HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 11 ARALIK 2025, PERŞEMBE



YAZARAK DA KONUŞUR İNSAN

11.12.2025 00:00
Herkesin bir doğrusu olduğu gibi; benim doğrum olarak yıllardır kör, sağır, dilsiz olarak yaşamayı tercih ettim hep.
 Kördüm...
 Sevince gözlerime birer perde iniyordu, hemen kalp gözüm devreye giriyordu.
Sevdiklerimi gönülden çok seviyor, her şeyi hoşgörü içerisinde güzel görüyordum.
Sevmekten, iyilikten,
güzellikten başka bir şey gözüm görmüyordu.
 Sağırdım...
 Kayıtsız şartsız hep vicdanımın sesini dinlemekten.
 Dilsizdim...
 Aslında konuşkan biri olmama rağmen, bazı zamanlarda söylemek 
isteyip de, söyleyemediğim onca sözüm olmasına rağmen sessizdim, lal gibi.
İncinsem de incitmezdim hiç.
Her yerde değil ama gerektiğinde susmanın; insanın kendisini kontrol etmenin bir erdemi olduğu bilinci içerisinde, bazen de sesimi duyurabilmek için susardım.
 Bundan sonraki hayatımda da; varsa eğer kalan yıllarımı yine aynı şekilde yaşamak istiyorum.
Gerçekten
görerek
duyarak,
hissederek 
ama 
susarak konuşmak istemiyorum.
 Yazarak da konuşur insan.

 ALACA AKŞAMLAR
 
alaca akşamlarda
gün batarken ufukta
bir başka ben olurum
dalarım dipsiz derinlere
içimdeki denizde...
 gelgitlere mahkûm ömürde
gecenin sesini dinlerken
karanlığın sessizliğinde
yarım ağız gülümseyen
ay yüzlü bir çocuk doğar geceye
hüzün sarmalında...
 gün gelirken geceye
yorgun adımlarla
maziye uzanırım boylu boyunca
gece karanlığını
bir yorgan gibi örter üzerime
hüznü saklıyor olsa da gece
aksisedamdan müteessir olurum...
 gecenin rengi hüküm sürerken
suskun bakışlarımda
bir mum gibi erirken biteviye
içim kan ağlar
hüzzam bir şarkı
eşlik eder hüznüme
demlerim hüznümü
kan çanağı gözlerimde...
 apansız çocukluğum gelir aklıma
gülümseyen dudağımın kıyılarında
elimden aniden kaçırdığım
uçan balonlarımı düşlerim bir bir
hevesim kalsa da kursağımda
küsmem küsemem gökyüzüne
yine de seyrederim ay'la yıldızı her gece...
 ansızın bir efkar basar yüreğime
her bağ bozumu vakti
sonbahar çığırtkanlığında
gecede melül olur bir hercai menekşe
kuşlar uçmaz olur
bülbüller ötmez
uykum kaçar
seni düşününce
darmadağın olur
kahrolurum...
 gönlümün sahilinde
dolaşırken gece gece
aklıma düşer
esrik düşler
dalgalı denizde
bir sandala biner
açılır gider deli divane...
sular çarptıkça yüzüme yüzüme
mest olurum
ruhumun dalgalarından...
 bu keşmekeş hayatta
yaşamın kekremsi tadında
yüreğimin pervazına tutunan
kanadı kırık da olsa
her dem bir kuş olur sol göğsümde
uçmayı düşleyen...
 sahi nedir bunca telaş?
dışım sessizlik
içim çığlık
bir tuhaflık var gecede...
 büyüdükçe küçülen dünyamda
her mevsim yaprak dökerken ömrüm
çiçek bahçesi yüreğimde
günbegün biraz daha eskirim
eskidikçe de sorarım kendime
meçhule giden yolda
gittikçe geceler mi uzadı
günlerimiz mi kısaldı diye?
 avuturum geceyi ve kendimi
fecrin ayak sesleri
ha geldi ha gelecek diye
yarının umuduyla...
 alaca akşamlarda...
 ruhum divane bir göçebe
güneşe hasret ay
mavi düşleri griye boyayan gece
gökte bir sürü ipsiz uçurtma
gecede at koşturan hüzün
hüznün yamacında çatık kaşlı
benzi hazan sarısı bir güz...
 
 
Ayla Cermen Tüfekçi / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--








logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr