Hüseyin Poyraz'dan Papa'nın Türkiye Ziyaretine Tepki: "Kutsallarımız Bir Gösterinin Dekoru Olamaz"
Poyraz, özellikle Bursa İznik'te düzenlenen geniş katılımlı ayin, 1. İznik Konsili'nin canlandırılması, Tala'al Bedru Aleyna ilahisinin kullanılması ve törensel ritüellerde yer alan semboller nedeniyle toplumda haklı bir rahatsızlık oluştuğunu belirtti.
"Bu ziyaret masum bir dini etkinlik görüntüsünün ötesine geçmiştir"
Papa'nın Türkiye programının dikkatlice planlandığını ve Hristiyan dünyasına yönelik sembolik mesajlar taşıdığını dile getiren Poyraz, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Papa 14. Leo'nun Türkiye ziyareti, masum bir dini ziyaret olmanın çok ötesine geçmiş, Hristiyan dünyasına yönelik sembollerle güçlendirilmiş stratejik bir gösteriye dönüşmüştür. İznik'te düzenlenen gösterişli ayin, 1700 yıl önceki 1. İznik Konsili'nin adeta modern bir sahnelemeyle yeniden canlandırılması asla tesadüf değildir."
Poyraz, özellikle ayindeki detayların toplumda rahatsızlık oluşturduğunu belirtti.
"Dini değerlerimiz törensel bir dekor haline getirilemez"
Papa'nın karşılanma töreninde Hazreti Peygamber Efendimiz için yazılan "Tala'al Bedru Aleyna" ilahisinin kullanılması konusunda da sert eleştirilerde bulunan Poyraz, ifadelerine şöyle devam etti:
"Bu ilahinin bir karşılama müziği gibi kullanılması, Müslümanların manevi değerlerini törensel bir dekor haline getirme çabası izlenimi vermiştir. Törende kullanılan koronun kıyafetleri, ritüel düzeni ve semboller ise tarih boyunca Haçlı zihniyetinin taşıdığı ikonografiyi hatırlatan detaylarla doludur."
Poyraz, bu sembolik tercihlerin toplumda güven değil, aksine tedirginlik yarattığını söyledi.
"Kimse milletimizin kutsallarını bir şov malzemesi yapamaz"
Ziyaretin bazı bölümlerinin dini hassasiyetleri zorlayacak şekilde "şova dönüştürüldüğünü" belirten Poyraz, sözlerini şu güçlü ifadelerle sürdürdü:
"Kimse, bu milletin kutsallarını bir törenin fon müziği, bir sahnenin dekoru ya da bir gösterinin parçası haline getiremez. Bu program, dini bir buluşmadan çok diplomatik mesajlar içeren bir gündem çalışması gibi görünmektedir."
"Huzur; saygı, samimiyet ve karşılıklı nezaketle mümkündür"
Toplumsal huzurun korunmasının en önemli öncelikleri olduğunu vurgulayan Poyraz şöyle konuştu:
"Bu topraklarda huzur; karşılıklı saygı, samimiyet ve nezaketle mümkündür. Planlı sembollerle, provoke eden ritüellerle, tarihi göndermelerle huzur tesis edilemez. Türk milletinin bin yıllık inanç mirasına saygı beklemek en doğal hakkımızdır."
"Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz"
Açıklamasının sonunda, Türk Diyanet Vakıf-Sen'in bu konuda net bir tutum sergilemeye devam edeceğini belirten Poyraz, şu sözlerle açıklamasını tamamladı:
"Ülkemizin manevi bütünlüğüne, milletimizin dini hassasiyetlerine ve toplumun huzuruna gölge düşüren her türlü girişime karşı durmaya devam edeceğiz. Hiçbir güç, milletimizin inanç değerlerini bir gösteriye dönüştüremez."