HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 05 ARALIK 2024, PERŞEMBE

ANADOLU YİĞİDİ

14.10.2024 00:00




Bu güzel yurt, cennet vatan Anadolu şehitlerinin kanıyla yoğrulmuş.Türk kadınları; (Bacıyanlar) Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Köroğlu, Dadaloğlu (vb) gibi ulu insanlar yetiştirmiş. Onlarda yetişen gençleri eğitmiş; bu günü hazırlamış. Türk, kürt, çerkes, alevi, sünni herkes birlik, dirlik kurmuş. Vatanına göz dikeni; yüreğinden vurmuş. Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu inançla kurulmuş. Eskiyen, yıkılacak devleti; yeniden, yeni bir adla ayağa kaldırmışlar. Toplumda birlik, dayanışma, yardımlaşma ruhu hep canlı, sımsıcak korunmuş.

Yaşadığım ilden kendi memleketime gideceğim. Liseyi bitirdiğim yıldı. O yaz inşaatlarda çalıştım. Kazandığım parayla üstüme giysiler, ayakkabı aldım. O yıllarda yaşadığım ilden köyüme otobüs yok. Ankara' ya gidiyoruz, oradan köyüme. Mecburen Ankara' ya gittim. Ayakçının biri yaklaşıp nereye gideceğimi sordu, söyledim. Beni yazıhaneye götürdü bilet kesip verdiler. Bilet te gideceğim kendi ilim yazıyor. Hareket ettik, doğuya doğru otobüs kilometreleri yutmaya başladı. Bir iki yerde mola verdik, ihtiyaç giderdik. Gece 22:30 - 23:00 gibi Erzincan'a geldik. Konuşmalar arasında otobüsün Erzurum'a gideceğini duydum. Şoföre gideceğim ili söyledim. "Ben oraya gideceğim." Dedim. Şoför "Biz Erzurum'a gidiyoruz." dedi. Ben ısrar ettim biletimi gösterdim. "Seni kandırmışlar, biz Erzurum'a gidiyoruz." Dedi. Ne yapacağımı şaşırdım, ortada kalmıştım. Erzincan'dan Erzurum'a gidiş yol farkını bana geri ödediler. Otobüs kendi yoluna çekti gitti. Ne yapacaktım, nereye gidecektim? Gece olması işimi daha da çok zorlaştırmıştı. Şaşkın, biçare orta da kala kalmıştım.

Oradan bir genç "Gel hemşerim ben sana yardımcı olayım."  dedi. Hiç tanımadığım biri "Sana yardımcı olayım." diyor. Aklımda bin bir düşünce en önemlisi ŞÜPHE! Niçin, neden, niye bana yardımcı olmak istiyor? Ancak çaresizim yapacak hiçbir şeyim yok. Mecburen kabul ettim. "Sabahçı kahvesinde kalırız otel parası vermeyiz." Dedi. Yürüyerek gidiyoruz, elimdeki valiz beni yordu. İkide bir el değiştiriyorum. "Valizini ver, ben taşıyayım." Dedi. Beynimden geçen düşünceler (Valizimi çalacak herhalde. Alıp kaçarsa ne yaparım? Bilmediğim bu şehirde bu insanı nasıl bulurum?) "Hayır ben taşırım." Dedim. Yola devam ettik. Sabahçı kahvesine vardık. Eski bir kahve bazı masalarda; sandalyede oturup başını masaya koymuş birileri uyuyor. Kahvehane sahibi ile konuştuk. Ücreti ödedim. O gençte ödedi, benimle kahvede kalacak. Bu beni iyice işkillendirdi. Kesin bana bir zarar verecek. "Sen niye eve gitmiyorsun?" "Oldukça geç oldu, şimdi evdekileri rahatsız etmemek lazım." (Tamam kesin beni soyacak.) Diye düşünüyorum. Masa ve sandalyelerin arasından arkaya geçtik. Sağda ve solda iki oda var. Odalarda dört beş karyola vardı. Soyundum, bütün paramı donumda sakladım. Yanımda bulunan sustalı bıçağı yastığımın altına koydum. Amma uyumak ne mümkün. O gece üç, dört kez uyandım, paramı, bıçağımı kontrol ettim. Defalarca tuvalete çıktım. Sabah nasıl oldu bilmiyorum.

Sonunda sağ salim sabah oldu. Giyindik, arkadaşım beni bir çorbacıya götürdü. Sıcacık çorbalarla kendimize geldik. Bir kahveye gittik, arkadaşımın arkadaşları ile tanıştım. Yine beynimde karmakarışık bin bir düşünce. (İşte tezgah kuruldu. Hep birden beni dolandıracaklar. v.s.) Çaylar geldi, masadaki şekerlikte şeker var. Ama bardakta kaşık yok. Garsondan kaşık istedim, getirdi. Yol arkadaşım "Hemşerim doğuluyum diyorsun ama töreyi bilmiyorsun. Bu bölgede çay kıtlama içilir. Kaşık kullanılmaz. Eğer böyle davranırsan yabancı olduğun hemen anlaşılır. Buna dikkat etmen gerekir." dedi. Köyümde kıtlama içildiğini hatırladım ancak unutmuşum. Çünkü yaşadığım şehirde böyle bir usul yoktu.

Çaylarımızı içtik, garaja doğru yol aldık. Yol arkadaşım beni garaja götürdü. Güzelim cennet yurdumun bu ANADOLU YİĞİDİ "Kardeşim, harçlığın, paran var mı?" dedi. Ne kadar duygulandığımı anlatamam. Ben onun hakkında neler düşünmüştüm. O ise ne diyordu. Biletimi aldım. Kucaklaştık, helalleştik. Ben yola çıktım, ayrıldım. Ancak bu güzel insanı hiç mi hiç unutmadım. Öldüyse Rabbim gani gani rahmet eylesin. Yaşıyorsa Allah selametlik versin. Rabbim bu insanların sayısını arttırsın inşallah. 





Bahadır ÖZALPER / diğer yazıları
•ZEKAT 04 00:00:00.12.2024
•TEK KOLLU İNSANLAR 11 00:00:00.11.2024
•ANADOLU YİĞİDİ 14 00:00:00.10.2024
•OHH! OFF! 07 00:00:00.10.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--











logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr