HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 23 KASIM 2025, PAZAR



MUSİKİ… SONSUZ UMMAN…

23.11.2025 00:00
Bir nağme olup yanaklarımıza süzülen, söyleyemediklerimizi dinlediğimiz   bir şiirdir musiki. Ruhumuzu bilinmez ufuklara sürükleyen, ilahi duyguların selidir.
Musiki, acıların en büyüğü gelip kurulduğunda baş köşesine dünyamızın, imkânsızlıklarımızın çıkmazlarında, çaresizliklerimizin isyan yangınlarında sihirli bir dost eli gibi uzanır. 
Duygu zenginlikleri ve farklı renkleriyle ruhumuzdaki seyirleri, kalbimizdeki ritimleriyle; beşiğimizdeki ninnisi, vuslat gününde duaları ve ayetleriyle meleklerin sesidir musiki.
En içten dileklerin, en derin sevgilerin, perilerin dilidir musiki.
Mevlana ya göre,
"Musiki, aşıkın aşkını, fasıkın faskını, dertlinin derdini sevinçlinin sevincini arttırır.
Musiki, Allah aşıklarının ruhlarının gıdasıdır.
Zira musikide Allah'a ulaşma ümidi vardır."
0 halde aşksız musiki, musikisiz aşk düşünülemez.
Aşık  yanar, aşk yolunda; alev olur, kül olur. Küllerinden hep yeniden doğar, yeniden yanar. Sevdasına neler sunabileceğini, neler katabileceğini düşünerek doldurur zamanını. Bu sevda bir ummandır; onun uğruna nice ömürler adanmıştır.
Onların tek hayali, yanan yüreklerine bu sonsuz ummandan bir damla su serpmek ve  bu ummanda bir damla olabilmektir. Bu ateş ile bu yolda sadece duygularını yaşamak için yürürken, hayalleri  artık gerçekleri olmuştur
Güftesiyle, bestesiyle, sazıyla ya da sesiyle herbiri tek başına ayrı bir dünya olup farklı birer renk iken, bir araya geldiklerinde de bir gökkuşağı misali apayrı güzelliklerin resmi olabilmişlerdir.
Bazıları bu yolları en güzel şekilde aşmış,  günümüze ve geleceğe ışık tutan meşaleler olarak musiki tarihinde yer almışlardır.
"Musiki, insan ruhunun gizli kalan sırlarıdır" diyen Tamburi Cemil Bey, her zaman uzak bir devrin özlemini yaşayıp yüreğinin derinliklerinde, fani aleme ait olmadığını  hissederek duygularını tamburuyla paylaşırken yaratmamış mıdır deha ürünü olarak adlandırılan dinledikçe tesirinden kurtulamadığımız, bizi de özlem diyarlarına götüren eserlerini?
Başkalarının isteklerini karşılamaya çalışan sanatçı, sanatçı olmaktan çıkar fikrini savunarak doğasını anlatmaya çalışırken ne kadar anlaşılabilmiştir, musikiye kattığı yenilikleri ve büyük buluşlarıyla tanıdığımız, büyük değerimiz Hacı Arif Bey.
Sıra dışı duygularının beklentilerine, yetersiz kalan teknik  bilgileri geliştirerek duyguların sınırsız olduğu tezini ispatlama çabasını gösteren, Özgür ve kural tanımayan eserleriyle dönemine ve günümüze damgasını vuran Sadettin Kaynak, musikide çığır açarken, döneminde ne tür tepkilerle karşılaşmış olabilir?
Geçmişimizde bulunan, yazmakla sınırlandıramayacağımız daha nice değerli isimler bulunmaktadır.
Günümüze baktığımızda, bugünün değerlerini acaba ne kadar tanımaktayız?
Bu isimlerin ve büyüklüklerinin ne kadar farkındayız?
Yetişecek olan nesillerimiz hangi değerleri aktaracak geleceğe?
Biraz düşününce büyük bir merakla sorabileceğim, umut dolu cevaplar bulmak istediğim daha çok soru üretebilmem mümkün.
Musikiye hizmetleri ile tanıdığımız  büyük değerlerimizi,  daha yakından tanımak için bu sonsuz ummanda bir mavi yolculuğa ne dersiniz?
İdil ÇELİKER / diğer yazıları
•MUSİKİ… SONSUZ UMMAN… 23 00:00:00.11.2025
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr