Değerli okurlar.
Bir bakışla başlar, bir secdeyle derinleşir,
Kalp kalbi bulunca başlar gerçek sefer.
Kimi tende arar aşkı, kimi gökte,
Kimi de her şeyde yalnız O'nu görür.
Aşk…
Sadece bir his değil, bir hâl, bir yolculuktur. İnsan kalbinin en derin katmanlarında gizli bir sır, ruhun özlemini haykırdığı bir özdür. Bazen bir bakışta başlar, bazen bir kelimede filizlenir. Kimi zaman bir insanı sevmekle, kimi zaman ise bir dua ile doğar. Her iki hâliyle de aşk, insanı kendine çağırır; yakarak, yoğurarak, dönüştürerek…
Beşerî aşk; kulun kula, kalbin kalbe meyliyle başlar. Bir söz, bir gülüş, bir hatıra olur bazen. İnsanı incelten, merhameti öğreten, sabrı sınayan bir aynadır o. Bu aşk, yürekte bir yangın gibidir; yakar ama güzelleştirir. Çünkü her gerçek aşk, içinde feda etmeyi, sahip olmaktan çok şükretmeyi öğretir.
Ancak zamanla, beşerî aşkın faniliği belirir. Güzellikler solar, sesler susar, eller boşalır… Ve işte tam o anda başlar hakiki aşkın kapısı aralanır: İlâhî aşk...
İlâhî aşk, bir kulun Rabbiyle buluşma arzusudur. Gözle görülmeyene, elle tutulmayana duyulan o tarifsiz çekimdir. İnsan, Yaradan'ı sever; çünkü her güzelliğin sahibidir O. O aşk öyle bir ateştir ki, yakmaz, arıtır. Öyle bir sevdadır ki, yoklukta bile varlığı duyurur. Ve öyle bir sükûnettir ki, fırtınaların ortasında bile kalbi huzura boğar.
Yunus Emre der ki:
"Aşk imiş her ne var âlemde,
İlim bir kıyl u kâl imiş ancak."
Çünkü aşk; akıldan, hesaptan, beklentiden arınmış bir hâl üzere yürür. İlâhî aşkta kul, artık kendini aramaz; Rabbi'nde kaybolmayı ister. Gözyaşıyla yıkanır, secdeyle konuşur, susarak duyar...
Ama aşk, aslında bir bütünün iki hâlidir. Beşerî olandan ilâhî olana geçilir bazen; bir insanın sevgisiyle başlar aşk yolculuğu, Allah'ın sevgisinde tamamlanır. Bu yüzden ârifler "aşk mecazla başlar, hakikate varır" derler. Seven, sonunda gerçek Sevgili'yi arar.
Çünkü aşk; ne yalnız bir yârde kalır, ne sadece semada uçar.
Aşk, gönlü ocağa dönüştürür. Ya yakar, ya yoğurur.
Ve sonunda hep aynı hakikati anlatır bize:
"Sevdiğin her neyse, seni Allah'a yaklaştırıyorsa, o aşk gerçektir.
Ama seni O'ndan uzaklaştırıyorsa, o sadece bir imtihandır."
Sevgi ve saygılarımla.
Gazel – Aşk ve Hicran
Bir lâhzalık sevda ki, sürer bir ömür zaman;
Kalpte kanarken yâra, serde tükenmez duman!
Gönlümde hep yas tutar solmuş hayâlin hâlâ,
Sensiz geçen her günüm, içimde suskun feryan!
Mevsimler yitip gitse, izindir kalpte kalan;
Saçlarıma düşen ak, her telde sensin ey cân!
Ne çâre, senden ayrı gülemedim yâr;
Ölürüm gecelerde, her an olurum kurban!
Mecnûn gibi oldum yâr, aşkınla ben ser-süzâr;
Her gecem senle dolar, seninle ağarır her tan!
Her kalpte bir hicrân var, dideler de nâlân var;
Sen yâre sâdık isen, yar olur sana derman!
Gönlüm deki güllerim , bil ki! hepsi oldu hâr;
Sensiz geçen bu ömrüm her dem yine el-emân!
Bir kalpte aşk var ise, Hakk'a; gider hep yolu,
Gerçek sevenler bilir, kavuşturur ol Rahmân!
Şerifeyim, yâr, önce rahmet gibi gelir aşk;
Sonunda yaprak gibi savurur seni hicrân!
Şerife Gündoğdu