Toprak, sadece ayak bastığımız bir yer değil; o, aynı zamanda anıların, emeklerin ve yaşanmışlıkların sessiz şahididir. Eskişehir'den Diyarbakır Çüngüş Yaz Yağmuru köyüne uzanan bu köşe yazımızda, Han'ın o meşhur bayırlarında saklı anılara ve Akoğlan Camii'nde parlayan bir ümmetin yıldızlarına değineceğiz.
Han'a giden yollarda, her bir viraj, her bir bayır adeta bir hikaye fısıldar insana. "Babamla sohbetin tadı ne şirin" denilen o yollar, üç bayırı barındırır içinde. Cennet'in Bayırı, İdris'in Bayırı ve Muzaffer'in Bayırı.
Cennet Ablamızın eviyle anılan ilk bayır, çobanlığın ve emeğin simgesi olmuştur.
İdris Abi'nin değirmenleriyle hayat bulan ikinci bayır ise süt akar oluktan, bereket döner.
Son olarak, Kara Güney'de, o meşhur çardağın bulunduğu, babamın aşkıyla anılan Muzaffer'in Bayırı...
Bu bayırlar sadece coğrafi noktalar değil, Han'ın kimliğini oluşturan, hatıralarla dolu can damarlarıdır. Bu konuda, Han Belediyesi'ne küçük bir önerimiz var. Bu kıymetli isimler, bu anılar, sokağa çıksın, tabelalarda yaşasın ki gelecek nesiller de bu topraklara ait hikayeleri bilsin, geçmişin izlerini takip etsin.
Diyarbakır'dan Gönüllere Kurulan Köprüler Diyarbakır Çüngüş Yaz Yağmuru köyünden (eski adı Ekrek köyü) bahsetmişken, bu köyün %95'inin İstanbul'da iş sahibi olması gerçekten dikkat çekici. Geçmişte terörden dolayı diken üstünde olan bu topraklarda, şimdi bambaşka bir yaşam filizleniyor. Anılarda silah sesleri hiç duyulmamış olsa da, o dönemin zorlukları, köylülerin azmini ve hayata tutunma çabasını bir kez daha gözler önüne seriyor. Faruk Şaşmaz Hoca'nın eşini evlendikten üç gün sonra Yaz Yağmuru köyüne götürmesi ve o günden beri köy ile olan iletişimini hiç koparmaması ise sevgi ve aidiyetin en güzel örneklerinden biri. Kurulan bu sevgi köprüleri, geçmişle bugün arasında sağlam bir bağ oluşturuyor. Diyarbakır, kardeşliği derinden hissettiğim, iz bırakan ve unutulmaz anılarla dolu bir şehir benim için.
Akoğlan Camii'nde Parıldayan Ümmetin Yıldızları
Eskişehir'e döndüğümüzde ise, Akoğlan Camii'nde rengarenk bir tablo ile karşılaşıyoruz. Burası sadece Eskişehirli çocukların değil, farklı milletlerden gelen minik yüreklerin de buluşma noktası olmuş. Iraklı Yusuf, Bera, Hüseybe; Özbekli Zeynep ve Afganlı çocuklarımız... Hepsi aynı dine mensup, farklı dillerden ama aynı gökyüzünün altında parlayan ümmetin yıldızları. Eskişehirli çocuklarımız gerçekten çok şanslı, çünkü küçük yaşlarda farklı kültürleri tanıma, farklı dillerden arkadaş edinme ve aynı inancın evrenselliğini deneyimleme fırsatı buluyorlar. Burada çocuklar evrensel düşünce sistemi ile yetişiyor. Bu çeşitlilik, cami avlusunda adeta bir mini dünya yaratıyor; sevgi, hoşgörü ve birlikte yaşama dersleri veriyor. Akoğlan Camii, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda bir eğitim yuvası, bir kültür mozaiği ve en önemlisi, farklılıkların bir araya geldiği, ümmet bilincinin pekiştiği bir merkez haline gelmiş durumda. Bu tablo, geleceğe dair umutlarımızı yeşertiyor ve bizlere, insanlık ailesinin farklı renklerinden oluşan bu mozaikte ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlatıyor.
Faruk Hocamızın şahsında, bir din görevlisinin sadece cami içinde değil, toplumun her kesiminde nasıl birleştirici bir rol oynayabileceğini görüyoruz. Bu, bireysel bir reklamdan ziyade, İslam'ın temelinde yatan yardımlaşma, diğerkâmlık ve insanlara dokunma prensiplerinin bir ifadesidir. Cami, İslâm aleminin kalbidir. Faruk Hocamızın Yaz Yağmuru Köyü'ndeki sekiz yıllık görevi de, camilerin sadece ibadethane değil, aynı zamanda toplumsal kaynaşma ve sevgi tohumları ekme yeri olduğunu gösteriyor. Bu gönül bağı, İslam'ın evrensel mesajını en güzel şekilde yansıtmaktadır.
Faruk Hoca, 2025 yılında kutsal topraklarda hayatını kaybeden Eskişehir nüfusuna kayıtlı İsmet Amca'nın Mekke'deki Şerai Mezarlığı'nda toprağa verildiğini belirtti. Allah rahmetiyle muamele etsin inşallah.
Faruk Hoca nezdinde tüm din görevlilerimize ithafen, onların değerli çalışmalarını toplumdaki birleştirici ve rehberlik eden rolünü, sevgiyle kurdukları gönül bağlarını ve vatan için taşıdıkları umudu vurgulayarak sözlerimizi tamamlıyor, sevgiler selamlar saygılar sunuyorum Hocam.
Görev Aşktır, Gönüller Köprüdür; Din görevlisi bir ışık, yol gösterir daima, Gönüllere köprü kurar, sevgi yayar an be an. Faruk Hoca misali, her yerde bir umut, bir rüya, Onların emeğiyle yükselir bu aziz vatan.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.