Bilimin İlk ve Son İşi Biyoloji Olmalıdır.
19.07.2025 00:00
Bilim, insanlığın en büyük keşif yolculuğudur. Evrenin derinliklerinden atomların küçücük dünyasına, teknolojinin en sofistike ürünlerinden yaşamın en temel yapıtaşlarına kadar uzanan bu yolculukta, biyoloji hep merkezde olmuştur. Çünkü bilim neyi incelerse incelesin, varoluşun özü her zaman biyolojide saklıdır.
Düşünürler, fizikçiler, kimyacılar… Hepsi evreni anlamaya çalışırken, en nihayetinde canlılığa, yaşamın sırlarına, doğanın karmaşık düzenine ulaşır. Evrenin işleyişinde fizik ve kimya temel taşlardır, ancak canlılık olgusunu anlamadan bilim tam anlamıyla kendini tamamlayamaz. Çünkü biyoloji, yaşamın doğası, gelişimi ve çeşitliliğini araştırır; insanın, hayvanın, bitkinin ve mikroorganizmaların hikayesini anlatır.
Bilimsel keşiflerin ilk kıvılcımı, yaşamın temel prensiplerini anlamaya çalışmakla başlar. Genetik kodun çözülmesi, hücre mekanizmalarının açığa çıkarılması, sinir sisteminin işleyişi ve evrimsel süreçler… Bunların hepsi biyolojinin alanı ve hepsi insanlığın geleceğini şekillendirir. Kanserden Alzheimer'a, iklim değişikliğinden biyoteknolojiye kadar tüm kritik sorunların kökeninde biyolojik gerçekler vardır.
Aynı şekilde, bilimin son durağı da biyoloji olmalıdır. Çünkü teknolojik gelişmeler ve yapay zeka ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanı ve yaşamı anlamadan gerçek ilerleme sağlanamaz. İnsanlığın en büyük hedefi; yaşam kalitesini artırmak, hastalıkları yenmek, sürdürülebilir bir dünya kurmak ise, biyolojiye dönmek kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, bilim yolculuğunun başlangıcı ve varış noktası biyolojidir. Çünkü yaşamın özü, doğanın sırları ve insanın kendini keşfi bu alanda gizlidir. Bilim insanları, geleceğe umutla bakmak ve yaşamı daha derinlemesine kavramak istiyorlarsa, önce biyolojiye dönmeli, onun dilini öğrenmeli ve ona saygı göstermelidir.
Kaynakça
Dr. Robert Lanza & Bob Berman- Biyomerkezcilik – Yaşam ve Bilinç Evrenin Gerçek Doğasını Nasıl Aydınlatır?
