Eskişehir çevre yolunda iki araç aynı yönde seyahat ederken, arkada seyir halinde bulunan ve her iki araçta da üçer kişi olmasına rağmen, öndeki araçtan yol vermesi için selektör yapan bir hareketle başlayan zıtlaşma, birkaç kilometre devam ettikten sonra yol kenarına araçların park edilmesiyle tartışma, hakaret ve mala zarar verme gibi olaylarla büyüyerek sürtüşmeye dönüştü.
Habip Can Uzunoğlu ile Sezgin Yetkinler arasında cereyan eden hadise, basit yaralamaya kadar vardı. Arkadaki araçta bulunan Sezgin Yetkinler, Serkan Namruk ve Muharrem Kıymaz; öndeki araçta bulunan Habip Can Uzunoğlu ile eşi Burcu Öztürk Uzunoğlu'nu tartışma sırasında basit şekilde yaraladı. Habip Can Uzunoğlu ise Sezgin Yetkinler'in aracına zarar verdi. Bu olay nedeniyle her iki taraf hakkında soruşturma başlatıldı.
Ancak dosya daha sonra uzlaştırma kurumuna yönlendirildi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı Betül Özesen, dosya ile ilgili hazırlık yaparak taraflara uzlaşma teklifinde bulundu. Uzlaştırmacının araya girmesiyle birlikte taraflar, uzlaştırma görüşmelerine başladı. Taraflar, husumetli tavırlarından vazgeçerek, uzlaştırmacı Betül Özesen'in yönlendirmesi ve uzlaştırma sürecinin mahiyeti hakkında verdiği bilgilendirme neticesinde, LÖSEV Vakfı'na 20.000 TL bağış yapılması karşılığında uzlaşmaya vardılar.
Bu işlemle birlikte taraflar barışarak yeniden eski haline döndü ve mahkeme kapılarından kurtulmuş oldular.
Konuyla ilgili açıklama yapan Eskişehir Uzlaştırmacılar Derneği Başkanı Muharrem Akaydın, uzlaştırma müessesesinin ne denli faydalı bir kurum olduğunu bu somut olayda gördüklerini belirtti. Trafikte bir anlık öfke ve hırsla gelişen bu olayda, uzlaştırma işlemlerinin başlaması için gereken 30 günlük soğuma süresinin taraflara daha sağduyulu düşünme imkânı sunduğunu, bu süre zarfında uzlaşma müzakerelerine daha olgun bir şekilde katıldıklarını ifade etti.
Ayrıca, burada uzlaştırmacının yönlendirmesiyle verilen kararların, topluma ve toplumu oluşturan bireylere dokunmasının ne kadar olumlu bir davranış olduğu görüldü. Onarıcı adaletin yeni yüzü olan uzlaşma kültürünün önemine değinen Akaydın, şu noktalara dikkat çekti:
Taraflara kendi adaletini yaratma imkânı verir.
Uzlaşma sağlandığında adliye koridorlarında beklemeye gerek kalmaz.
Kişilerin adliyeye gelerek işinden kalmasının önüne geçilir.
Toplumsal barışa katkı sunar.
Yargılama giderleri ve yargılamanın getirdiği külfetlerden kurtulunur.
Suçtan zarar görenin zararı giderilebilir hale gelir.
Tarafların kontrolü artar; yani mahkemelerde kararları hâkim verirken, uzlaştırma süreçlerinde taraflar kendi çözümlerini kendileri belirleyebilirler. Bu da memnuniyeti artırır.
Mahkemelerdeki iş yükünü hafifletir, yargı sürecini hızlandırır, bu da taraflara olumlu sonuçlar doğurur.
Yukarıda sayılan maddelere ek olarak, uzlaştırma kültürünün daha pek çok olumlu yaklaşımı desteklediğini belirten Akaydın, bu kültürün Anadolu'da köklü bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Bu nedenle, gerçekleştirilen uzlaştırma işleminin toplumsal bir fayda taşıdığına dikkat çekerek, uzlaştırmacı Betül Özesen'i ve toplumsal barışa katkı sunan, "evet" diyen tarafları ayrı ayrı kutladı.