İsmini bile anmak istemediğim bir siyasi iradenin, gündemi değiştirmeye yönelik anayasamızın ilk dört maddesiyle ilgili hezeyanlarını öğrendiğimde içimde tarif edemediğim tuhaf bir duygu yaşadım.
Toplumun birçok kesiminden tepki geldi. Ülkenin çok önemli ekonomik, sosyal ve toplumsal sorunları varken böyle bir konunun gündeme getirilmesi düşündürücü. Halkımızın da böyle bir gündemi olduğunu düşünmüyorum. Malum şahıs ne demişti? "Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil. Bu, gelecek nesillerin iradesine ipotek koymadır." Bu bakış açısına ve öngörüsüzlüğe bakar mısınız? Bugüne kadar neyi yapmak istediniz de anayasamızın bu maddeleri size engel oldu? Amaç başka! Ailemde iki hukukçu olunca, aile meclisi toplantılarında konuyu enine boyuna tartışıyoruz. Bana söylediklerine göre, toplam 177 maddelik anayasamızın 134 maddesi değişikliğe uğramış. Yine anlattıklarına göre, en son 2017 yılında değişiklik yapıldığını ve Cumhuriyet tarihinin en önemli anayasa değişikliğinin "sistem değişikliği" olduğunu söylediler. Başbakanlığın kaldırılarak yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanlığına verildiğinin altını çizdiler. Dolayısıyla toplamda %77 oranında zaten değişmiş bir anayasamız var ortada. Peki, neden böyle bir konu gündeme getirilmiş olabilir? Bazı çevreler, acaba Hüda Par aracılığıyla taleplerini mi dile getiriyor? Bu kişi, böyle bir açıklamayı yapma cesaretini kimlerden alıyor? Bu sorular merak uyandırıyor. Toplumun önünde bulunan kişiler, söylemlerinde daha dikkatli bir dil kullanmalı. Böyle açıklamalar, toplumsal fay hatlarının kırılmasına sebep olabilir. Bu ülkeyi canından çok seven, anayasasına bağlı, vatansever insanların sinir uçlarıyla adeta oynayıp onları test etmek mi istiyorlar? Elbette demokrasi var; bireyler düşüncelerini ifade etmede özgürdür, ancak bu sınırsız bir özgürlük değildir. Bir siyasi parti, özgürlük adı altında devletin niteliğini tartışmaya açıyorsa, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Dolayısıyla, anayasal suç işleyen Hüda Par'ın Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar net söylüyorum. Tartışmalara bir anlamda son noktayı koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında "Tekrar altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur." sözleri anlamlıdır. Cumhur İttifakı'nın en küçük ortağı, bu talihsiz beyanlarıyla Türk milletinden özür dilemelidir. Karşı oldukları ve değiştirilmesi istenen maddelere bir göz atalım: I. Devletin şekli: MADDE 1 - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri:
MADDE 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti:
MADDE 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler:
MADDE 4 - Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Ey milli okur, bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşlarıdır. Kim ki bu taşları yerinden oynatırsa gelecekte vatan diye bir yer kalmaz elinde. Yukarıda yazılan maddelere itiraz eden kişi ve kurumlar, yani devletin diline, cumhuriyete, başkentine, bayrağına ve milli marşına itiraz edenler, bizim gözümüzde ülkeye büyük kötülük ediyorlar. Bu maddeler dışında geriye kalan tüm maddeler müzakere edilebilir; ancak ilk dört madde hariç. Hiçbir zaman unutmayalım ki, Milli Mücadele döneminde, Atatürk ve silah arkadaşlarının gösterdiği azim ve kararlılık, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştır. Bu temeller, sadece bir devletin varlığı değil, aynı zamanda bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolüdür. Anayasanın ilk dört maddesi, bu mücadelenin ruhunu taşımaktadır. Atatürk'ün öngördüğü cumhuriyet, halkın iradesine dayanan bir yönetim biçimi olup, bu niteliklerin korunması, milli birlik ve beraberliğimizin sağlanması açısından son derece önemlidir. Aksi halde Ortadoğu gibi olurduk. Aksi düşünenler için: O anayasa, yedi düvele karşı verilen amansız mücadele sonucunda, şehitlerin kanlarının kalemlere mürekkep yapılarak yazıldığı bir anayasadır. Bunu böyle bilinde, aklınızdan dahi geçirmeyin bir daha!
Mursel Gül Teşekkürler hocam kaleminize sağlık. (Bilerek veya bilmeden) Küçük hesaplar yaparak ülkenin refah ve huzurunu bozmak isteyenlere hizmet etmek olarak değerlendiriyorum.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.