Avaz avaz bağırmıyoruz diye bizi zalim sanıyorlar.
İşte aylardır konuşmadığım, yazmadığım halde sonunda Filistin hakkında bu yüzden yazmaya karar verdim. Verdim vermesine ama düşündüklerimin sadece yüzde 5' ini sizinle paylaşacağımı da söylemek isterim. Çünkü düşünüp üzülmek, dua etmek, kendi çerçevemizde boykot yada kınamak cesurca ama iç sesini susturmak ve yazmamak korkakça. Ve evet ben de korkuyorum...
Şimdi öncelikle savaşın öncesine gitmek istiyorum. Sanki herşey güllük gülistanlıkmış da savaşla herşey başlamış gibi düşünenlerin aksine kızgınım.
"Filistin halkı topraklarını sattı" diyorlar. Ben inanıyorum. Durun durun hemen kızmayın. Benzerlerini görüyoruz zaten.
Düşünün oturduğunuz apartmanda bir daireyi yabancı bir "zenci" aldı . (Zenci örneğini ırkçılıktan söylemiyorum daha görünür olduğu için) Aynı binada bir ev daha satılacak ve ev arayan başka bir "zenci" bizden biri var orada diye gelip alacak. Sonra diğeri sonra diğeri...
Bir süre sonra 10 daireli apartmanda 6 hane "zenci" olunca diğer haneler orada kalmak istemeyecek ve satıp kendi kültürlerine daha yakın yere gidecekler. Hep böyle değil midir?
Şehirler arası göçte bile aynı şehirden gelenler aynı mevkilerde oturmaz mı? Bence İsrail'in bu kadar kolay yayılması tamamen böyle bir sebepten dolayı oldu. Sonra çoğunluk oldular, sonra yüzsüz ,sonra saldırgan sonra cani! (yayılan başkaları geliyor aklıma korkuyorum burada).
Yıllardır zaten tüm dünyanın gözü önünde bir katliam yok muydu Filistin de?
Herkesin bir son damlası vardır da bu son damla ne oldu Filistin için? Bu damlayı oraya damlatan kim idi asıl önemlisi?Dolu olduğunu bile bile.
Bir paket çikolatanın bile kontrol edilip içeri alındığını bildiğimiz ambargo bölgesine o kadar silah o kadar mermi o kadar bomba nasıl girdi? Bu cümlem yanlış anlaşılmasın sakın ben onca eziyetin içinde bu insanlar ilk kurşunu attı diye kızmıyorum asla!
O kurşunu onlara veren devamını neden getirmedi. Bu asla destek olmak o halkı zulumden kurtarmak olmadı,onlara zülmun daha fazlasını yaşatmaktan başka neye yaradı. Şimdi çoluk çocuk, yaşlı kadın açlık sefalet içinde başlarından bombalar yağarken sağlık ve gıda yardımı bile giremiyor Filistine.
Sınırları zaten kapalı ve mühürlü.. Hoş gördük girse bile bombalara hedef haldeler ve dünya da o hedefe gözünü dikmiş izliyor.
Ortadoğuda karışıklık kimin işine geliyorsa gülerek gururla, insan hayatının yaşama hakkını savunup vicdan ve merhamet duygusu olanlar ise ağlayıp perişan olarak izliyor. Ve o ağlayanlar da gördüğümüz üzere sadece halk oluyor.
Tüm dünyada Avrupa afrika ülkelerinde bile sokaklara dökülebilenlerin hepsi bireysel, hepsi vicdani. Peki ya asıl sesi çıkması gerekenler.
Devletler nerede... Müslüman bir ülke olan Filistin'in Müslüman kardeşleri nerede? Öyle üç-beş hastayı birkaç gün misafir edip Türkiye'ye göndermek yakışıyor mu Mısıra?
Lübnan, Suriye, Arabistan, İran Müslüman ülke değil mi?
Biraz bakalım hımmm ticarette... Çünkü artık bu yeni dünya düzeninde para kardeşten önce geliyor......
Neyse yazabileceğim yüzde hakkımı doldurdum bence.
Son olarak ben bu savaşın dinler savaşı haline getirilmesine de kızıyorum,toprak savaşı haline getirilmesine de.. Hiçbir din, hiçbir toprak yeni doğmuş bir bebeğin canına susamış olamaz...
Bu acıları yaşayanlara dualar ettiğim kadar sebep olanları ve göz yumanları da "Kahhar" olan Allah'a havale ediyorum...