ZEKÂT ASRIMIZIN İMTİHANIDIR

17.03.2024 00:00

Ramazan ramazan dedik geldi ve beş günü de aldı götürdü. Durun hele ortasına doğru öyle bir hızlanır ki, bir de bakmışsın bayram gelivermiş. Tabi bir eli yağda, bir eli balda olanlar için ya da işi, aşı ve sağlığı yerinde olanlar için.
Ya değilse?!...
Her bir günü bir yıl olur.
Rabb'im darda kalanların yardımcısı olsun. Tabi Allah bu yardım hususunda durumu iyi olanlara sorumluluk yüklüyor.
Zekat, fakirlerin zenginler üzerindeki hakkıdır. Bu hususta o kadar çok ayet var ki…Malumunuz, zekat üzerinden bir yıl geçen para veya servet üzerinde ödenir. Dolayısıyla her zaman verilebilir. Ancak insanımız bunu ramazan ayına denk getirerek daha fazla sevap kazanma cihetine gitmişlerdir.
Tabi zekat varlıklı insanlar için geçerli bir ibadettir ve zekatla da sınırlı değildir. Fitre ve sadaka diğer mali ibadetlerdendir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir." Burada "sevdiğiniz şeyler" hususunu akıldan çıkarmamak gerekir.
Çocukluğumdan aklımda kalan bir deyimle hem size tebessüm ettireyim hem de konuyu dramatize etmiş olalım. "Zekât keçisi gibi titremek!" gibi bir deyimi ta çocukluğumda duymuşumdur.
Ne kadar garip değil mi? Artık her kim ise, keçilerin zekâtını verirken en zayıf, en çelimsiz, en bakımsız hangisiyse onları seçermiş. Zavallının ayakta duracak dermanı yok. Tir tir titriyor. Ne damızlık olur, ne doğru dürüst eti yenir…Onun için, bazı durumu perişan, cılız, zayıf kendine bile hayırı olmayan insanlar için "zekât keçisi gibi!" derlerdi. Ne kadar yanlış…
Vereceksen en iyisinden vereceksin. En semizini, en besilisini. Hatta gözünden bile sakındığını. Çünkü Allah öyle istiyor.
Ayrıca, zekatttaki kırkta bir oranının da en alt sınır olduğunun altını çizelim. Madem ki sevdiğimiz şeylerden vereceğiz. Artan yemeği değil, yeni pişirdiğin yemekten vereceksin. Sadaka vermek için cebinden madeni para aramayacaksın.
Verme işinde, şayet muhtaç varsa önce akrabalardan, yakın komşulardan başlayacaksın. Bulduğu otları yiyerek hayatta kalmaya çalışan, onu da bulamayıp açlıktan ölen Gazzelileri de unutmayacaksın.
Peygamberimiz bir defasında kestiği koyundan geriye ne kaldığını sormuş, Hz Aişe validemiz "bir kürek kemiği" demesi üzerine " Ey Aişe, desene bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu!" buyurmuştur.
Konu önemli ve geniş. Bir şiirle bitirelim…
Selâm ve dua ile…

ZEKÂT ASRIMIZIN İMTİHANIDIR

Mevla servet verir, harcansın diye.
Bil ki emanettir, bu tafra niye?
Sermayeyi yüklersin ha kediye!
Zekât vermek Müslüman'ın şanıdır,
Zekât; asrımızın imtihanıdır.

Cimri, yatağında rahat yatamaz.
Müslüman malıyla hava atamaz.
Bin sadaka bir zekâtı tutamaz.
Zekât ki, İslam'ın sosyal yanıdır,
Zekât; asrımızın imtihanıdır.

Varlık içindeyken düşmeye dara,
Ebedî âlemi sokmaya zora.
Selamın önüne geçmişken para;
Zekât, nefsi yere vurma anıdır,
Zekât, asrımızın imtihanıdır.

Bekçisisin, dünyadaki malların,
Bir gün gelir, bomboş gider kolların.
Rabb'im bakmaz ise, n'olur hallerin?
Ahret yolcusunun yâr, yâranıdır,
Zekât; asrımızın imtihanıdır.

Fikret GÖRGÜN