yıldan beklediğim şey biraz huzur, biraz açıklık. Her şeyin cevabını değil ama doğru soruları getirsin istiyorum. İnsanları olduğu gibi kabul edebilmeyi, hayatın hızına kapılmadan yürüyebilmeyi… Daha az acele, daha çok anlayış. Daha az yargı, daha çok merhamet istiyorum.
Biliyorum, yeni yıl her şeyi bir anda değiştirmeyecek. Ama belki bakışımı değiştirir. Belki aynı yollardan geçerken artık başka şeyler görürüm. Kendime, hayata ve zamana karşı biraz daha yumuşak olmayı öğrenirim.
Diliyorum ki bu yıl, bana sabrı öğretsin. Her şeyin hemen olmadığını, gecikmenin bazen daha kıymetli olduğunu hatırlatsın. Daha az yargı, daha çok anlayış, daha çok derinlik getirsin.
Kapıyı yeni yıla açarken, içeri önce kendimi davet ediyorum. Eksiklerimle, pişmanlıklarımla, ama hâlâ umudu olan tarafımla. Çünkü insan umudu taşıyabildiği sürece, her yıl yeniden başlayabilir.
Değerli okurlar!
Yeni yıl, birbirimizi etiketlerle değil niyetlerle tarttığımız bir yıl olsun. Aynı cümlede buluşamasak bile, aynı vicdanda buluşabilmeyi nasip etsin.
Çocukların sorularının geçiştirilmediği, yaşlıların cümlelerinin yarım bırakılmadığı günler gelsin.
Bu yıl kimse "alıştım" diye acıya katlanmak zorunda kalmasın. Alışmak değil, iyileşmek konuşulsun.
Sağlık, hâlâ en büyük temenni. Ardından tabii ki huzur geliyor. Gösterişli değil ama kalıcı bir huzur. Ve elbette merhamet. Çünkü onsuz hiçbir yıl gerçekten "yeni" sayılmıyor.
Yeni yıl, daha az kırdığımız, daha çok onardığımız, daha çok insanca kaldığımız bir yıl olsun.
Okurlarıma ve sevdiklerine, sağlıkla, sükûnetle ve hayırla dolu bir yıl diliyorum.