HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 27 EKİM 2025, PAZARTESİ



Cumhuriyet’in Akıl ve İrade Üzerine Kurulu Yolculuğu

27.10.2025 00:00
Osmanlı Devleti 19. yüzyılda hızla ilerleyen dünya düzenine uyum sağlama konusunda
yetersiz kalmış, önemli güç kayıpları yaşamıştır. Sanayi devrimiyle gelişen bilim, teknoloji ve
üretim ilişkileri geniş bir dönüşüm yaratırken bu dönüşüme verilen tepkiler zayıf kalmıştır.
Eğitim alanı bilimsel temelden uzak, hukuk düzeni parçalı, ekonomi dışa bağımlı yapı
almıştır. Bu durum ulusal özgüveni sarsmış, kamu hayatında güçlü yönetim ihtiyacı ortaya
çıkarmıştır.
I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ülkeyi büyük işgallere açık
hâle getirmiştir. Siyasi otorite zayıflamış, milletin geleceği açısından ciddi tehditler
doğmuştur. Bu koşullarda Mustafa Kemal Paşa "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve
kararı kurtaracaktır." sözleriyle mücadelenin çerçevesini millet iradesi temelinde
belirlemiştir. Böylece ulusun varlığını koruma kararlılığı siyasal bir program niteliği
kazanmıştır.
19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkış ulusal egemenlik temelinde bağımsızlık kavramını hayata
taşıyan ilk adım olmuştur. Amasya Genelgesi bu iradenin belgesidir. Erzurum ve Sivas
Kongreleri ulusun örgütlü iradesinin güç kazanmasını sağlamıştır. Kurtuluş mücadelesi
Sakarya ve Büyük Taarruz zaferleriyle ilerlemiştir.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak halk egemenliği kurumsal çerçeve
kazanmıştır. Mustafa Kemal Paşa Meclis'in yaklaşımını "Hâkimiyet bilâ kaydü şart
milletindir." sözleriyle tanımlamıştır. Yönetim millet adına görev alan seçilmiş temsilcilerin
yetkisine verilmiştir.
1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılmış, yönetim bir kişinin ayrıcalıklı konumundan çıkarılarak
ulusun iradesiyle bütünleşmiştir. Cumhuriyet 29 Ekim 1923'te ilan edilmiştir. Devletin
yönetim anlayışı, millet egemenliğini esas alan çağdaş bir hukuk düzeni üzerinde yeniden
kurulmuştur.
Cumhuriyet'in amacı siyasal düzen değişimiyle sınırlı olmamıştır. Çağdaş ulus anlayışını
toplumsal yaşama yerleştirmek hedeflenmiştir. Bu doğrultuda eğitim alanı öncelikli konu
olmuştur. Tevhid-i Tedrisat Kanunu eğitim bütünlüğü sağlamış, laik bilim esaslı programlar
yaygınlaşmıştır. Harf İnkılabı okuryazarlığın geniş toplumsal tabana ulaşmasını
kolaylaştırmıştır. Atatürk "Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak eğitimle olur." görüşüyle bu
politikanın temelini açıklamıştır.
Hukuk alanında Medeni Kanun kabul edilerek yurttaşlık hakları güvence altına alınmıştır.
Kadınların aile yaşamında eşitliği, kamu alanında yer alma hakkı yasal zemine kavuşmuştur.
1930'da belediye, 1934'te genel seçimlerde kadınların seçme seçilme hakkı kazanması siyasal
katılımı güçlendirmiştir. Atatürk "Dünyada her şey kadının eseridir." diyerek
düzenlemelerin düşünsel temeline açıklık getirmiştir.
Ekonomi politikası ulusal kalkınmayı hedeflemiştir. Sümerbank ve Etibank gibi kurumlar
sanayi altyapısını geliştiren adımlar atmış, demiryolu ağının genişlemesi Anadolu çapında
bütünleşmeyi hızlandırmıştır. Kültür sanat kurumları toplumsal aydınlanmayı desteklemiştir.
Cumhuriyet reformları merkezi yönetimle sınırlı kalmamış, Anadolu şehirlerine de
yansımıştır. Eskişehir bu duruma somut örnek oluşturur. Hava Harp Okulu'nun 1926'da bu
şehre taşınması havacılık alanında merkez olmasını sağlamıştır. 1961'de üretilen Devrim
otomobili mühendislik birikiminin görünür kazanımı olmuştur. Böylece Cumhuriyet hayata
uygulanabilir adımlar atmıştır.
Cumhuriyet halkın geleceğini kendi iradesiyle belirleme anlayışıdır. Atatürk "Benim naçiz
vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar
kalacaktır." sözüyle bu iradenin sürekliliğine işaret etmiştir. 102 yıl boyunca Cumhuriyet
kurumsal derinlik kazanmış, toplumsal bilinçle güçlenmiştir. Hukuk üstünlüğü, eğitim
ilerlemesi, kadınların etkin varlığı, ekonomik kalkınma politikaları Cumhuriyet'in somut
kazanımlarıdır.
Bugün Cumhuriyet yolculuğu geçmişin mirasıyla sınırlı kalmadan sürmektedir. Yeni kuşaklar
bu yürüyüşü akılla, bilgiyle ve sorumlulukla yeniden kurmaktadır. Geleceği belirleyen en
güçlü dayanak halk iradesidir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı siyasal bağımsızlık ile toplumsal
özgüvenin birleştiği tarihsel bir dönüm noktasıdır.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Bugün bu kazanımların şehir yaşamındaki karşılığını görmek için Eskişehir örneğine
bakmak yerinde olur.
Birkaç yıldır Cumhuriyet Bayramı'nı Eskişehir'de kutluyoruz. Bu güzel şehir o gün kırmızı
beyaz renklere bürünüyor. İnsanların ellerindeki bayraklar, caddeler boyunca oluşan kalabalık
ve kutlamanın genel atmosferi görülmeye değer.
Bizim için zamanla 29 Ekim günlerini
Eskişehir'de geçirmek bir ritüel hâline geldi. Bu yıl kızımın "Anne 29 Ekim'de Eskişehir'e
gidecek miyiz?" sorusu beni ayrıca duygulandırdı. Çünkü Eskişehir Cumhuriyet ruhunu
yaşayan ve yaşatan bir şehir. Bu özel günü orada kutlamak bizi mutlu ediyor.

İlk kez beş yıl önce 29 Ekim'de Eskişehir'e gelmiştik. O gün insanlarda gözlemlediğim
heyecan dikkatimi çekmişti. Odunpazarı sokaklarında hareketlilik artıyordu. Zarif giyimli
insanlar bayraklarıyla yürüyordu. Genç nüfusun yoğunluğu kutlamanın enerjisini
yükseltiyordu. İnsanların birbirine karşı saygılı davranışları, aynı kalabalık içinde ortak
amaçla yürümeleri 29 Ekim'in anlamını daha belirgin hâle getiriyordu.
O tarihten sonra Eskişehir bizim için Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamayı düşündüğümüz ilk
şehir oldu. 29 Ekim yaklaşınca Eskişehir'i konuşur hâle geldik. Kızımın bu yıl da aynı soruyu
yöneltmesi, kutlamaların onun hafızasında yer ettiğini gösteriyor. Bu ziyaretler başlangıçta
planlı olmamıştı, fakat kızımın Cumhuriyet bilinciyle kurduğu bağın zamanla güçlendiğini
açık biçimde gösterdi.
Bu yıl gidip gidemeyeceğimizi bilemiyorum ancak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda
Eskişehir'de kutlama ortamına karışmak, Cumhuriyet'in yaşam akışına yerleşmiş kararlı bir
irade olduğunu hissettiren güçlü bir deneyim oluşturuyor. Eskişehir'de 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı kutlamalarına tanıklık etmek, Cumhuriyet'in bugün hâlâ aynı inançla sürdüğünü
görmek açısından bizlere anlamlı bir bakış açısı sunuyor. Bu coşkuyu yaşatanlara teşekkür
etmek gerekiyor, zira Cumhuriyet'in emek ve kararlılıkla büyüdüğünü hatırlatmak toplumsal
bilinci güçlendiriyor.
Burcu BOLAKAN / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr