Yunus Emre der hoca,
Gerekse var bin hacca,
Hepsinden iyice,
Bir gönüle girmektir.
Yüzlerce yıl öncesinde yaşamış olmasına rağmen söz ve şiirleriyle sadece yaşadığı döneme değil,
günümüze de seslenmiştir Yunus Emre. Dile getirdiği konular ve sade Türkçe söyleyişiyle sanki
günümüzde yaşıyor gibidir.
Sevgi, barış ve hoşgörü abidesi Yunus bir gönül dostudur. O'nun işi iyilik güzellik, doğruluk,
dürüstlük ve sevgidir. Şiirde geçen ''Bir gönüle girmek'' sevmek, sevilmektir. Sevgisini kazanmak,
kalbine girmek…İnsanları sevindirmek…
Bin defa hacca gitmiş olsan da en iyisi, en güzeli bir gönüle girmek... İnsanlara nezaketle, zerafetle
yaklaşıp gönül kırmamaktır. Gönül almaktır. Yani, ''Yaratılanı Yaratan'dan ötürü hoş görmektir.''
Çünkü;
''Kabe, Azer'in oğlu Halil İbrahim'in yaptığı bir binadır. Kalp ise, Yüce Allah'ın nazargahıdır. Bu
sebeple, bir gönül yıkmak, bin kabe yıkmaktan daha kötüdür.'' Der Mevlana.
Tabi burada Kabe küçümsenmiyor, gönül kırmanın ne kadar kötü olduğu vurgulanıyor. Bu inceliği
iyi anlamalıyız.
Kalp kırmak, gönül incitmek, insanı Yaratanı incitmektir. Çünkü, Allah'ın en fazla hissedildiği yer
kalptir. Bu nedenle kalp kırmak Allah'ı kırmak gibi kötüdür.
Allah'ın nazargahı; Allah'ın baktığı yerdir. Bu da genel olarak mü'minlerin kalpleri için kullanılır.
Yüce Yaradan insanların kalplerine bakıyorsa, bu kalp de, içinde Hakk'ın, hakikatin, hakkaniyetin,
insaniyetin olduğu bir kalptir. Ahlaksızlık, adaletsizlik, kötülük, çirkinlik, karanlık fışkıran bir kalp
değil…
Kötü düşünce, kötü söz, kötü eylem önce sahibini yaralar, insanlıktan uzaklaştırır. Kalplerini
karartır, kötüleştirir. Artık o kalp nazargah-ı ilahi olmaktan uzaklaşır.
''Eğer iyilik ederseniz kendiniz için etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz…''
(İsra, 7)
Yunus Emre, korkutmaz sevdirir, zorlaştırmaz kolaylaştırır…Yaşanabilir bir din sunar insanlara…
Çünkü, Allah bizim için kolaylık ister, zorluk istemez…Hayatımızı ve insan olmamızı kolaylaştırır.
''Kolaylaştırın zorlaştırmayın; müjdeleyin nefret ettirmeyin!'' (Buhari, ilim,11)
Bu dünyanın bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu, aldatıcılığını, faniliğini bilir. Ancak bu
dünyadan korkmaz ve insanları korkutmaz. Öteki dünyaya hazırlık yeri olduğunu belirtir. Salih
amellere, iyi işlere yöneltir insanları.
Allah'ı sevdirir. Sevgi, barış ve kardeşliği öğütler. İnsanları birbirlerinin düşmanı olarak değil, dostu
olarak görür. Ona göre, ''İnsan insanın kurdu'' değildir, dostudur.
Çünkü, karşılıklı sevgi, saygı anlayışına dayanmayan iletişim tarzı insanları kendimizden
uzaklaştırır. Söz ve davranışlar etkisiz olur. Samimiyet ve inandırıcılığını yitirir.
Yunus Emre der ki;
''Biz gelmedik kavga için,
Bizim işimiz sevgi için,
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmaya geldik.''
Yani, ayrıştırmaya, ötekileştirmeye, düşmanlaştırmaya, yıkmaya değil, yapmaya…
Kin, nefret, kavga, şiddet için değil, sevgi, barış ve kardeşlik için…
Gönüller kırmaya değil, gönüller yapmaya, gönüller almaya…
Herhangi bir sebeple gücenen, kırılan, darılan bir insanı sevindirmeye, hoşnut etmeye…
Çünkü, insanlara eza, cefa vermek, onları üzmek, incitmek, zulmetmek, insanlara açıkça kötülük
yapmaktır. Kötülük ise, tüm dinlerin yasakladığı, ruhsal bir hastalık ve davranış bozukluğudur.
Halbuki Allah Resulü;
''Mü'min, ırza namusa dil uzatan, lanet eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan kimse
değildir.''(Tirmizi, Birr, 48) buyuruyor.
''Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil.''
Tabi, Yunus Emre burada ilhamını Kur'an'dan alıyor;'' Şüphesiz namaz hayasızlıktan ve kötülükten
men eder…''(Ankebut,45)
Ayetle, namaz kıldığı halde hak hukuk gözetmeyen, edep ve ahlak ilkeleri tanımayanlara bir uyarı
yapılmaktadır. Çünkü, Allah rızası için yapılan ibadetler sosyal yaşamda mü'minlerin söz ve
davranışlarında olumlu değişikliğe sebep olur, olmalıdır.
İbadetlerini yerine getiren insanların gündelik yaşamda bir takım davranış bozukluklarını
görüyorsak, sorun ibadette değil, mü'minlerin ihlas ve samimiyet eksikliğindendir. Kişi doğru bakış
açısıyla doğan güneşi görmüyorsa, bunda güneşin suçu olur mu?
Bu şiirinde Yunus, bir kez gönül yıktın ise, bırak namaz kılmayı, tüm insanlar –yetmiş iki millet bir
araya gelse, senin kötülüğünü, zulmünü, yanlışını, kirini, pisini, elini yüzünü temizleyemez diyor. Böyle
kimselerin yaptığı ibadetleri sorguluyor.
İnsanlar arası ilişkilerdeki iyi tutum ve davranışların ibadetler kadar önemli olduğuna vurgu
yapılıyor. Yunus ne güzel söylemiş;
''Dervişlik olaydı taç ile hırka
Biz de alırdık otuza kırka… ''