Eskişehir'de yaptığı çalışmalarla, ortaya koyduğu başarı hikayesi ile topluma rol model olmuş kişi ve firmalarla yaptığımız röportaj serimiz devam ediyor.
14.04.2024 13:14
Eskişehir'de TOKİ'den sonra en fazla konut yapan firma biz olacağız" sözünü gerçeğe dönüştüren AYD Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Orhan Aydın Bey konuğumuz.
Trabzon'un Yomra İlçesinin Oymalıtepe Köyünde akranları okula giderken, onun küçük yaşta babasının aldığı köy kahvesini işleterek başlayan bir ticari hayatı var. Bu hayatını bugün Eskişehir'de taçlandıran ve binlerce Eskişehirli hemşerimizi de ev sahibi yapan Orhan Aydın Beyin mücadele ile geçen 51 yıllık yaşam öyküsünü de yakından öğrenmiş olacaksınız. Sevgili okuyucular,
Şimdi sözü fazla uzatmadan köşe yazarlarımızdan Hüseyin Turhan Beyin yaptığı bu anlamlı röportajla sizleri baş başa bırakalım.
Hüseyin Turhan: Öncelikle bizlere zaman ayırdığınız için okuyucularımız adına size teşekkür ediyoruz Orhan Bey. Eskişehir'de konut sektörü denilince akla ilk gelen firmalardan AYD Yapı'dayız. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Öncelikle hoş geldiniz.Bizlere haber sitenizin sayfalarında yer verdiğiniz içinEskişehirdenhaber.com sitesi yayın kuruluna ve size çok teşekkür ederim Hüseyin Bey. Evet 1970 Yılında Trabzon'da dünyaya geldim. Yomra İlçesi Oymalı Köyündenim. İlk okulu köyümde okudum. Üç kardeşiz. Üç kardeşin en küçüğüyüm. Benden büyük bir ablam ve bir de abim var. Abim Halil İbrahim Bey'le şirkette birlikteyiz. Bir Karadenizli olarak Eskişehir'i, bu güzel kenti çok severek burada iş hayatına devam etmekteyim.
Evet… İlkokuldan sonra Bafra'da çay ocağında ve fırında çalışmak üzere 1981 yılında Bafra'ya gittim. Bafra'da eniştemin çay ocağı vardı. Orada çalıştım. Sonra bir süre fırında çalıştıktan sonra köyüme geri döndüm. Köyümde ortaokula başladım. Sene 1983. Ortaokula bir müddet ara vermiştim. O zaman babam çalıştırmam için genç yaşta kahve aldı. Bana güvendi. Köyde en büyük kahve bizim kahveydi. Babam Libya'dan dönünce burayı almıştı hiç unutamam. Ticarete para kazanmaya çok genç yaşta başladım. Öyle ki o kahvede üç sene tek başıma sabah namazından sonra işe başlardım, akşam namazına kadar kahveyi çalıştırdım. Bir fiil böyle geçti. Sonsuz şükürler olsun. Ondan sonra 1986 yılının dördüncü ayında kahveyi sattık. Sonraki zamanda Marmaris'te bir arkadaşla inşaatta çalışmak üzere gurbete çıktım. Marmaris'te dört ay çalıştık. Marmaris'teki inşaat hayatını aslında hiç sevemedim. Tabiri caizse hamallık amelelik yaptım. İnşaatı sevemedim. Esnaflık yapmak istiyordum, ticaret yapmak istiyordum. Ondan sonra oradan tekrar köyüme geri gittim.
Köyümde rahmetli amcam vardı. O zamanlar Almanya'da çalışıyordu. Bana dedi ki oğlum seni Adapazarı'na getireyim. Adapazarı'nda tavuk çiftliğinde çalış. Bir iki ay kaldım Adapazarı'nda. Daha sonra abim İzmit'te Çayırova Bayramoğlu'nda çalışıyordu. Beni yanına aldı. Gel beraber çalışalım dedi. Tekrar inşaata girmek durumunda kaldım. Burada duvar ustası olarak inşaata başladım. Bu işin geriye dönüşü yok dedim ve nasibimiz inşaatta dedik ve çalışmaya devam etik. İnşaatta on beş günde usta oldum. Daha sonra İstanbul'a gittim. İstanbul'da, Okmeydanı'nda, Karaköy Perşembe Pazarı olarak şu anda Perpa adı verilen yerde 1 seneye yakın çalıştım. İlginçtir o zamanlar çalışmak için yaşım tutmuyordu. Ancak çalışmamı çok beğenen kalfa beni bırakmadı. Metin diye bir arkadaş vardı onunla duvar yapımında adeta yarışıyordum. Başarılı olduk burada. 1987 yılının sonunda memlekete geri döndüm.
Sonra Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinden bir arkadaşımız geldi. "Burada iş aldım bizimle gelip çalışır mısın?" dedi. Kabul ettik ve Tekirdağ'a gittik. Sonra bize bir iş almak nasip oldu. Kendimiz bir duvar işi aldık. Yaklaşık 29 adet dubleks ve tripleks villa yapılacaktı. Rahmetli Erol Taş'ın da orada dairesi vardı. İşi tamamladık ve teslim ettik. İlk işimizi burada yaptık. 1988 yılında arkadaşımın eniştesi Eskişehir'de duvar işi yapıyordu ve onun bizden yardım etmemizi istemesi üzerine Eskişehir'e geldim ve nasipmiş içecek suyumuz yiyecek ekmeğimiz varmış ki burada kaldık. Sonrasında taşeronluk ve inşaatlarla devam etti süreç.
2000 yılından itibaren artık müteahhitliğe başladık ve halen devam ediyoruz. Hüseyin Turhan: Müteahhitliğe başladığınız o zamanlarda zorluklar yaşadınız mı?
Orhan AYDIN (AYD YAPI) Hiç unutmam sene 2001'di. Kriz olduğu seneydi. Her sektör gibi biz de zor günler geçirdik. Daire satamadık. Piyasalar çok kötüydü. Kendi oturduğum daireyi satmak zorunda kaldım. Bundan eşimin hiç haberi olmadı. Ama daha sonra çok çalıştık ve işlerimiz açıldı. Onlarca yüzlerce daire yaptık ve sattık.
Birçok yerde çok daireleri yaptık. Hatta 2001- 2002'li yıllarda sevgi yolu denilen yer var. Burada güvene dayalı sözleşme aşamasında daire sattık. Halkımız bize güveniyordu. Aldığımız arsanın projesi çizildiğinde daireyi satıyorduk. Kırmızı toprakta üç ayda inşaat bitirdik ve hak sahiplerine teslim ettik.
Ev almak isteyenler güvendiği için bizi tercih ettiler. İnşaat sektörü güvene dayalı yürüyor. Güvenmezseniz daire alamazsınız. Bugün hala neden krizler oluyor? Çok müteahhitler var evet ama hala biz projeden, arsadan daire satıyoruz sözleşmeye dayalı olarak. Bu tamamen güvenle alakalı.
Hüseyin Turhan: Eskişehir'de ilk kentsel dönüşümü yaptığınızı okumuştum. Biraz bundan bahseder misiniz? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Evet dediğiniz gibiEskişehir'de ilk kentsel dönüşümü biz yaptık. O dönemin bakanı Veysel Eroğlu "Bu Türkiye'ye model olacak" demişti. Öyle de oldu. Eskişehir'de Sevgi yolunda bu projeyi yaptık. Burada 36 daireyi yıktık. Yerine 56 Daire yaptık. O insanlar mağdurdu. Belediye tarafından evleri boşaltılmıştı. Burayı bir yıl içinde bitirdik ve hak sahiplerine teslim ettik.
Bu proje ile örnek olduk. Seçilmişler ve atanmışlar, o zaman herkes bizi takdir etti. Daha sonra kentin birçok yerinde yüzlerce proje yaptık ama büyük siteler yapmamız gerektiğini düşündük. Aşağı Söğütönü Mahallesinde bir fabrika yeri vardı. Tuğla fabrikası. Buraya proje yaptık. Kaç daire yapılabileceğini çıkarttık. Bize fabrikamızı yaparsanız size burayı veririz dediler. Biz de onlara yeni fabrika konusunda destek olduk. Zaten belediye de buradan çıkmalarını talep ediyormuş. Burada bir yer yapalım. Peki bunun adını ne koyalım diye düşündük. Arkadaşlarla İstanbul'da bir ajansla görüştük. Çünkü büyük bir projeydi. Ajans bize isim buldu. Drusilya. Peki anlamı nedir kimse bilmiyor. Meğer Eskişehir'in eski bir adı olduğunu öğrendik. Bu ismi verdik projemize. Anemon Otel'de projeye ait lansman yaptık. Eskişehir'de o güne kadar böyle bir lansman olmamıştı. Hüseyin Turhan: TOKİ'den sonra Eskişehir'de en fazla konut yapma hayaliniz nasıl oluştu? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Evet sektörde her geçen gün yüzlerce konut inşaatı yapıp bitiriyoruz. Böyle bir hedef koyduk kendimize. Böyle bir sloganımız oldu. Nitekim bu hayalimize kavuştuk. Güven her işin başı. İskân almadığımız bir binamız yok. Bu çok önemli bir şey. Çünkü insanlar daire alırken buna dikkat ediyor. Etmeleri de lazım iskân alamayan, alınmayan bina, bina sayılmıyor biliyorsunuz.
10 sene önce yapıp teslim ettiğimiz binalarımıza hizmet veriyoruz. Bunu yapmak kolay değil. Ekip işi bu iş. Mücadele ediyoruz. İşimizi seviyoruz. Eskişehir'i seviyoruz. İnsanların mutlu olması bizi de çok mutlu ve memnun ediyor. Bizden ev alan vatandaşlarımız bizleri evlerine davet ediyorlar. Fırsat buldukça gidiyorum. Biz Eskişehir'i seviyoruz, insanlarını seviyoruz, işimizi seviyoruz.
Bazı dostlarımız, arkadaşlarımız belli zamanlarda inşaat yapıyor. Oysa biz kriz zamanında bile inşaat yapıyoruz. Şu anda iki yüz daire inşaatımız devam ediyor. Büyük bir iş alanı bu. Eskişehir'in her yerinde projelerimiz var. Hüseyin Turhan: Askerlik ve sonrasında evlilik döneminizden bahseder misiniz? Orhan AYDIN (AYD YAPI):1990 yılındaEskişehir'de çalışırken askere gitmem gerekiyordu. Hiç unutmam o zamanlar Devlet Su İşlerinde yüklenici olan, işini yaptığımız bir mühendis vardı. Biz onun taşeronluğunu yapıyorduk. Bana dedi ki paralı askerlik var. Orhan bey siz askere gitmeyin ben sizin paranızı ödeyeyim. İşlerimiz yarım kalmasın. Askere giderseniz sizin de işiniz bozulur. Benim de işim bozulur. Ona dedim ki bizim orada askerliğini yapmayana kız vermezler. Askerlik onurlu bir görev. Severek gidip vatani görevimizi yaptık ve Eskişehir'e döndük. Ailem Trabzon'daydı. 1992'de önceden bildiğim ve tanıdığım insanların bulunduğu iş yapabileceğim bu güzel şehre geldim.
Hiç unutmam o zaman burada 48 daireli bir duvar işi aldım ve köyümde birçok insanı davet ettim buraya. Hep beraber çalıştık. Ondan sonra işlerimiz gelişti. Taşeronluğu geliştirerek bu sefer duvar işinden kalıp işine de başladık. Sonrasında kooperatif işlerine başladık. Kooperatifte arkadaşlar bizi uygun gördü. Başkan yardımcısı yaptılar. Daha sonra 1993 senesinde evlendim.
Burada ilginç bir rastlantıdan bahsetti Orhan Bey… 10.10.1993 tarihinde evlenmiş. Doğum tarihi de 10.10.1970'miş. Doğum ve evlilik tarihi gün ve ay olarak aynı zamana denk gelmiş.
"Eşim memleketimizden. Ancak İzmit'te yaşıyorlardı. Neticede evlendik ve iki kız iki erkek evladım olmak üzere dört çocuk babasıyım. Allah herkese hayırlı evlat nasip eylesin."
Hüseyin Turhan: Malum içinde bulunduğumuz pandemi şartlarında diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörü de bu krizden olumsuz etkilendi. Pandemi sizi nasıl etkiledi? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Pandemi sürecinde inşaat sektörünün belki artıları da oldu ama eksileri daha çok oldu. Birincisi, malzeme tedarikinde. Daha önceden söz verdiğimiz zamanda inşaatlarımızı teslim ediyorduk. Sonra bu pandemiden dolayı malzeme ikmalinde zorluk yaşadık. Örneğin bir mutfak dolabını veya kapıları iki-üç ay gibi zamanda alıyorduk. Şimdi bu süre dört beş aya çıktı. Belki daha fazla. Bu birkaç ay bizi aksattı. Dolayısı ile müşterilerimiz de önceki yıllarda cumartesi, pazar, özellikle cumartesi günü bizleri ziyaret ediyorlardı. Bu ziyaretler aksadı... Böyle zorlukları oldu. Ama diğer sektörlere göre bir nebze de olsa iyiyiz. Şükürler olsun.
Hüseyin Turhan: Bir tüketici neden AYD Yapıyı tercih etsin? Sektörde kırmızı çizgileriniz nelerdir?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Hüseyin Bey, şimdi, biz bu işe başlarken yıllar önce bir dostuma inşaat sektörüne, müteahhitliğe başlıyorum demiştim. Zaten kalfalık yapıyordu. Bizi tanıyordu. İnşaat malzemesi satıyordu. Sektörün içindeydi bu dostum. Dedi ki Orhan Bey iyi güzel söylüyorsunuz ama size şunu söyleyeyim. Eğer marka olabileceksiniz bu işe girin dedi. Marka olamayacaksanız girmeyin. Biz de onun gibi böyle birçok dostumuzun tavsiyelerine uyduk. Eskişehir'de marka olduğumuzu düşünüyoruz. Müşterilerin güveni çok önemli. Bunu sağladığımızı düşünüyorum. Zaten marka demek, güven demek.
Tam bu esnada Belçika'dan bir Eskişehirli telefon eder. Yeni başlayacakları nitelikli projeden iki daire alacağını belirtir.
Anladık ki yurt dışında yaşayan Eskişehirli hemşerilerimizde AYD Yapının kalitesine güveniyor.
Ve konuşmasına devam ediyor Orhan Aydın…
Şu cümleler kıymetli:
"Daha kazmayı vurmadan, yurt dışından bir müşteri sizi arayıp daire siparişi verebiliyorsa, hem de iki adet daire alarak bunu yapıyorsa bu size duyulan güvenden kaynaklanıyor. Marka oluyorsanız güven veriyorsunuz. İşin özü Güven, Güven, Güven… Bizim işimiz güvene dayalı giden bir iş. Bundan zerre taviz vermiyoruz. Şartlar ne olursa olsun. Malzemeden, işçilikten, kaliteden, projeden asla taviz vermiyoruz.
Her pazar ekibimi toplar, firmamızın ilkelerini tek tek söylerim. Eksimizi, artımızı ortaya koyar, yolumuza bu şekilde devam ederiz. Her görüşe kıymet veririm.
Her işin ve projenin başına bir sorumlu koyuyoruz. Hesabı ondan soruyoruz. Noksanı ne artısı ne ise bize iletiyor. Kullandığımız malzemenin kalitesi önemli. Kaliteden taviz vermiyoruz. Kullandığımız malzemenin kalitesi nasılsa garantisi de o derece sağlam oluyor. Bu yönüyle müşterimize kolaylık sağlıyoruz. Onlar da AYD Yapı güvencesiyle gönül rahatlığı içinde evlerinde oturuyorlar. Ayrıca inşaatlarımızın her aşamasında çalışan arkadaşlarımızın önünü açıyoruz. Sistem bu şekilde yürüyünce ortaya kalite ve güven çıkıyor.
Hüseyin Turhan: Bu kalite ve güven de size ödül kazandırdığını biliyoruz. Birazda aldığınız ödüllerden bahseder misiniz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Bir insan hangi işi yaparsa yapsın, o işi önce doğru,düzgün ve kaliteli yapmak zorunda. Müşteri tarafından bizlere verilen en büyük ödül bize güvenmeleri. 2019 yılında 222 dairelik çevreci ve lüks yaşam projesi Drusilya Evleri'yle, Türkiye İnovasyon ve Başarı Ödülleri Töreninde Eskişehir'de Yılın En Başarılı İnşaat Markası ödülünü aldık.Bu ödülü almaktan dolayı çok mutluyuz. Biz Eskişehir'de bir çok projeye imza attık atıyoruz. 2001 yılında Eskişehir'de ve Türkiye'de ilk kentsel dönüşüm projesini yapan firmayız. 1 yıl gibi kısa bir sürede 36 daireyi yıkıp 56 daire yaptık ve sahiplerine teslim ettik. Eskişehir'de ve hatta Türkiye'de bir rol model oldu. Bu projeden sonra 50 yıllık bir fabrikayı yıkarak Drusilya Evleri projemize başladık ve o projede de verdiğimiz söz ne ise hepsini yerine getirdik. Dolayısıyla bu ödülü almak bizim için bir tesadüf olmadı bu başarılarımızla bize layık gördüler. Bende buradan mühendisimizden mimarımıza tüm ekip arkadaşlarımıza ve ortaklarım ile aileme bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
Hüseyin Turhan: Satıştan sonra müşteriye ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Satış sonrasına büyük önem veriyoruz. Müşteri memnuniyeti bizim için olmazsa olmazımız. Bunu önemsiyoruz. Mesela, seneler önce sattığımız herhangi bir dairemize ihtiyaç duyulduğunda hemen hizmet veriyoruz. Dolayısıyla ne kadar süre geçerse geçsin işimizin arkasındayız. Yapmamız gerekeni yapıyoruz.
Hüseyin Turhan: Sizden daire almak isteyen müşterilere ne tür imkanlar ve fırsatlar sunuyorsunuz? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Şöyle ki, bizden daire alan müşteriler eğer istedikleri daireyi projeden alacaksa her türlü kolaylığı sunuyoruz. Anlaştığımız fiyatın yüzde 40- yüzde 50 bölümünü almamaya çalışıyoruz. Sonradan biz müşterilerimize bir kuruş zam yansıtmayız. Ne konuşuyorsak o.
Fiyat farkı almayız. Malzemeye ve işçiliğe ne kadar zam gelirse gelsin bu kuralımız değişmez. Vatandaşa bu anlamda kolaylık sağlıyoruz. Müşteri özellikle kredi çekmeden bir miktar ödeme yapabiliyorsa kalanı taksitlendirebiliyoruz. Müşterinin isteklerini önemsiyoruz. Karşılıklı anlaşmayla satışlarımızı yapıyoruz. Bugüne kadar büyük kaybımız olmadı.
Hüseyin TURHAN: Özellikle projelerinizi incelediğimiz zaman yeşil alana büyük önem veriyorsunuz. Bu firmanızın bir stratejisi mi? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Yeşil alanı çok önemsiyoruz.İmar planlarındaki yeşil alan sınırlarına uyuyoruz. Hatta bu alanı arttırmak için gereken fedakarlığı da şirket olarakyapıyoruz.Daha doğrusu imar planlarında yeşil alanı çok olan bölgelerde inşaat yapıyoruz.
Drusilya'da 0,60 parsel bazında 0,70 ada bazında emsal yeşil alan bulunuyor. Bu oranı hiçbir yerde bulamazsınız. O kadar fazla yeşil alanımız var ki anlatamam. Mesela bu pazar günü hava da güzeldi. Drusilya'da baktım ki çocuklar parkta bahçede öyle güzel oynuyorlar ki mutu oldum. Şu anda burada kiralık daire yok. Müşteriler satın almayı tercih ediyorlar. Boşalan bir daire bir gün sonra tutuluyor.
Hüseyin Turhan: Yeni bir proje üzerinde çalışıyorsunuz. Yakında kamuoyu ile paylaşacaksınız sanırım. Eskişehir'e değer katacak bir proje. Onunla ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Drusilya'dan sonra güzel ve nitelikli bir projemize yakın zamanda başlayacağız. Önceliğimiz şehir merkezine yakın olması yönündeydi. Bu proje şehrin merkezinde bir proje olacak. Her yönüyle bu proje Eskişehir'de ses getirecek bir proje olacak. Yakın zamanda onu kamuoyu ile paylaşacağız. Hazırlıklarımız devam ediyor. Hüseyin Turhan: Biraz özel bir soru sormak istiyorum. Orhan Aydın evde nasıldır, mutfağa girer mi? Eşinize yardım eder misiniz? Özel hobileriniz var mı? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Elbette evde hanımıma yardım ediyorum. Gerektiğinde destek oluyorum. Karadenizli olmamızdan mıdır genelde hamur işleri ile aram iyidir. Evde yardımcı olurum. Çocukluk yaşlarımda fırında çalıştığımdan olacak, pide işlerinden anlarım. Bafra Pidesi, Karadeniz yağlısı bunları severek yaparım. Bununla ilgili olarak Drusilya projesi içinde fırın yaptık. Bu kültürümüzü yaşatmak için. Paylaşmayı severim. Bir gün sizleri de davet edeyim. Siz de Karadenizlisiniz. Bu güzellikleri birlikte yaşayalım.
Özel hobilerime gelince... Spor yapmayı yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Her gün ortalama 7-8 km Yürüyüş yapıyorum. Bu sayede kendimi ciddi manada dinç hissediyorum ve bu röportajı okuyan okuyucularımıza da tavsiye ederim ki her gün yürüyüş yapsınlar. Çünkü spor demek, sağlık demek. Ayrıca yüzmeyi de severim. Fırsat buldukça yüzerim. Hüseyin Turhan: Eskişehir'de bu sektöre girmek isteyen genç iş adamlarına tavsiyeleriniz var mı? Nelere dikkat etsinler? Orhan AYDIN (AYD YAPI): İnşaat ve konut işine girecek gençlere tabii ki tavsiyem var. Biliyorsunuz, bu işler kimsenin tekelinde değil. Herkes girebilir. Herkes bina yapabilir. Yani bu işi yapacaklarsa severek yapsınlar. Mesela ben, sabah erkenden kalkarım ve önce işime giderim, işimi kontrol ederim. Burada bir başarı varsa ekip olarak fedakârca çalışmamızdan kaynaklanıyor. Fedakârlık olmadan başarı olmaz. Gençler fedakârlık göstereceklerse seveceklerse bu sektöre girmelerini tavsiye ederim.
Fedakârlık ne demek? İşinize siz sahip çıkacaksınız. Siz başkasından beklemeyeceksiniz. Önce fedakarlığı siz yapacaksınız. Sonra karşı taraftan bekleyeceksiniz. Ben ona inanıyorum. İşini seviyorsan kardeşim, işinde başarılı olacaksan, bir marka değeri oluşturmak istiyorsan, bu işe gir. Dürüst olup çalışacaklarsa sadece inşaat sektörü değil her işe girebilirler. Konuşmasında öyle güzel cümleler kurdu ki Orhan Bey, başarısının sırrı satır aralarında gizli.
Neresi olursa olsun gittiğiniz ve çalıştığınız yerde örnek teşkil edebiliyor musunuz? Mesele budur. Örnek olabiliyor musun? Sadece çalışıp günümüzü geçirerek para kazanmaktan ibaret değil hayat. Örnek teşkil etmek. Çevremize faydalı olmamız lazım kardeşim. Eşimize, dostumuza, akrabamıza, düşkünlere faydalı olmamız lazım. Allah'ın bize verdiği imkân varsa bunu en iyi şekilde çevremizde kullanmamız lazım olduğunu düşünüyorum.
Hüseyin Turhan: İnşaat sektöründe Eskişehir'de büyük projelere imza attınız. Hatta bir sloganınız var: "TOKİ'den sonra en büyük konutu biz yapacağız." diye, o hedefinize ulaştınız. Orhan Aydın, bir süre sonra bundan sonraki yaşamında mesela siyaseti düşünür mü? Çünkü bu ülkeye hizmet etmenin çeşitli yolları var. Onlardan bir tanesi de siyaset. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Çok teşekkür ediyorum Hüseyin Bey. Bunlar güzel şeyler. Hani derler ya her yerde olmasanız bir yerde olamazsınız diye bir söz vardır. Biliyor musunuz? Onun için siyaset şimdilik bize uzak. Ama gelecekte zaman ne getirir ne götürür bunu hiç kimse bilemez. Ama iş hayatında mümkün olduğu kadar biz de Eskişehir'de en başarılı ve en güvenli olma yolunda her türlü gayreti ve çabayı gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz.
Hüseyin Turhan: Şirkette kaç çalışanınız var? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Şirketimizde taşeronlarla birlikte toplam 200 kişi çalışıyor. Şirketimizde ise çalışan sayımız 40 kişi civarı. Ağırlıklı taşeronlarla çalışıyoruz. Bazen bu 300 kişi oluyor, 300'ün üzerine çıktığı da oluyor. Hüseyin Turhan: Karadenizlisiniz. Karadeniz fırtınası Trabzonspor'u takip ediyor musunuz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Evet Trabzonspor'u da takip ediyorum. Türkiye milli takımını da takip ediyorum. Bir de milli takımda birden fazla Trabzonlu futbolcu ve teknik direktörümüz, Şenol Güneş hocamız var. Orada olması hasebiyle bizim için de ayrı bir önem arz ediyor. Kalecimiz Trabzonlu. Biz Trabzonspor'la beraber sporu öğrendik. Çocukluk dönemimizde peş peşe şampiyonluklar yaşattı bizlere. Biz de o zamanlar okula gidiyorduk. Çok mutlu oluyorduk. Tabi ondan dolayı spora bir aşinalığımız oldu. Spora sevgimiz var. Ama bu şehre gelince Eskişehirspor'u da sevdik. Bugün belki Eskişehirspor zor durumda ama inşallah bu zor günleri atlatır da yine o eski güzel günlere geri döner. Temennimiz odur. Eskişehirspor'a geçmişte çok desteklerimiz oldu. Yine de olur. Bugüne kadar yönetim anlamında birçok yanlışlıklar yapıldı. Dürüst olunmadı. Buna herkes gibi biz de üzülüyoruz.
Hüseyin Turhan: Evet, dürüstlük burada da devreye giriyor. Ahlak sorunu her sektörde olduğu gibi sporda da karşımıza çıkıyor. Hüseyin Turhan: Müteahhit olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Orhan AYDIN (AYD YAPI): Müteahhit olmasam ticaretçi olurdum diye düşünüyorum. Çünkü ticarete çocukluk yaşından beri ayrı bir sevgim vardı. Babamın köyde bana kahve almasıyla para kazanmaya başlamam bunda belirleyici oldu.
Hüseyin Turhan: Evet, bir de sizin bir özelliğiniz var. Özellikle çalışanlarınızın çoğunu da memleketinizden getirdiniz. Yani bu memleket sevgisinden mi yoksa hakikaten kaliteli ustalar yetiştiğinden dolayı mı birlikte çalışıyorsunuz? İnşaatlarınızın kaliteli olması aynı zamanda ustanın da kaliteli olmasına bağlı galiba?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Tabii ki her yörenin insanı çalışkandır da bizim Karadeniz'in insanı biraz daha cefakardır ve çalışkandır. Burada bizim için önemli olan iyi ve işini düzgün yapan usta olması. Bizim ustalar kendilerini yetiştirmişler. Yıllarca çalışıp da başka da yapacakları işi olmadığı için galiba. Her yöreden çalışanımız var ama ağırlıklı olarak kendi memleketimizin ustalarıyla çalışıyoruz. Usta kaliteli olunca ortaya koyduğu işte kaliteli oluyor.
Hüseyin Turhan: Fırsat buldukça Trabzon'a gittiğinizi biliyoruz. Hemen hemen her yıl gidiyorsunuz. Neler yapıyorsunuz köyünüze gidince, ne hissediyorsunuz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Evet köyümüze gideriz sık sık. İki katlı evimiz var. Çocukluk dönemim bu coğrafyada geçti. Anılarım var. Kahveye gider, arkadaşlarımızla hasret gideririz. Sonra akrabalarımızla görüşürüz. Eğer bayramda gitmişsek, bayram sabahları çok güzel olur. Kurban Bayramı'nı son yıllarda köyümüzde geçiriyoruz. Huzur buluyoruz. Memleket sevgisi bir başka.
Hüseyin TURHAN: Röportajımızın sonuna geldik. Son olarak Eskişehirdenhaber.net sitemiz hakkında ve bu röportajımızı okuyan okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Orhan AYDIN (AYD YAPI): Son olarak şunu söyleyebilirimyaptığımız hangi iş olursa olsun başarılı olmak için baştan hep söyledik ya dürüst olmamız ve bir taraftan da istikrarlı olmamız, gerekiyor. İstikrarlı gidersek her zaman bizi birilerinin takip ettiğini unutmayız. Yaptığımız işler takip edilmez gibi görünse de birileri takip ediyor.
Bizlere bu imkânı sunduğunuz için Eskişehirdenhaber.com ailesine ve okuyuculara en kalbi selam ve sevgilerimi sunuyorum. Sitenizi takip ediyorum. Eskişehir'de habercilik alanında önemli işler yapıyorsunuz. Her kesime eşit mesafede olmanız değerli. Halkımıza şunu söylemeliyim malum pandemi sürecindeyiz. Vakalar hızla artıyor bu günlerde. Maske mesafe kurallarına hepimiz dikkat edelim ve uyalım. Bu vesile ile içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayınızı tebrik ediyorum.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.