KAYI'YA DOĞRU
Arzulayıp köyü gezmeye geldim
Ağaçlar kurumuş dalı kalmamış
Eskiden sokakta selam verirdim
Şimdi kimselerin dili kalmamış
Böyle olduğunu bilsem gelmezdim
Gönülden özler de bunu bilmezdim
Avlulara kapı açıp girmezdim
Solmuş bahçeleri gülü kalmamış
Varsam çeşmelere sular içemem
Candan geçer anılardan geçemem
Köyüm sana ben pahalar biçemem
Yıkılmış dereler seli kalmamış
Okulu kapanmış kalmış direği
Niye indirilmiş şanlı bayrağı
Dayanır mı buna çocuk yüreği
Bitmiş eğitimi pili kalmamış
Durur avlularda tahta divanı
Mertekle döşenmiş eski tavanı
Direğe asılmış kuru soğanı
Yırtılmış perdeler tülü kalmamış
Duvarlar çatlamış kapılar eğri
Dayanmaz görünce garibin bağrı
Yolunuz düşerse Kayı'ya doğru
Sönmüş ocakları külü kalmamış
Hayatlarda aşığımı boyardım
Dambaşıdan ezan sesi duyardım
Kekliğimi uykulardan uyardım
Kırılmış kafesi teli kalmamış
Dağları taşları ıssız kalınca
Köyün meydanına bir gün varınca
Kapanmış haneler göçler olunca
O harmanda esen yeli kalmamış
Yemyeşil ovası şimdi sapsarı
Kurumuş otları gökbaşın moru
Bir heykele kalmış Kayı pazarı
Fakir züğürtlemiş malı kalmamış
Yıldızan bayırı Avdan deresi
Çifteler neresi Kayı neresi
Esnaflar yazmıyor gayrı veresi
Tükenmiş parası pulu kalmamış
Hep kırılmış eski koca dübekler
Hani nerde o uçuşan kepekler
Hiç ürmüyo geceleri köpekler
Kaybolmuş tazılar çulu kalmamış
Caddelere kare taşlar döşenmiş
Çocukları poşuları kuşanmış
Yaşlıları hayatından usanmış
Boşalmış kovanlar balı kalmamış
Delisi var idi sokakta söver
O da mezara taşınmış meğer
Gönlünüz ziyaret isterse eğer
Yıkılmış duvarı yolu kalmamış
Maniler söylerdik kına yakana
Kargalar konardı günebakana
Merhaba denirdi yola çıkana
Bozulmuş ahali hali kalmamış
Bayram geldi ben evime giderim
Varır ben anama hizmet ederim
Çoban olur koyun kuzu güderim
Babamın yurdunda oğlu kalmamış
Fehmi der yabanda nasıl kalayım
Mektupla dostlara selam salayım
Ben köyüme gidip köle olayım
Gurbette Allah'ın kulu kalmamış...