HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 EYLÜL 2024, PERŞEMBE

TURAN COĞRAFYASI BOSNA HATIRALARI - 3

20.07.2024 00:00
(Dünden Devam...)
Teslimiyet, hayatın çözülemezlik ve manasızlığından insanî vakarlı tek çıkış yoludur- isyansız, yeissiz, nihilizimsiz, intiharsız tek çare teslimiyet, hayatın kaçınılmazolarak getirdiği sıkıntılarda, alelâde bir insanın kendini kahraman gibi hissetmesi veya vazifesini yapmış ve kaderine razı olmuş bir şehidin zihniyetidir. Islam, kanunlarına, emir ve yasaklarına, beden ve ruhtan talep ettiği gayrete gore değil; bunun hepsini kapsayan ve aşan bir şeye gore, marifetin bir anına, ruhun zamanla yarışma kuvvetine, varaloşun getirebileceği herşeye tahammül etmeğe, rızaya, yani tek kelimeyle teslimiyetin hakikatine gore öyle adlandırılmıştır. Ey teslimiyet, senin adın İslâm'dır. " (2)


Hayatına baktığımızda, Aliyanın kendisiyle aynı isimli dedesi İstanbul-Üsküdarda askerlik yaparken tanıştığı Türk kızı Sıdıka hanımla evlenir. Bu evlilikten 5 erkek çocuk dünyaya gelir. Bilge kralın babası bunlardan Mustafa olanıdır. Aliya, lise yıllarında "Müslüman Gençler Kulübü"nün (Mladi Müslümani) aktif üyesidir. Boşnak gençler arasında eğitim ve düşünce faaliyetlerinde bulunur. Hem faşistlere hem komünistlere karşı mücadele eder.
II. Dünya savaşında çetnik sırplar almanlarla birlikte 100.000 Boşnağı katletmişlerdir. O acılar yetmezmiş gibi,  komünist rejim döneminde de 1949 yılında islâmî faaliyetleri nedeniyle 5 yıl hapiste yatar. 1983 yılında "İslâmî Manifesto" isimli eseri yayınlanır. Bu eser sebebiyle maalesef tutuklanır, beş yıl hapiste tutulduktan sonra 1988 yılında serbest bırakılır. "Doğu ve Batı Arasında İslâm" isimli ünlü eserini hapiste hazırlar.
Sonra Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti'nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) isimli bir siyasi parti kurar. Aliya 1990 seçimlerini kazanır ve cumhurbaşkanı olur.Bilindiği üzere, Bosna-Hersek 1 Mart 1992'de bağımsızlığını ilan etti. Buna karşı iç savaş başladı ve Avrupa'nın büyük ordularından Yugoslavya Federal Ordusu, Bosna sırp çetnikleri destekledi. Bosna'da katliam ve göçler arkası arkasına geldi. 1.000.000 müslüman göç etti, yaklaşık 250.000 can kaybı oldu, hâlâ kayıplar da  bulunamadı. Hırvatları ve sırpları destekleyen dış güçler Avrupa'nın ortasında müslüman bir yurt istemiyorlardı.
Fakat Boşnak müslümanların kahramanca mücadelesi ve Aliya İzzetbegoviç gibi bir liderlerinin olması, Bosna-Hersek'in topyekün soy kırıma uğramasını engelledi. Katliamların en insafsızlarına Avrupa ve ABD seyirci kaldılar. Nihayet kan göz yaşı katliamlardan sonra ABD'nin dayatması ile Boşnakların lehine olmayan Dayton Antlaşması 1995 yılında imzalandı. Aliya İzzetbegoviç, son nefesine kadar vatanı ve halkı için çalıştı. Fakat  2000 yılında görevinden bir veda konuşması yaparak  ayrıldı.Aliya İzzetbegoviç, SDA'nın genel kurulu'ndaki veda konuşmasında şunları söylüyordu: "Selam sana ey halkım!""Bu günleri gösteren yüce Allah'a hamd ediyorum. Tarihimizi kanımızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yıkıldı.
Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapılan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlardan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Tüm acılara rağmen çok şükür ayaktayız. Yıkılan ev ve camilerimizi yeniden inşa ettik. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah cennet'de buluşacağız, onları Allah'ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada herşey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşayacağım.
Allah'a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüzbinler var. Artık Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi topraklarımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın."Mezar taşında sıfat olarak Cumhurbaşkanı değil,  Abdullah (Allahın kulu) Aliya İzzetbegoviç yazıyordu.Hilâl ve zambak mezarların süsü idiler.  Çoğunluğunun şahadet tarihi 1994 olan şehit evlatlarının arasında Aliya yatıyordu. İnanıyoruzki onlarla sohbet ediyordur. Bizlere ise veciz sözlerinden birini sesliyordur: "Düşmanlarımıza tek bir borcumuz var: Adalet!" Hergün kabrinde nöbet tutan Boşnak askeri bulunuyor.
Bilge Başkanlarının istirahatgahını, vatan toprağına kazarken kazma kürek kullanmamışlar, kabrini elleriyle açmışlar. Mezar toprağına Fatih Sultan Mehmet Han'ın türbesinden de toprak getirilmiş. İnsanlar, Aliya  öldüğü andan itibaren gök yüzünü yağmur yağmur ağlarken görmüşler. Ruhu şad olsun.
Vatana mühür olanlara ne mutlu. Onlar ki yeryüzünde cennetlerin temsilcileri idiler. Uçmağa vardılar, Hakk ile idiler Hakka ayrılmamacasına kavuştular....(Devam Edecek)

 
Prof.Dr. Hilmi ÖZDEN / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr