HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 21 ARALIK 2025, PAZAR



KIŞ NAĞMELERİ

21.12.2025 00:00
"Eğer evinizde ya da iş yerinizde sıcacık odanızda oturuyorsanız, hele bir de tavşankanı sımsıcak çayınız da yanınızdaysa kar; hoş bir seda gibi gelir kulağa. Hele bir de pencereden karın yağışını izlemek…Değmesinler keyfimize! İşte o zaman kar, gönülleri okşayan nağmelerdir. Oysa karda, soğukta dışarıdaysanız; hele yoldaysanız, hele bir de mahsur kalmışsanız, üstelik hayati sebeplerle yetişmeniz gereken yerler varsa gönlünüze kor olarak düşer kar taneleri. Ve iç yakan nağmelerdir artık. Yani karlar kış nağmeleridir; gâh huzur verir, gâh keder… Tıpkı hayat gibi…"
2012'nın kışında böyle demişiz Şiirli Sohbetler'imizde. Eskişehir Polis Radyosunda her hafta şiirin nefesinin değdiği dakikalarda bir temaya konuklarımızla kapı aralarken hayatımızı kuşatan kışa da yer vermezsek olmazdı tabi.
"Tıpkı hayat gibi" iki taraflı bir madalyon gibidir kış. Madalyonun bir yüzünde beyaz iş bir örtüyü andıran kar ile, kara toprağı ve üstündeki çıplak karanlığı, tüm karartıları örter. İnsan ürünü çöplerin, atıkların, bütün çirkinliklerin beyaz bir silgiyle silindiği bir illüzyona kapılırız. Öteki yüzünde ise Dedem Korkud'un ifadesiyle "karşı yatan kara dağlar" ile aramıza giren engel olur. Yunus'un "Haramî gibi yoluma aykırı inen" dediği karlı dağa imrenerek yolumuzu bağlar. Diğer taraftan onun gibi "taş bağırlı" değildir karlar; zamanın süzgecinden geçer, su olur, buhar olur. Lakin eğer "taş bağırlı" insanoğlu ise işte o zaman çare yok! Gönüller her mevsim "kararmış sarp-katı kışa benzer". Bazen de "karlı dağların başında salkım salkım" bulut olur ve saçlarını çözüp belki de hâl-i pür-melâlimiz için "yaşın yaşın" ağlar.
Belki de Cenap Şahabettin'in dediği gibi meleklerin bahçesinden dökülen çiçeklerdir kar. Kış semasından emellerimiz kadar bolca düşer ellerimize.  Bazen de ümidin sessizliğidir, suskunluğudur. "Kar" imgesinin satırlardan sadırlara farklı yansımalarını görmek mümkün edebiyatımızda. Yine kar'a teslim olduğumuz kış günlerinde içimizi ısıtacak bir şiir illa ki buluruz mevsimle bütünleşen.  
Esasında kış, sadece bir mevsim değildir, dünyanın önemli bir kesimi için bir yıllık zaman döngüsünün sonu ve başlangıç noktasını da içine alır. Baharın karlar altında kaldığı günlerde yeni yıla dair ümitler kardelen olup yeşerir ve yılbaşı coşkuyla, yeni yıldan büyük beklentilerle karşılanır. Çocukluğumuzda koro hâlinde söylediğimiz "Eski yıl sona erdi / Yepyeni bir yıl geldi." şarkısındaki gibi hayatın bir dönüm noktası olarak görülüyor 31 Aralık. Gaspralı İsmail Bey ise bize başka bir perspektif sunuyor.
Türk dünyasının birliğine hayatını vakfetmiş ve çıkardığı Tercüman gazetesiyle ruhumuza tercüman olmuş Gaspıralı İsmail Bey'in ise yeni yılın kış mevsiminde başlatılması hakkında bir çift sözü vardır. "Yeni Yıl Bayramı" başlıklı makalede senenin ilk gününün bayram olarak kutlanmasının; bu güne bir önem atfedilmesinin, saygı duyulmasının çok eski zamanlardan beri birçok millette devam eden bir âdet olduğunu söyleyen Gaspıralı; bunun sadece bir kültüre, bir dine ait olmadığını vurgulamıştır. Ancak "senenin başlangıcı kabul edilen gün"ün, "senenin ilk günü"nün her kültürde aynı olmadığını da örneklerle açıklamıştır.
Gaspıralı İsmail Bey; tabiat kış uykusundan uyandıktan sonra yılbaşının kutlanmasını haklı bulur ve "Mart nısfında gelen Nevruz Bayramı hakikat sene başı addolunacak gibi bir gündür. Kış uykusundan kalkıp cihanın taze can bulduğu bir gündür ki insanlar ferahlanmaya haklıdırlar." der. Ona göre Nevruz, "hakikat sene başı" yani gerçek yılbaşı sayılacak gündür.
Gaspıralı niye hak vermesin ki! Kış nağmeleriyle değil kuşların öttüğü, tek rengin değil binbir rengin âhenkle toprağı örttüğü bir zamanda yeni yılı karşılamak ne güzeldir! Gücü her şeye yeten Allah'ın; arzı ölümünün ardından dirilttiği baharı müjdeler Nevruz. Baharın kışla çekiştiği ve galip geldiği bir başlangıcı esas almak, yeryüzüyle beraber yeni bir yıla merhaba demek ve ümitleri yeşertmek elbette doğa'ldır.
Tekrar söylüyoruz: Kış-yaz çekişmesinde bizim de gönlümüz daima bahardan yanadır. Ve Nevruz, Türk dünyasının büyük şairi Ali Şîr Nevâî'nin dilinde bir duadır. Nevâi, bir şiirinde muhatabına şöyle der:
"Her gecen Kadir olsun
Her günün Nevruz olsun"
Tüm kalbimizle "âmin" diyor, bu duayı bir de kendimiz için tekrarlıyoruz: "Her gecemiz Kadir Gecesi gibi kutlu, her günümüz Nevruz gibi umutlu olsun!"

 
Feride TURAN / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr