"Bugün amel var, hesap yok. Yarın hesap var, amel yok" ifadesini "Hidayet Önderleri" kitabının ciltleri arasından cımbız ile çeker gibi çıkartıp "Cuma Mesajı" olarak rehberime kayıtlı Gönül dostlarıma göndererek. Bunun üzerine düşünüp bir yazı yazmaya karar verdim.
Sevgili Dostlar, zaman, insanın en sessiz öğretmenidir. Ne bağırır, ne çağırır. Sadece geçer. Ve biz, çoğu zaman onun geçip gittiğini ancak geriye dönüp baktığımızda fark ederiz. Oysa bir söz vardır ki, bu fark edişi öne çeker:
"Bugün amel var, hesap yok. Yarın hesap var, amel yok."
Akledip düşünen insan için bu söz, sadece bir uyarı değil; bir hayat rehberi olmalıdır. Bugün yapabileceğimiz her iyilik, yarının pişmanlığını azaltır. Bugün bir kalbe dokunmak, yarın vicdanımızı rahatlatır. Bugün bir yetimin başını okşamak, yarınki hesap gününde elimizi hafifletir.
Peki bu merhamet yolculuğunda bize kim rehberlik eder? Üzerine düşünülmesi gereken asıl soru bu!
Siz ne cevap verirsiniz bilmem ama ben cevap olarak, tarih boyunca ışık olmuş bir ailede saklıdır derim.
Kimdir bu aile?
Tabi ki; Kur'an-ı Kerim de Yüce Allah tarafından her türlü kötülükten, pislikten arındırılmış olduğu ifade edilen Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) ailesi gelir akla...(1)
Ehl-i Beyt. (Hz Ali, Hz Fatıma, Hz Hasan, Hz Hüseyin (as))
Ehl-i Beyt, sadece Hz. Peygamber'in ailesi değil; onun rahmet mesajının yaşayan timsalleridir. Hz. Ali'nin adaleti, Hz. Fatıma'nın vakarı, Hz. Hasan ve Hüseyin'in teslimiyeti… Hepsi bizler için birer merhamet pusulasıdır.
Kerbelâ, bu pusulanın en çetin sınavıdır. Susuzluğun ortasında bile teslimiyet, zulmün karşısında bile vakar…
Ehl-i Beyt, sadece acının değil; acıya rağmen doğrunun etrafında merhametin ve direnişin adıdır.
Bugün hâlâ bir mazlumun gözyaşında Hz. Hüseyin'in susuzluğu yankılanır. Bugün hâlâ bir yetimin sessizliğinde Hz. Fatıma'nın şefkati hissedilir. Çünkü merhamet, zamanla eskimez. Aksine, zamanla derinleşir.
Hayat, bize sürekli akan bir nehir gibi fırsatlar sunar. Ama biz o nehrin kenarında testimizi boş tutarsak, su durduğunda elimizde sadece pişmanlık kalır.
Bugün, Ehl-i Beyt'in izinden giderek bir iyilik yapmak; bir gönül almak; bir kırık kalbi onarmak için en doğru zaman. Çünkü yarın geldiğinde, sadece "seviyordum" demek yetmeyecek.
Sevgi, iz sürmekle; ahlâkı kuşanmakla; merhameti yaşatmakla ispat edilir.
Ehl-i Beyt sevgisi, sadece bir aidiyet değil; bir sorumluluktur. Bu sevgi, bizi merhametli kılar; adil olmaya zorlar; vicdanlı yaşamaya çağırır.
Bugün amel var, hesap yok. O hâlde, amel defterimizi merhametle dolduralım. Çünkü yarın geldiğinde, sadece sevdiğini söyleyen değil; sevdiği gibi yaşayan kazanacak.
"Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzab, 33/33)
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
