HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 05 MART 2025, ÇARŞAMBA

RAMAZANDA KENDİMİZİ VE TUTTUĞUMUZ ORUÇLARI SORGULAYALIM

02.03.2025 00:00
Kur'an-ı Kerim Ramazan ayı içerisinde Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) e indirilmiş, İslam'ın beş temel esasından birisi olan oruç ibadeti, bu ayın günlerine tahsis edilmiş ve bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi de bu ayın içerisinde bulunmaktadır.
Bu gerçek Kur'an-ı Kerim'de şöyle dile getirilir:
"Muhakkak ki biz Kur'an-ı Kadir Gecesi'nde indirdik. (Resulüm) bildin mi nedir kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) O gecede Rablerinin izni ile her bir iş için (saf saf ) inerler. O gece fecrin doğuşuna kadar selamettir." (Kadir Suresi 1–5)
Ramazan orucu, bizden önceki bütün ümmetlere farz kılınmıştır.  Bu durum Bakara Suresi 183. ayette şu şekilde ifade edilir:
"Ey iman edenler; sizden öncekilere olduğu gibi, size de günahlardan korunasınız diye, oruç tutmak farz kılınmıştır..." Bu ayet ile orucun Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e kadar bütün insanlara farz kılındığı belirtilmektedir.
Bu ayette orucun farz kılınmasının hikmeti "Lelleküm tettekûn: günahlardan korunasınız, müttekî/takva ehli olasınız" şeklinde ifade edilmiştir. Takvanın "korunmak, sakınmak, Allah'tan korkmak" gibi manaları olsa da asıl manası; Allah'a gönülden bağlanmak, Allah'ı sevmek, ibadetleri cennet ümidi ve cehennem korkusu ile değil Allah'a olan sevgimizden dolayı yapmaktır. Be sevgi, aşığın mâşuğuna (sevenin sevgilisine) olan sevgisi, aşkı ve bağlılığı gibidir. İşte oruçta asıl gâye budur.
Ramazan'da Lüksten Şatafattan İsraftan Uzak Durmak
Ramazan paylaşma ve yardımlaşma ayıdır. Bu ayda Allah'ın bize verdiği zenginlikleri, servetleri ihtiyaç sahipleri ile paylaşmak, açları doyurmak, çıplakları giydirmek gerekir. Savm ve sıyam oruç tutmak manasının yanında lüksten, israftan, şatafattan kaçmak, uzak durmak manalarına gelir. Bu bakımdan, açların, yoksulların yer almadığı sofralardan, lüks otel ve mekanlarda yapılan iftar programlarından uzak durmak gerekir.  
Ramazan Ayında Kilo Alan Tuttuğu Orucu Sorgulasın
Ramazan ayı bol bol yeme içme ve israf ayı değildir. Oruçtan gaye nefsi terbiye etmektir. Bu gerçeği görmezden gelerek, iftar ve sahur sofralarında tıka basa yiyip Ramazan ayında kilo alan insanların oruçlarını benim orucum acaba kabul oldu mu olmadı mı diye sorgulamaları gerekir.
Oruç, kişinin Rabbiyle gönül bağını güçlendiren, ona manevi ve deruni bir haz tattıran, sabır ve irade eğitimine ve kalp inceliğine yol açan ve ahlakı güzelleştiren bir ibadet olduğu için, fert dilini kötü, çirkin ve başkalarını rencide edecek boş ve gereksiz sözlerden korumalıdır. Hele hele dinimizin hoş karşılamadığı dedi, kodu ve laf taşımaktan bu ayda özellikle kaçınmak gerekir. Peygamberimiz bu konuya dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
"Yalan konuşmayı bırakmayan, yanlış davranışlardan kaçınmayan kimsenin kendini aç ve susuz bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." (Buhari, "Savm", 8) Dinde asıl olan hangi ibadet olursa olsun ibadeti aslına ve amacına uygun olarak yapmaktır. Ancak aslına ve amacına uygun olarak yapılan ibadetten zevk alınır.
Ramazan orucunun kabul olması, ecrinin ve sevabının fazla olması için şunlara dikkat etmek gerekir:
Gözü Korumak
Oruç tutan Müslüman gözünü haramdan ve şehvet uyandıracak şeylerden uzak tutmalıdır. Cabir (r.a.) Enes (r.a.) den o da Sevgili Peygamberimizden şu hadisi rivayet etmiştir:
"Beş nesne vardır ki, oruçlunun orucunu bozar (sevabını azaltır) Yalan, Gıybet, Nemine (Kovuculuk) Yalan yere yemin etmek, Şehvet ile nazar etmek-bakmak "(İ.Gazali, İhya-u Ulûmi'd- Din, cilt 1, 603)
Dili Korumak
Ramazan ayında oruçlu Müslüman dilini, Kur'an okumakla, zikir etmekle, tövbe ve istiğfarla geçirmelidir. Oruçlu, dilini, yalandan, dedi kodudan, gıybetten, iftiradan, çirkin ve kötü söz söylemekten, kavga etmekten ve riya ile konuşmaktan korumalıdır.
Allah'ın Resulü şöyle buyurdu:
"Oruç, mümin için kalkandır. Binaenaleyh herhangi biriniz oruçlu ise, fahiş konuşmasın, cahilce hareket etmesin. Eğer bir kişi kendisiyle boğuşmaya veya dövüşmeye kalkarsa ona:
"Ben oruçluyum, ben oruçluyum" desin.  (Müslim ve Buhari, Ebu Hureyre'den)
Kulağı Korumak
Ramazan ayında yine kulağı dedikodudan, yalandan, Allah'ın hoş karşılamadığı şeyleri dinlemekten uzak tutmak lazımdır. Oruçlu iken, vaaz, nasihat, ilahi ve Kur'an-ı Kerim dinlemek orucun feyzini, ecrini ve bereketini artırır. Cenâb-ı Allah, Kur'an'da haram yiyenle yalan dinleyeni bir tutmuş ve şöyle buyurmuştur:
"Onlar, boyuna yalan dinlerler, boyuna haram yerler." (Maide/42)
Yine Sevgili Peygamberimizin "Gıybet edenle onu dinleyen, günahta ortaktır." (İ.Gazali, İhya 1 /605)
Diğer Azaları Korumak
Ramazan'da helal lokma ve helal rızk ile beslenerek, oruç tutmak ve iftar etmek suretiyle mideyi korumuş oluruz. Ayrıca israftan kaçınmak, sahurda ve iftarda az yemek te orucun ecrini artırmak açısından önemlidir. Yine dilimizi yalandan koruduğumuz gibi elimizi de haramdan korumak, ayaklarımızla Allah'ın hoş karşılamadığı yerlere gitmemek, adımlarımızı cami yollarında tüketmekte yarar vardır.
Allah'ın Resulü: "Kulak emanettir, göz emanettir. Dil Allah'ın bendeki emanetidir, onu korumakla mükellefim, sana kötü cevap vermek suretiyle o emanete nasıl ihanet edebilirim!" (İ.Gazali, İhya,1, 609) buyurmuştur.
Sevgili Peygamberimiz: "Oruç emanettir, binaenaleyh herhangi biriniz, Allah'ın kendisine teslim ettiği emaneti korusun ve zâyi etmesin "(İ.Gazali, İhya,1, 608) buyurdular.
Hem Müslüman kendisine emanet olan bu mübarek ibadeti sırf Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla ve Allah'ın emrettiği, Sevgili Peygamberimizin tuttuğu gibi tutmaya gayret göstermelidir.
Fitre ve Fidyede Ölçü
Konu ile ilgili hadis-i şerifler, mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak ülkemizde fitre miktarı 2025 yılı Ramazan ayında 180 TL olarak belirlenmiştir. Bu rakam fitrenin en asgarisidir.
Fitrede asıl olan ölçü, Ramazan ayında bir kişinin, iftar ve sahur yemeğinin karşılanmasıdır. En mütevazi bir iftar yemeğinin 500 TL olduğu bir zamanda Diyanet tarafından belirlenen 180 TL çok düşük bir rakamdır. İftar yanında bir de sahur ücretini düşünecek olursak 180 TL'lik rakamın yetersiz olduğu iyice anlaşılmış olur. Bu bakımdan herkesin mâli gücüne göre fitre rakamını belirlemesi ve ona göre vermesi takvaya ve orucun ruhuna daha uygun düşer.
Fidye ise, yaşlılık ve hastalık gibi mazeretleri nedeniyle oruçlarını tutmayan ve tutamayacak olanların tutamadığı her güne mukabil yoksullara vereceği bedeldir. Bu bedelde de asıl olan ölçü fitre miktarı olmakla beraber, bireyin mâli durumuna göre bunu artırmasında fayda vardır. Fidye veremeyecek kadar yoksul olan ihtiyaç sahiplerinin zaten fidye vermeleri gerekmez.

 
Muharrem GÜNAY / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--






logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr