HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 ARALIK 2024, SALI

BAYRAM HÜZNÜM

14.04.2024 00:00
Geçen haftalarda çocuk yoğun bakımın koridorundan geçerken bir meslektaşımın avuç içi kadar bebekle bavul kadar küvezin içinde ilgilendiğini görünce gözüm kaçtı ama asıl gönlüm deniz oldu taştı odanın en ortasına...
Camdan odanın önünde bebeğe olan sevgim, şevkatim (hatta abartıp o anki aşkım diyebilirim çünkü ulaşılmaz bir sevgiydi o anda olan ) beni şekilden şekile sokmuş tüm duygularımı yüzüme yansıtıp çevremdekileri endişelendirmiş ama ben çevremden kopup iletişimimi kesmiş olduğum birkaç dakika yaşamıştım.

Tabi yakın arkadaşım neler hissettiğimi anlayıp, diğer arkadaşların şaşkın bakışlarının arasından beni sıyırıp alana kadar. Önceki yazılarımı okuyanlar bilir aslında bu gazeteye yazmaya başlamam hastalarımla olan anılarımla olmuştu. Covid döneminde başlayıp sonrasındadevam etse de artık yoğun bakımda bire bir hastalarla çalışmadığım için o konulara girmiyorum bir süredir ama çok özlüyorum.
Yazmayı değil hastalarımla olmayı. Bir çok meslektaşım belki şımarıklık yaptığımı düşünecek ama inanın öyle değil.

Yine yoğun bakıma gittiğim bir gün hemşire arkadaşlarımın hastayı şampuanla, duş jeli ile mis gibi yıkarken görüp odaya dalıp "ohh mis" dediğim de görülmüş birşey.
Bunları neden anlatıyorum biliyor musunuz?
Yazıyı kaleme aldığımda bayramın üçüncü günü idi. Ve acil serviste çalışırken yoğun bayram nöbetleri geldi ister istemez aklıma. Bayram öncesi başlardı aslında yoğunluk şehir dışına çıkmadan genel bakım yaptırmak isteyenler ile evde yatalak hastasını acaba hastaneye yatırıp rahat bayram geçirir miyiz diye düşünen hasta yakınları gelirdi. Kimse başına gelmeden 
bilmez emin olun yatalak hasta bakmak öyle kolay bir şey asla değil.
Ama yine de benim gücüme giderdi büyükleri olmadan nasıl bayram geçirmek isterler diye. Üstelik bizler çalıştığımız için memleket, anne baba özlemi çekerken insanların fütursuzca böyle bir beklentiye girmesi şaşırtıyordu çoğumuzu.
Sürekli yoğun çalıştığım 20 yılın ardından bu yıl ilk kez nöbetsiz, çalışmasız bir bayram geçirecektim ve eşimle bir hafta boyunca bozuk para biriktirdik 5 lik ler 10 luklar, 20 likler.
Yeni taşındığımız mahalle öncekilere göre daha iç içe, daha sokak içinde olduğu için bayram hazırlığı yaptık kendimize göre işte. Gurbette büyüğümüz yok ya biz büyük olacak kapıya gelen çocukları boş çevirmeyecektik. Hatta emindim adres verecekti çocuklar diğer arkadaşlarına bakın şu dairedekiler şekerle birlikte para da veriyor diyecekti. Kapımız dolacaktı üç gün boyunca. Olsundu, dolsundu. Ama 
olmadı, dolmadı.
Tek bir çocuk gelmedi kapımıza. Böyle olunca da ne güzel geçirmişim dedim daha önce bayramları. Emek vermişim en azından ihtiyacı olan hastalarıma, birilerinin çoluk çocuğu rahat etmiş, birilerinin anne babası güvenli ellerde imiş.
En azından boş kapıları beklememişim.
İyi ki dopdolu geçmiş 20 yıl bayramlarım. Üzgünüm bu bayram çok  HÜZÜNLÜYÜM!
Sevda ÇAKAR / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--











logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr