Geçtiğimiz perşembe annemin vefatının 1. Yıl dönümüydü.
Aradan bir yıl değil bin yıl geçse de acısı taze yüreğimizde.
Kadim kültürümüzde ve inancımızda vefat edenin seneyi devriyesinde kuran tilaveti, mevlit, dua gibi anma programları düzenlenir.
Bizde bu geleneğe uygun olarak istedim ki annemi böyle bir ortamda analım.
Bunun için "Odunpazarı İlçesi Yatılı Kuran Kursu Merkezi" en doğru adresti.
Çevremde burasıyla alakalı güzel yorumlar alıyordum.
Yetkili Salih Aktaş Beye birkaç gün önceden telefon açıp isteğimi ilettim.
Perşembe akşamı kendisinin başka bir programı olduğunu ancak arkadaşı Hafız İsmail Beyin o gün için nöbetçi olduğunu, yatsı namazı sonrası gerekli programı yapabileceğimizi iletti.
Perşembe günü…
Akşam saatlerinde öğrencilere çeşitli ikramlar alarak Müftülüğe bağlı Odunpazarı Hafızlık Eğitim Merkezi'ne gittim.
Bizleri kendine has mütevazi duruşuyla, gözlüklerinin arkasında içi gülen sıcak bakışlarıyla İsmail Bey karşıladı.
İçeri ilk girdiğimde lobide sanki Kuran Kursuna değil de beş yıldızlı bir otele gelmiş gibi bir hisse kapıldım.
Gözümün gördüğü her taraf adeta bir otel konseptinde dikkatimi çekti.
Her taraf pırıl pırıldı.
İkramları görevliye teslim ettikten sonra birlikte giriş katında bulunan odasına bizi buyur etti.
Hoş beşten sonra öğrencilerin derste olduklarını ancak kısa süre sonra dersin biteceğini söyledi.
Bir yandan ikram ettiği çayları yudumlarken diğer yandan kendinden bahsetti.
Kuran Kursu'nun ilk açıldığından beri birçok sınavı başarıyla geçerek burada uzun süredir görev yaptığını anlattı.
Ara sıra odaya girip çıkan öğrencilere karşı; iletişimi, davranışları doğrusu ilgimi çekti.
Bir baba şefkatiyle o körpe yavrulara yaklaştığını gözlemledim.
O esnada yanımdan kalkıp odasındaki büyük ekranlı televizyon karşısına geçerek öğrencilerin bulunduğu yeri gösterdi.
Masanın üzerindeki mikrofonu eline alıp "yatsı namazı için saf tutalım gençler" cümlesini birkaç kez anons etti.
Kısa süre sonra bizde bulunduğumuz odadan çıkıp bir üst kattaki mescide geçtik.
Karşımda tam 3 saf olmuş hafız adayı, yaşları tahminen 10-13 arası değişen nur yüzlü çocukları görünce içimde tarif edemediğim bir duygu yoğunluğu yaşadım.
O esnada zihnimden "dinimizin, değerlerimizin ve kültürümüzün toplumumuza daha iyi yansıtılabilmesi, güzel ahlaklı gençlerin yetiştirilebilmesi için hafız yetiştirmek çok büyük önem arz ediyor." Diye cümleler geçti.
Önceden merkezden hafız olmuş şimdilerde öğrencilere abilik yapan bir delikanlının kıldırdığı yatsı namazı ile program başladı.
Güzel sesli gençlerin okuduğu sureler sonrası İsmail Beyin yaptığı "Hatim Duası"'na ellerimizi semaya açarak hep birlikte "Amin" dedik.
Dua sonrası yanıma gelen hafız adayı öğrencilere birkaç kelam ettikten sonra annem ve babam için kulağıma eğilip rahmet dileklerinde bulunmaları göz pınarlarımı yeşertti.
Mescitten çıktıktan sonra adeta konforlu otel konseptinde yapılan bu merkezi daha yakından tanımak istediğimi İsmail Beye ilettim.
Sağ olsun teklifimi kabul etti.
Asansörle en üst kata çıkıp oradan aşağıya doğru katları tek tek incelemeye başladım.
Soğuk kış gününde içimi ısıtan bu güzel merkezle alakalı aklıma gelen bazı soruları da İsmail Beye sordum.
Her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünülüp projelendirildiği bu merkez için ilk kazmanın 2014 yılında vurulduğunu anlattı.
Projelendirme aşamasında diğer şehirlerde bulunan 15 kurs binası incelenip, uzun süreli ihtiyaçlar göz önüne alınarak burası mimarlar tarafından projelendirilmiş.
Devletimizin desteği elbette önemli ama her yerde olduğu gibi böyle dini yapıların yapımında, hayırsever yurttaşlarımız adeta birbiriyle yarıştı.
Burası için ciddi bağışlarda bulunmuşlar.
Başka türlü zor olurdu.
Koridorlarda gezerken kapıların kenarında yazılı hayırseverlerin isimleri gözüme çarptı.
Büyük bir gayretle başlayan inşaat çalışmaları 2017 yılında tamamlanarak hafız yetiştirilmeye başlanmış.
Yine aldığımız bilgiye göre bugüne kadar 65 hafız mezun olmuş.
Bir alt kata indiğimizde sınıfları gördük.
Bu katta 3 hafızlık sınıfı ve 4 hazırlık sınıfında 7 öğretmen görev yapıyor.
En alt katta birbirinden farklı sosyal alanlar daha da ilgimi çekti.
Öğrencilerin ders zamanları dışında vakitlerini geçirebilecekleri halı sahadan, satranç odasına, masa tenisinden langırta…
PS4 oyun alanından, sinema salonuna, kütüphaneye, konferans ve toplantı salonlarına, kafeteryaya her şey mevcut.
Ya şark köşelerine ne demeli? İki oda şark köşesi olarak teşrif edilmiş. Çok beğendim.
Bu kadar modern ve büyük bir merkezin tüm giderleri ( elektrik, ısınma, su, iaşe,) Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi ile hayırsever vatandaşların yardımlarından karşılanıyor.
O esnada düşündüm de; böyle merkezlerin, yüce kitabımıza yaptıkları üstün hizmetlerin yanında, yatılı kalan öğrencilerin her şeyden önce vatanına, bayrağına, devletine, cumhuriyet değerlerine, milletine faydalı bireyler olarak yetiştirilmeleri her türlü takdirin üzerinde.
Şunu da unutmadan söyleyelim. Burada kalan öğrenciler, öğlene kadar Kuran'ı ezberleme, öğleden sonra ise servislerle okullarına gidiyorlar.
Merkeze kayıt yaptıran bir öğrenci ortalama 2-3 yıl arasında hafız olarak mezun olabiliyor.
Bunları niye yazdım. Olurda bir yakınınız için manevi ziyafet çekmek isterseniz aklınız bir köşesinde bulunsun.
Böyle nitelikli bir merkezi Eskişehir'e kazandıranlardan, emek verenlerden Allah razı olsun.