Rahim ağzı kanserinin, erken teşhis ve tedavi ile tamamen kontrol altına
alınabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nagihan
Yılmaz, "Erken tanı sayesinde hastalığa bağlı ölüm oranları büyük oranda
azaltılabilmektedir" dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi
Nagihan Yılmaz, rahim ağzı kanseri (serviks) hakkında bilgilendirmede bulundu. Her yıl
Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı olan Ocak ayında dünyanın çeşitli ülkelerinde hastalığa
dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla etkinlikler gerçekleştirildiğini dile getiren Dr.
Öğr. Üyesi Yılmaz, "Ülkemizde de farkındalık etkinlikleriyle birçok vatandaşımız
bilinçlendirilirken, tarama programları tanıtılarak erken teşhis imkânları vurgulanıyor" diye
konuştu.
"Risk faktörleri"
Rahim ağzı kanserinde risk faktörlerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, "Rahim ağzı
kanserine yakalanma riskini artıran başlıca faktörler arasında 30 yaşın üzerinde olup tedavi
edilmemiş Human Papilloma Virüsü (HPV) ile bulaşan enfeksiyonlar, çok sayıda doğum
yapmak ve ilk doğumunu erken yaşta gerçekleştirmek, sigara kullanımı ve zayıflamış
bağışıklık sistemi (HIV gibi hastalıklar) gibi unsurlardır. Rahim ağzı kanseri, erken teşhis ve
tedavi ile tamamen kontrol altına alınabilir. Erken tanı sayesinde hastalığa bağlı ölüm oranları
büyük oranda azaltılabilmektedir. Bu kanser türü, HPV enfeksiyonu ile yakından ilişkilidir ve
neredeyse tüm rahim ağzı kanserleri bu virüs nedeniyle gelişmektedir. HPV tespiti, kanser
öncülü değişiklikleri erken dönemde belirleyerek tedaviye olanak tanımaktadır" dedi.
"İki temel tarama testi kullanılır"
Günümüzde rahim ağzı kanserini önlemeye veya erken tespit etmeye yardımcı olmak üzere
iki temel tarama testinin kullanıldığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, "HPV testi, Human
Papilloma Virüsü'nün rahim ağzı hücrelerinde varlığını tespit etmeye dayanır ve rahim
ağzındaki hücresel değişiklikleri belirlemek için kullanılır. Pap Smear testi ise rahim ağzındaki
prekanseröz durumları, yani kanser öncesi hücresel değişiklikleri tespit etmeye yöneliktir. Her
iki test de basit ve ağrısız işlemler olup, aynı anda uygulanabilmektedir. 30-65 yaş arasındaki
kadınlara her 5 yılda bir bu testlerin uygulanması önerilmektedir" şeklinde konuştu.