İnsanlar, eşlerinin, çocuklarının, sevdiklerinin yanarak hayatını kaybettiği o anları
yaşarken, bizler bu dehşet verici anları sadece izliyoruz.
Yangına dair duyduğum her yeni bilgi, yüreğimi daha da parçalıyor. Değerli
okurlar sizin de aynı duyguları yaşadığınızı tahmin ediyorum.
O anki acıyı, çaresizliği, korkuyu tarif etmek imkânsız. Ölümle yaşam arasında
ince bir çizgi var, ama çoğu zaman o çizgi bir anlık dikkatsizlik veya
sorumsuzlukla yok oluyor. İnsanların hayata veda ederken hissettikleri bu dehşet
verici anlar, kalbimize bir yara daha açıyor.
Düşünün… Evladına karne hediyesi olarak kış tatilini tercih eden 4 kişilik bir aile
yok oluyor. Sevenleri tatil dönüşünü yollarını beklerken tabutlar içerisinde yanmış
cesetleri geri dönüyor. Aman yarabbi ne büyük acı.
Doktor arkadaşlarıyla yoğun mesai içerisinde kafa dağıtmak arzusuyla birkaç
günlük kayak tatili için Kartalkaya'ya giden pırıl pırıl hekimler, akademisyenler
tabutlar içerisinde ailelerine teslim edildi.
Gözünü para hırsı bürümüş otel sahibinin çatı katında oda verdiği henüz
mesleğinin ilk günlerinde olan hemşire kızımızın pencereden ölüme atlaması ne
hazin bir son…
Ya oğlunu pencereden aşağıya sarkıtmak…
Dayanılacak gibi değil…
Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acıların izleri hâlâ üzerimizde. Soma maden
kazası, 6 Şubat depremi, İzmir'deki elektrik kaçağı nedeniyle hayatını kaybeden
gençler…
Şimdi de Kartalkaya'daki otel yangını. Her biri, bir şekilde bize
sorumluluklarımızı hatırlatıyor. Bu tür felaketler, hepimizin yüreğinde derin
yaralar açıyor. Ama insan, sadece acıya tanık olmakla kalmamalı, sorumluluk
almalı, harekete geçmeli.
Bu memlekette deprem olur kolon yok, yangın olur merdiven yok,78 can kaybı
var ortada sorumlu yok. Kurumlar birbirlerine suç atma yarışına girmiş durumda.
Tedbir yok.
Yok oğlu yok işte…
Bazen, bu ölümleri düşündükçe, kendimi sorumlu hissediyorum. Oysa hiçbir şey
yapamıyorum. Şu an acıyı paylaşmak, dua etmek ve yakınlarına sabır dilemekten
başka hiç birimiz bir şey yapamıyoruz.
Ancak, vicdanen, bu sorumluluğu üzerimizde taşıyoruz. Ama asıl sorumluluk, hiç
şüphesiz, bu ihmalleri görmeyen, önlem almayan, denetlemeyen her kimse o'na
ait.
Kartalkaya'daki yangın, sıradan bir yangın değil. Bir dizi ihmali ve eksikliği
beraberinde getiren bir facia. Buna kader diyemeyiz. Kader tedbiri alıp takdiri
Allah'a bırakmaktır. 25 yılık otelde doğru düzgün bir yangın merdiveni yok.
Yangın uyarı sistemi yok. Sözün bittiği yer.
Otel sahibinin yangına karşı hiçbir önlem almadığı, dış yangın merdiveni gibi
temel güvenlik önlemlerinin dahi sağlanmadığı, yangına dayanıklı otel duvarı, oda
kapısı vb. hiçbir önlem yok…
En önemlisi de tüm bu ihmallere rağmen otelin 25 yıldır faaliyet göstermesine
nasıl izin verilmiş? Otel sahibi ifadesinde 15 Ocak'ta Turizm Bakanlığı
tarafından yapılan denetimde yangınla ilgili bir kusur söylenmedi diyor. Şaka
gibi!
Bu durum, sadece bir otel yangını değil, aynı zamanda sorumluların paçalarından
ihmal akan acı bir gerçek. Kim ne söylerse söylesin bu felaket siyaset üstüdür.
Özel İdare, Belediye, Turizm Bakanlığı ve diğer yetkili merciler, sorumluluklarını
yerine getirmedikleri için bu felakete zemin hazırlamışlardır.
İhmaller zincirini birkaç maddede özetlersek:
1. Otel sahibi, yangına karşı hiçbir önlem almadı; dış yangın merdiveni,alarm
sistemi yoktu.
2. Otelin düzenli olarak denetlenmesi gereken bir kurum tarafından düzgün
denetlenmedi.
3. Belediyeye verilen denetim dilekçesinin geri çekilmesi, ciddi bir
sorumsuzluk örneği. Tespit edilen eksikliklerin bakanlığa iletilmemesi
aynı şekilde.
4. Yangına havadan müdahale edilmemesi, yangın yönetimindeki eksiklikleri
gösteriyor. Jeneratör olmaması.
5. Turizm Bakanlığı'nın bu felaket üzerine hala herhangi bir açıklama
yapmamış olması, ciddi bir ihmaldir.
Bu tür binalarda alınması gereken tedbirler:
1. Otel güvenlik önlemleri, yangın merdiveni ve acil çıkış yolları gibi temel
unsurlar derhal denetlenmeli.
2. Yılda en az iki kez yapılan zorunlu denetimlerle, tüm işletmelerin güvenlik
önlemleri tekrar gözden geçirilmeli.
3. Yangına karşı erken uyarı sistemlerinin kurulması ve bu sistemlerin
denetlenmesi sağlanmalı.
4. Yangına havadan müdahale için uygun ekipman ve altyapı oluşturulmalı.
5. Turizm Bakanlığı, tüm sektörü kapsayacak şekilde geniş kapsamlı bir
güvenlik düzenlemesi getirmeli.
Ülkemiz tatil için tercih edilen bir ülke. Ülke genelinde 20 Binden fazla otel
olduğu belirtiliyor. Başka acıların yaşanmaması için, Uludağ, Erciyes ve
Palandöken başta olmak üzere tüm kayak merkezleri ile deniz turizmdeki
otellerin acilen denetlenmesi gerekiyor.
Varsa eksiklikler işletmecisi tarafından giderilene kadar ruhsatları geçici olarak
dondurulmalıdır. Çünkü insan hayatından daha değerli hiçbir şey yok dostlar.
Bu çağda adeta bir otel odasında cehennemi yaşayarak alevlere teslim olmuş
yanarak, dumandan boğularak hayatını kaybeden 78 canımızın ailelerine en derin
taziyelerimi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.