HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 15 OCAK 2025, ÇARŞAMBA

AŞKLARIN VE ISTIRAPLARIN ŞAİRİ

13.01.2025 00:00
Bugünkü yazımda Türk Edebiyatında BEŞ HECECİLER yada HECENİN BEŞ ŞAİRİNDEN biri olan ve bu EŞ ŞAİR aynı zamanda EDEBİ ve KÜLTÜREL GELENEK olarak ANADOLU/ASYA TÜRK VARLIĞINA yaslanan Milli edebiyat hareketi'nin ŞİİR KOLU olarak temsil edildiği kabul edilmektedir. Çünkü bu beş şairin dil anlayışları, ölçü ve izlek bağlamındaki kabulleri , MİLLİ EDEBİYAT HAREKETİ tarafından belirlenmekteydi. Bu hareketin ana unsuru, Milli Lisan, Milli Edebiyat ve nihayet Milli Devlet gibi esasları dönemin şair ve yaZARLARI OLAN, Ömer Seyfettin, Ali Canip, Ziya Gökalp, Ahmet hikmet, Orhan Seyfi, Enis Behiç gibi isimlerin de ''Milli Romantik bir Duyuş'' tarzını oluşturmaktaydı. Bu vesile ilde BEŞ HECECİLERİN temsil değerlerinin en yüksek duygusu '' MİLLİ ROMANTİK DUYUŞ'' tur. 
Bu bilgilerin ışığında BEŞ HECECİLER şairlerinden olan FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL'i  yazayım dedim. Öğretmen kökenli olan ÇAMLIBEL aynı zamanda öğrencisi olan Behçet kemal ÇAĞLAR ile birlikte 10.yıl marşını yazan şairdir. 1946-1960 arası Milletvekilli olarak TBMM de bulunmuş , bu 14 yıllık mebusluğu 27 MAYIS 1960 Darbesi ile son bularak Yassıada zindan süreci başlamıştır. 15 ay Yassıadada tutuklu kaldıktan sonra tahliye olmuştur. 
Böyle bir hayat maalesef öğretmenliği sırasında 1922-1924 yıllarında Kayseride bulunduğu sırada HAN DUVARLARI şiirini yazmıştır. Şair, Umutsuz bir aşkı olan Şüküfe Nihal'den uzaklaşmak ve ayrılmak istemesinden dolayı 1922 yılında Kayseri Lisesi Edebiyat Öğretmenliğine tayini ister ve tayin olur. 

Faruk Nafiz önce trenle Ulukışla'ya gelir. Buradan da at arabasıyla Kayseri'ye geçer. Ve ''Han Duvarları'' şiiri işte buradan, Ulukışla'dan başlar. Ve şiir Faruk Nafiz Çamlıbel'in Ulukışla'dan Kayseri'ye at arabası ile yaptığı üç günlük yolculuğu anlatır. 

Yolculuk üç gün sürer ama şiirde birkaç mevsim birden anlatılır... Aylardan marttır. Ulukışla ve Niğde, Araplıbeli'ne kadar bu ay hala kış ayı gibidir, soğuk ve karlıdır... Şiirde de belirtildiği gibi Niğde'den Kayseri'ye giderken Araplıbeli geçildi mi Yeşilhisar ovası gelir. İşte bu ayda da Yeşilhisar ovası uçsuz bucaksız yeşillikleri ve çiçekleriyle bahar mevsimindedir. 

Şiirin içinde parça parça Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın hüzünlü hikâyesi de koşma şeklinde anlatılır. Şiire adını veren de ''Han Duvarları''ndaki bu yazılardır. Aslında iki şiir iç içedir. Biri koşma diğeri modern şiir türünde yazılan iki şiir bir şiirde buluşur. ''Han Duvarları'' şiirinin en önemli özelliği de budur. İstanbul ile Anadolu'yu birleştirir, aydın ile halkı kaynaştırır.  Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış diye bir halk şairinin gerçekten var olup olmadığı, ona atfedilen dizelerin Faruk Nafiz tarafından mı yazıldığı veya monte edildiği tam olarak bilinmemektedir. 

Şiirin akışına göre Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış ile Faruk Nafiz mart aylarında ve bir yıl arayla arka arkaya bu hanlarda konaklayarak seyahat etmişlerdir. 

Faruk Nafiz'in bu yolculukta konakladığı ilk han Ulukışla'daki Öküz Mehmet Paşa Hanı'dır. (Şimdiki adı Kervansarayı'dır.) Bu handan şiirde bahsedilmez. Faruk Nafiz'in konakladığı ikinci han Niğde'deki handır. Faruk Nafiz, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın bu han duvarına yazdığı koşmayı 1921 yılına tarihlendiğini bilir.  

Çünkü şiirinde şöyle diyordu Faruk Nafiz: 

''Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi... '' Bu şu demektir: koşmanın yazıldığı tarih 08 Mart 1337'dir. Yani miladi takvime göre 08 Mart 1921'dir. "10 yıldır ayrıyım Kınadağı'ndan" diye başlayan mısra ile Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın 1911'den beri evine dönemediğini anlar. 

Bunun nedeni ise savaşlardır; Balkan Savaşı'dır, Çanakkale Savaşı'dır, 1. Dünya Savaşı'dır, Kurtuluş Savaşı'dır... Aslında Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış, savaştan savaşa koşan Anadolu insanının sembolüdür. 

Maraşlı Şeyhoğlu Satımış'ın en büyük derdi, en büyük acısı ayrılıktır, evden, aileden, sevgiliden ayrı kalmaktır, rüzgârın önüne katılmış kuru bir yaprak misali huduttan hududa sürüklenmektir. 

''Han Duvarları'' şiiri Ulukışla'dan Kayseri'ye doğru iklimi ve coğrafyayı anlatırken Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın dizeleri ise tarihi ve bütün bir hayatı anlatır. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın dizelerinde hüzün vardır, ayrılık vardır, gurbet vardır. Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın dizeleri Faruk Nafiz'in yolculuğunun Kayseri'den önce son durağı olan İncesu'daki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın yaptırdığı handa son bulur.

Faruk Nafiz şiirinde bu dizelere başlamadan şöyle der: 

Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.
Ben garip çizgilere uğraşırken baş başa
Rastlamıştım duvarda bir şair arkadaşa

On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan    
Baba ocağından yar kucağından    
Bir çiçek dermeden sevgi bağından    
Huduttan hududa atılmışım ben  

Faruk Nafiz'in konakladığı üçüncü han Niğde'den sonraki Araplıbeli'ndeki handır. Bu handaki duvarda da şu dizeleri okur:

Gönlümü çekse de yârin hayali    
Aşmaya kudretim yetmez cibali    
Yolcuyum bir kuru yaprak misali    
Rüzgârın önüne katılmışım ben

Faruk Nafiz, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın Araplıbeli'nden sonraki İncesu'daki handa duvarda son dizelerini görünce bu son dizelere yer vermeden önce şiirinde söyle ifade eder: 

''Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!

Garibim namıma Kerem diyorlar    
Aslı'mı el almış haram diyorlar    
Hastayım derdime verem diyorlar    
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben

Faruk Nafiz bu dizelerden sonra şiirine şöyle devam eder:

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..

Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende.
Dedi:    
      "Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
Muharrem AKAYDIN / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr