HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 TEMMUZ 2025, CUMA



ESARETTEN MAKAMA

04.07.2025 00:00
"BİR ÖMÜR"
Dünyanın derdine düşünce beden bir gün,

Deseni bin renkli bin çiçek açar nefes.

Enfesse her acı vatan uğruna her gün,

Nesline bir ömür sunmaktır üstün heves""
               Aydın Çetinkaya 


ESARETTEN MAKAMA
    Değerli dostlarım bu yazımda ülkemde  iz bırakmış köylüm olan bir hemşerimin hayat hikayesini sunmayı uygun gördüm .Beğeneceğinizi umuyorum,saygılarımı sunuyorum.

1971-1972  yıllarında Nihat Erim hükümetlerinde Köy İşleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yapmış olan Cevdet Aykan'ın (Köylüm: ERBAA -KOZLU ) babası Hasan Aykan'ın hayat hikayesi




HASAN AYKAN (1890-1983)

Erbaa Kozlu Köyünden
1.90 boyunda, nur yüzlü, dik duran, dik yürüyen bir adam. 93 yıl ömrü, hayatı film olabilecek bir insan kısaca yazmaya çalıştım. 

Kaynak oğlu Eski devlet Bakanı Dr. Cevdet AYKAN' ın kitabı; (1946-2000 Demokratik Süreç ve Anılar) 

Lakabı Koca Müdür
Hasan Bey 
Hacı Hasan Aykan

Görevleri; 

-33 yıl Nahiye Müdürlüğü (Tekke (Dörtyo)-Bidevi (Esençay) - Pazar 

-13 yıl 6 ay askerlik ve esaret hayatı (Libya, Kafkas Cephesi, Sibirya, Çin, Yunanistan, İtalya) 

-Taşova  ilçesi ilk belediye başkanı 
Taşova vekil Kaymakamı 

Hasan Aykan  bir  Osmanlı Subayı,
Cekezce, Türkçe, Rusça, Almanca, İtalyanca dilleri biliyor. 

Hasan AYKAN'ın ailesi Erbaa Kozlu'ya 1889 yılında Kuzey Kafkasya'nın Koban ilinin Amavır bölgesinde, Lop Nehri Civarında, Kozluk Dağının eteklerinde Mineral Nigrot'un bir köyünden gelirler. Babası orada ünlü bir kuyumcudur. Akrabaları ve köylülerinin bir bölümü 10 yıl önce hicrete başlamışlar ve Erbaa'da Kozlu Köyünü kurmuşlar. Hasan Aykan'ın  babası 1889 da Samsun'a vapurla tek aile olarak hicret etmiştir. Babası orada iyi ve ünlü bir kuyumcu olduğu için hicret etmesini istememişler. 

Bu aile sülale ismi olarakta Tıjınaş'e (Kuyumcu) olarak bilinir köyde. 
Hasan AYKAN 1890 yılında doğar. 4-5 yıl sonra Babası vefat eder.  Çocukluk yıllarında Kozlu'da okul açılır ve ilkokulu 5 yıl Kozlu da okur.

 Hasan 4 erkek kardeşin en küçüğüdür; 
En büyük ağabeyi Salih kendisinden 20 yaş kadar büyüktür. Salih, babası vefat ettikten sonra Erbaa Kadısının (hakim) teşvikiyle Erbaaya yerleşir.  Erbaada kuyumculuk yapar. 
Abisi Yusuf Kozlu'da çiftçilik yapar. Genç yaşta ölür. Diğer abisi Yunus molladır Medresede okurken vefat eder. 

Hasan AYKAN ilkokulu Kozlu'da bitirdikten sonra Erbaa'da medreseye başlar. Medrese eğitimi alır. Çocukluğu köyde ve Erbaadaki kuyumcu abisinin yanında geçer. Hasan 17-18 yaşlarına geldiğinde annesi vefat eder. Hasan babası ve ağabeyinin iyi sanaatkar oldukları için yokluk, sıkıntı çekmedik der. 

Hasan Erbaa'da medreseye okurken Meşrutiyet ilan edilir. Medreseler kapatılır. 1- 2 yıl sonra da askere alınır. 

 1910 yılında asker olur. Trablusgarpta asker iken iyi okur yazar olduğu için tümen kalemi ve 6 ay sonrada başçavuş rütbesiyle tabur kalemine alınır. 18 ay şiddetli savaş Sürer. Kasım 1912 de Trablusgarp kaybedilir.

 Oradan  gelerek Balkan cephesine gönderilir Hasan, Balkanlarda savaştıktan sonra Kafkas cephesine gönderilir.  1914 yılında Kafkas Cephesinde Zabit Vekilliğine (Asteğmen) terfi ettirilir. Sarıkamışta bölüğünden çok sevdiği, güvendiği iki kahraman arkadaşı şehit olur bunların Erbaa Hacıali Köyünden Mustafa ile  Elazığlı Mehmet Çavuş olduğunu yazar. Kendiside ayağından yaralanır. 1915 te Ruslar tarafından esir alınır. Ruslar esir askerleri Kafkasyanın çeşitli bölgelerine götürürler. Ve Sibirya' ya sürgüne götürüleceğini öğrenince annesinin küçüklüğünde kendisine kızdığında cerkezce " inşallah sibire sürülürsün" dediği aklına gelir hüzünlenir. Ve oradan da Sibirya taraflarına götürürler. Hasan AYKAN anılarında esir olarak Kuzey Kafkasyada bulunduğu sırada Çerkezlerle karşılaştığını kendisine yardım ettiklerini onlarla çerkezçe konuştuğunu yazar.   

Anılarında Şöyle yazar askerlik ve esaret hayatında geçirdiği süreyi;

Trablusgarp: 2 yıl 2 ay
Balkan Savaşı: 1 yıl 2 ay
Aydın ve Yozgat'a: 1 yıl
Kafkas Cephesinde: 10 ay 
Rusya da esirlikte: 6 yıl 9 ay 7 gün
Yunanistan'da: 6 ay 6 gün
İtalya'da: 7 ay 7 gün 
Yollarda: 5 ay 7 gün 

Toplan: 13 yıl 6 ay

Sibiryada (Berezofka) sürgünde iken Avusturya ordusuna bağli Polonyalı dil öğretmeni Yedek subay Şepski adında bir gençten Rusça ders almaya başlar. Rusça okuma yazma öğrenir.
(Esirlik sicil numarası: 330087 dir). Rusça öğrenince ruslarla ilişkileri artar. 

Bulunduğu karargahtaki subayların çoğu Avusturyalı ve Almandır. Alman Zeis adındaki yedek subaydan da Almanca ders alır. Bu kargahta Bulunduğu 2.5 yıl içinde 2 dil öğrenir. Öğrendiği diller daha sonra çok işine yarayacak hayatını kurtaracaktır. 

Viladivistok yakınlarındaki karargahtada iki yıl kalır. 
Esaretten iken bir zaman çalışmalarına izin verirler ve bir tütün fabrikasında çalışır. Makineleri ve işleyişi öğrenince çok yüksek maaş verirler. 
Çinden altın, gümüş ve ipek alır satar. Ticarette yapar.

 Vladivostok'ta Gürcistan konsolosluğu görevi yapan Batumlu gürcü emekli general Toma ile tanışır. Bu konsolosun yardımıyla Kafkasyalı Gürcü uyruklu olduğuna dair pasaport, İranlı olduğuna dair Çin konsolosluğundan başka bir pasaport, Türk ve Kafkasyalı olduğuna dair de Rus hükümetinden bir pasaport alır. Kaçakçılık yapar. 

Esaretten iken çeşitli kaçma girişimleri olur ve yakalanır. Tokat'ın batmantaş köyünden Jandarma Teğmen Mehmet Selami Bey ile kaçmaya karar verirler Selami Bey Rus Ortaokulu mezun olarak Türkiye'ye geldiğinden Rusçayı iyi biliyordur Kendisi de Rusça Almanca bilen Hasan iki bayan bularak Rus pasaportları sağlayıp bu bayanları eşleri olarak göstererek mançurya sınırına geçerler ve bayanlara söz verdikleri parayı verip ayrılırlar. İran uyruklu olduklarını pasaportlarını para ve cüzdanlarını kaybettiklerini söyleyerek gazeteye ilan verirler planları Çin'e oradan İran'a geçip geçmektir ancak yakalanırlar. 

 Kızılay'ın girişimiyle bir Japon vapur şirketi Türk esirlerini 50.000 lira karşılığında İstanbul'a getirmeyi kabul eder 23 Şubat 1921 günü Kore Sahilleri Japon Denizi Şangay malakay yarımadası'nı geçerek Kolombo şehrine 14 günde ulaşırlar. 43 gün süren yolculuk sonunda midilli adasına ulaşırlar. Bu sefer de vapurlarını Yunanlılar esir alır.  Pire limanında aylarca kalırlar. Sonra İtalya'nın Sardunya adasına sevkedilirler. 

İtalyada bulunduğu sırada şehirde kalpakla gezdiğim için dikkat çekerdim. Gazeteci ve başkaları benden bilgi almak isterlerdi der hatıralarında Hasan. 

İtalyan General bir gece evine davet eder ve Hasan"a Avrupanın neresinde öğrenim gördüğünü sorar. 

8 ay İtalya'da kaldıktan sonra 25 Mayıs 1922'de İtalya'dan ayrılır İstanbul'a gelir oradan Samsun'a ve memleketi Erbaa'ya (8 Temmiz 1922) gelir

Erbaa'ya geldikten sonra çeşitli nahiyelerde  müdürlük yapar. Taşova Belediye başkanlığı yapar.
1983 yılında vefat eder. 

Çocuklarına son vasiyeti şudur;

"13 yıl cephelerde asker olarak savaştım 33 yılda Nahiye Müdürü olarak Vatanıma, milletime hizmet ettim. Kanuni, vicdani vazifelerime bağlı bulundum. Bilerek kimseye haksız muamele yapmadım. Rûz-i mahşerde Peygamber Efendimizin bayrağı altında buluşmayı Yüce Tanrım nasip etsin." 
   
 Hacı Hasan AYKAN (1890- 23 Mart 1983)

Oğlu Cevdet Aykan şöyle yazar babası için; 

SEVGILI BABAM, KOCA MÜDÜR

Bu doksan yıllık, değişik yörelerde ve tecrübeler içinde geçen yaşamın anlamı neydi? Babam yaşamı ne olarak anlamıştı, yaşamıştı. Yaşamının değerlerini hangi deneyimler şekillendirmişti?

Babam, 19. yüzyıl sonlanında Kuzey Kafkasya'dan Anadolu'ya göçen bir ailenin çocuğuydu. Medrese eğitimi görmüştü. Dönemin insanları gibi Kuran'ı, İslam tarihini uygun ölçüde bilirdi. Doğduğu, çocukluğunun, gençliğinin geçtiği ortam, Müslüman'ın, Ermeni'nin, Rum'un hocasıyla, papazı ile varolduğu bir toplumdu. Çocukluk yıllarının bu ortamı, onun alışkanlıklarını ve ahlâkını oluşturmuştu. Doğru, iyi olma, aşınlıktan sakınma, düzgün-düzenli yaşama, kadere inanma, şikayetçi olmama onun öğrenimi ve alışkanlıkları olmuştu. Başka dinlere de, halklara da hoşgörülüydü. Bu hoşgörüyü, babamın döneminin insanlarında ve Tokat'ın yerleşik kültüründe daima gözlemledim ve dinledim.

Nahiye müdürü olmadan önceki yaşamı, savaşlar, yokluklar, savaş esiri olarak yaşadıklanının ve başka ülkelerde gördüklerinin eziklikleri ve öğretileri içinde geçmişti. Osmanlı'nın subay kadrosunun konuşmaları, düşünceleri içinde 9-10 yıl kalmıştı. Bu beraberlik içinde, Osmanlı subayının devlete bağlılığı ve hizmeti yücelten adabını ve devleti-toplumu çağdaşlaştırma özlemini benimsemişti.

Savaş esiri olarak Sibirya'da bulunduğu yaklaşık yedi yıl boyunca, Alman ve Avusturya-Macaristan Imparatorluk subaylarıyla beraberlikleri olmuştu. Libya'yı, Rusya'yı, Çin'i, İtalya'yı görmüştü. Öğrendiği Rusça, Almanca dinlediklerinden ve gözlemlediklerinden kendi ölçüsünde öğrenmesini kolaylaştırmıştı. Karşılaştırmalar yapmasına imkan vermişti.

Bu deneyimler, beraberlikler de onun yirmili yaşlarında düşüncesini, özlemlerini şekillendirmişti.

Baban, 13 yıllık bir aradan sonra, memleketi Erbaa'ya döndüğünde, gördüğü perişanlık, fakirlik karşısında şaşkına döndüğünü, büyük kedere kapıldığını yazar. Nahiye müdürü olur. Zamanın ona verdiği görev, nahiyesinde can ve mal güvenliğini, devlete itaati sağlamaktır, bunu yapar.

Nahiye müdürü olarak hizmet verdiği yıllarda köyler, köylü perişandı. Nahiye müdürü olarak, köylünün kendi emeğiyle bazı yeni şeyler yapmasında önderlik yapa-bilirdi. Bunu yaptı.

Devletten, maddi olanağını gerektirmeyen, ama yerine getirilmesi gerekli başka bir beklenti vardı: Köylüyü horlamadan, adalet ve anlayış içinde yönetmek. Babam devletin bir nahiye müdürü olarak bunu yaptı. Bunun örneği bilindi. Köylüler içinde yaşadı. Ama ne kendisi, ne eşi annem, ne çocuklan köylü bilinmedi. Annem, "Hatun hanim"di. Babam'da "Koca Müdürdü. Farklı olması beklendi: bu doğal sayıldı. Babama, evimize gelmede insanlar rahat oldular. Bizleri dost bildiler. Sevdiler, güven duydular.

(Bir psikiyatrist Ve Siyaset Adamı Gözüyle 1946-2000 Demokratik süreç ve Anılar"
Dr Cevdet Aykan)

    Semih Ağın'dan alıntıdır.
Aydın ÇETİNKAYA / diğer yazıları
•ESARETTEN MAKAMA 04 00:00:00.07.2025
•DEHA 05 00:00:00.06.2025
•HAREZMİ 03 00:00:00.05.2025
•GENÇLİK 19 00:00:00.04.2025
•SES 04 00:00:00.04.2025
•ACABA O SEN MİSİN ? 03 00:00:00.03.2025
•NANKÖR - BONKÖR 03 00:00:00.02.2025
•HIRS 03 00:00:00.01.2025
•F E N 07 00:00:00.12.2024
•ÖĞRETMENLİK 24 00:00:00.11.2024
•HOBİ BAHÇELERİ 02 00:00:00.11.2024
•KÖKLER VE CAN ÇEKİŞEN FİDANLAR 03 00:00:00.10.2024
•SAVAŞLAR OLA 28 00:00:00.08.2024
•"FİL-PİRE 24 00:00:00.07.2024
•DURAMAM 30 00:00:00.06.2024
•BAYRAM 20 00:00:00.06.2024
•MİRAS 08 00:00:00.06.2024
•SULTAN ABDULMECİT VE TELGRAF 02 00:00:00.06.2024
•ARA BULUCU (OMBUDSMAN) 26 00:00:00.05.2024
•DÜŞÜŞÜN OLUR 20 00:00:00.05.2024
•DİYOJEN 15 00:00:00.05.2024
•YUNSAK YUNUS USU İLE 13 00:00:00.05.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--





logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr