Sevgili okuyucularım, bugün size Kalp rahatsızlıkları ve sıcak hava şartları
hakkında bahsetmek istiyorum.
Bütün kalp hastalarına "yürüyüş yapmanız lazım, en az 10.000 adım" gibi
önerilerde bulunuyoruz, yalnız yaz aylarında, özellikle sıcaklık 30 derecenin
üzerine çıktığında, bu genel tavsiye insan hayatını tehlikeye atabilir.
Bütün motorlar fazla ısınırsa arza yapabilir. Araba motoru "su kaynatır".
Bilgisayar işlemcisi fazla ısınmasın diye bir fan ile soğutulur, aksi takdirde
yanabilir. İnsan vücudunda da 37 derece sıcaklığı koruyabilmesi için soğutma
sistemi var: Bu soğutucu sistem terleme ile gerçekleşiyor. Terleme oldukça
normal bir vücut fonksiyonudur. Belli bir miktarda terleyerek 37 derece vücut
ısımızı stabil tutabiliyoruz. Yalnız bunun bir bedeli var. Bedel sıvı kaybı. Aşırı
sıcaklarda terleyerek, sıvı kayıp ederek bazı vücut fonksiyonlarımız bozulabilir:
Tansiyon düşebilir, yorgunluk halsizlik olabilir. Tuz kaybı ile birlikte bayılmaya
kadar giden rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Fazla terlemeye bağlı su içmez isek
vücut kanımızdaki suyu çeker, oradan borçlanır ve yine terler, çünkü soğutma
sistemi çalışmak zorundadır. Yaşlı ve kronik hastalarda susama reseptörleri
duyarsız olduğundan su içmeyi unuturlar ve ciddi sıvı kaybı ile problem yaşarlar.
Aşırı sıcaklığın insan vücudu üzerine bir diğer etkisi de "vazodilatasyon"
dediğimiz damar genişlemesi. Damarların sıcağa bağlı genişlemesi de tansiyon
düşüşüne sebep olabilir. Bu iki faktör, susuzluk ve damar genişlemesi, sıcak
hava şartlarında özellikle ileri yaşta olan insanları ve kalp tansiyon hastalarını
zorlayabilir.
Bu nedenle insanlar, İspanya gibi sıcak güney ülkelerde devlet tarafından, mesai
saatlerini ona göre düzenler: sabah 4 saat, 4 saat öğlen molası ("Siesta") ve saat
16:00 ve 20:00 arası çalışırlar.
Yani, çok terliyorsanız, arada bir su veya tuzlu ayran içmeyi unutmayın...
Sağlıkla kalın sevgili okuyucularım.