HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 09 KASIM 2025, PAZAR



"Sessizliğin İçindeki Minnet: 10 Kasım’a Bir Dua"

09.11.2025 00:00
10 Kasım: Sessizliğin İçindeki Haykırış
Saat 09.05…
Türkiye'nin dört bir yanında hayat bir anlığına durur. Fabrikalar susar, sokaklar sessizleşir, kalpler aynı ritimde atar. Çünkü o an, bir milletin en büyük evladının ardından duyduğu özlemin en derin yankıması yaşanır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk… Sadece bir komutan değil, bir fikir, bir devrim, bir diriliştir. Yorgun bir halkın küllerinden doğan umut, karanlığa meydan okuyan bir meşale. O, sadece savaş meydanlarında değil, zihinlerde ve kalplerde de zaferler kazandı. Her 10 Kasım'da, onun yokluğunda bile varlığını hissederiz. Çünkü O, sadece tarihe değil, ruhumuza da kazınmıştır.
Onun ardından geçen her yıl, bir vefa sınavıdır. Her adımda, her düşüncede, onun izini sürmek; onun "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet'e sahip çıkmak, en büyük borcumuzdur. Gözlerimizdeki yaş, sadece bir kaybın değil, bir minnetin adıdır. Çünkü Atatürk, bize sadece bir ülke değil, bir kimlik, bir duruş, bir umut bıraktı.
Bugün, onun sessizliğinde bile konuşan bir milletiz. Anıtkabir'e yürüyen ayaklar, onun fikirlerine yürüyen yüreklerdir. Her çiçek, bir teşekkürdür. Her dua, bir bağlılık. Her çocuk, onun hayalidir. Her öğretmen, onun ışığıdır. Her özgür düşünce, onun mirasıdır.
Ve bu bağlılık, sadece zihinsel değil, ruhsaldır da. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın şu çağrısı, bu hissiyatı ne güzel özetler: 
"Anıtkabir'e abdestli gidin. Atamızın ruhuna Fatiha okuyun, dua edin, O'na teşekkür edin."
Bu söz, bir milletin liderine duyduğu saygının, vefanın ve manevi derinliğin ifadesidir. Çünkü Atatürk, sadece bir devleti değil, bir milletin vicdanını da inşa etti. Haydar Baş Hocanın  bu çağrısı, Atatürk'ü sadece tarihsel bir figür olarak değil, milletin ruhuna dokunan bir değer olarak görmeyi öğütler. Atatürk'ün asıl kimliği ile milletin gönlünde yeniden doğmasını sağlar. Bu yüzden olsa gerek, Anıtkabir'e giden ziyaretçi sayısında rekorlar alt üst olur. Bu ziyaretlerde Ona yöneltilen dua, bir teşekkürdür; abdestli gidilen yol, bir teslimiyettir; Anıtkabir'de edilen niyaz, bir milletin şükranıdır.
Bu yaklaşım, Atatürk'ü inkâr eden değil, onu hakkıyla anlamaya çalışan bir duruşu temsil eder. Onun mücadelesini sadece siyasi değil, insani ve ahlaki bir sorumluluk olarak gören bir bakış açısıdır. Çünkü Atatürk, milletin bağımsızlığı için canını ortaya koymuş bir emanettir. Ve emanete sahip çıkmak, sadece fikirle değil, kalple olur.
Ey Gazi Paşam… Seni gitti sanmasınlar, Sen  bizimlesin. Biz Seninle! Senin izinde, senin sözünde, senin hayalindeyiz. Her 10 Kasım'da seni yeniden anıyor, yeniden anlıyoruz. Ve her defasında, seni biraz daha çok özlüyoruz. Senin yokluğunda bile seninle büyüyoruz. Senin sessizliğinde bile senden ilham alıyoruz.
Bu millet, seni unutmadı. Unutmayacak. Çünkü sen, bir takvim yaprağında değil; bir milletin vicdanında yaşıyorsun.
Ruhun şat mekanın cennet olsun...

 
Mustafa ÇOBANOĞLU / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr